En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Karan Doğru
1 değerlendirme
Takip Et!
1,0
20 Ekim 2022 tarihinde eklendi
Kitaptan uyarlanan filmin oyuncu kadrosuna baktığımda ümitlendim. Filmde işlenen âşık kültürünü az çok bilirim. Kitaptan uyarlama olduğu için filmde neyin işleneceğini biliyoruz, evet; fakat senaryolaştırma ve kurgu o kadar beklentimin altında kaldı ki bu oyunculara tek kelimeyle yazık olmuş. İlk 15 dakikadan sonra yüzüm düşmeye başladı. Duygu yoğunluğundan boğazları düğüm düğüm etmesi gereken sahneler, inanılmaz derecede kalitesiz ve sıradan diyaloglarla heba edilmiş. Film'de bağlama enstrümanının işlenmesi gayet normal. Fakat bağlama kompozisyonu o kadar abartı ve her defasında izleyicinin gözüne sokularak işlenmiş ki gına getirecek hale gelip inandırıcılıktan uzaklaşılmış. İzlerken çoğu sahnede "Ben bile daha iyisini yaparım" demekten kendimi alamadım. Yönetmen'in kaçıncı filmi bilmiyorum ama elindeki şampiyonlar liginde oynayan takım misali ana oyuncu kadrosuyla mahalle maçı izlemiş bir tat bıraktığı için tebrik ederim kendisini.
orta yaşlı avukatın 25 yıl sonra babası çıkageliyor. Konu bu. Çok yavaş tempolu. Kurguda sıkıntılı. Mantık hatalarıda var ama tüm bunlara rağmen. Büyük ihtimal her türlü oyunculuğun iyi olmasından kaynaklı ben filmi sevdim. Yol filmi ve manzaralar çok çok iyi seçilmiş. sanat filmi tadında
Sırf filmi kötülemek için dayanamadım beyazperdeye üye oldum. Bir film ne kadar kötü çekilebilir bir senaryo nasıl bu kadar durgun ve sıkıcı işlenir bize onu gösterip sabrımızı ölçmüşler. Kıvancı görüp sazan gibi atlamayın fena avlıyorlar 1 saat 45 dk nızı bu filme harcayacağınıza evizinde ki halı desenlerini inceleseniz daha cok zevk alırsınız 🤦♂️
Kıvanç Tatlıtuğ için seyrettim ama ne yazık ki vasat 🤦🏻♀️ Konu yok resmen, çocuğunu terk etmiş ölecek herkesten helallik alıyor ama oğlundan helallik almıyor … yolda diyalog olmadan geçen boş iş yani .. Neden terk etti yok Hiç bir şey yok Her şehirde gönlünü eylemiş ,kırık kalpler bırakmış Onlardan helallik istemek için yollara düşmüş Bazısı ölmüş mezarına gidiyor Bazısının yanına gidiyor iki saz tıngırdatıyor başka diyalog yok bu kadar!
Bir yıldız bile fazla berbat bir film ziyan olan 1 buçuk saatime acıyorum hayatımda izlediğim en ama en berbat film Kıvanç Tatlıtuğ a yazık olmuş böyle bir film geçmişi olduğu için
Filmde babasının ölmeden önce birçok insandan helallik alma çabası içinde olup asıl helallik alması gereken oğluna karşı bir çabası olmaması ve oğlunun vicdanli davranarak onu bırakmış olan babasını yarı yolda bırakmadan son istediği olan aşıklar Bayramına katılmasıni sağlaması etkileyiciydi kıvanç Tatlıtuğ bu rolün hakkını vermiş tabi babası da...sonuçta adam öldü ve oğlu yine içindeki boşluk ile yaşamaya devam edecek...yani bir sonuç beklenir illaki ama bu film gerçek hayattan kopmadan olduğu gibi bırakmış hikayeyi izleyici bu duyguları aldıysa film amacına ulaşmıştır
1 saati sadece kıvanç hatırına katlanabildigim bir film.. inanılmaz yavaş İlerleyen konusuz önermesiz hatta yersiz bir film.. mekan yok gelisme desen o da yok sonuca bile bağlanma gereği duyulmamış filmde.. Kıvanç Tatlitug un oyunculuğu dışında bu filmde konuşulacak hiç bir şey yok maalesef..
Kivanc Tatlitug icin izledim, ama Kivanc bu senaryoyu hic mi okumamis ? Ya da nasil kabul etmis ? Ne anlatti bu film? Ne ders verdi ? Sacma sapan, zaman kaybindan baska birsey degil👎🏼
Filmin konusu karmaşık değilken ilk 20 dakika anlatamamak nedir... Ana karekterlerden olan baba toplam kaç kelime konuşuyor.Bu kadar bütçe ekipman bu oyuncu kadrosu ile büyük bir hezimet. Bir filim daha berbat nasıl yönetilir ???.
Hasta baba yıllardır görmediği oğulun evine gelir. Oğul içeri alır babayı. Baba hastadır ama oğul onun hasta olduğunu bilmemektedir. Ama o yatınca karıştırdığı paltosunun cebindeki tahlilleri görür fotoğrafını alır. Ertesi sabah baba gider, oğul işine döner ama yolda giderken doktor bir arkadaşına gönderdiği tahlil sonuçlarından babasının kanser olduğunu öğrenir ve direksiyonu doğru otobüs terminaline kırıp nereye gideceğini bildiği babayı alır, Gideceği yere birlikte gitmeye başlarlar böylece baba oğulun yolculuğu başlar. Film de bir yol hikayesine evrilir. Bundan sonrasının bir hesaplaşma ve çatışma olacağını bekleyen seyirci yanılmaktadır. Çok kısa süren bir baba oğul çatışması yaşanır ama baba ana oğulu neden terk etmiştir, oğul sonradan nasıl iyi kazanan bir avukat olmuştur, anlaşılmaz. Baba sağlığında epeyce zampara olmalı ki yol boyu eski sevgililerine de uğrayıp veda ediyor. Oğlu sorunca cevap vermiyor ama heralde eşini ve oğlunu bu nedenle terk etmiş. Çirkin babanın çok yakışıklı (heralde anasına çekmiş) oğulun yolculuğunu izlemeye devam ettiğimizde araya biraz da Alevilik sosu eklendiğini görüyoruz. Yolculuk sürerken baba Elazığ da rahatsızlanarak hastaneye kaldırılıyor Baba geceyi hastanede geçirirken oğul geceyi hangi ara o kadar samimi olduklarını anlayamadığımız hemşirenin evinde geçiriyor. Sonrası Erzurum, eski dostlarla hemhal olmalar, saz söz derken baba ölüyor. Son veda için Kars a doğru yola çıkılıyor. Ölmeden evvel yolda çektiği ile babanın şapkasında takılı eski fotoğraf yadigar kalıyor oğula. Aceleye mi gelmiş, senaryo kaynaklı mı tartışmasını film eleştirmenleri yapsın ama bir seyirci olarak ben bu film derdini hiç anlatamamış diyorum.
Zamanımızı çaldınız !! Kıvanç bu kadar mı düştün ya o kadar saçma bir film ki hayatımda ilk defa yorum yazma gereği duydum. Çok büyük hayal kırıklığı !!
Film bence türkiye ve alevilik tanıtımı gibi olmuş belgesel gibi bol bol manzara izledik konu yok dialoğ yok sonunda kıvanç tatlıtuğ dere kenarına inince ya saz çalar yada bağırarak ağlar belki diye düşündüm oda olmadı.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.