Ölümcül Dalış eleştirileri

Senaryosunu da, Joachim Hedén ile birlikte kaleme alan Maximilian Erlenwein'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “The Dive”; gizemini sonuna kadar koruyan, bir gerilim olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; Victor Aquilina ile Morgan Chetcuti'nin üstlendikleri, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak...

May ve Drew isimli karakterlerinin, yapayalnızlıklarına "şahane" bir vurgu yapılabilmek gayesiyle...

Malta'nın...

Issız ve çorak bir bölgesinde, İngilizce olarak çekilen bu Alman filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Aralarındaki sohbetten...

Yıl içinde birbirlerini pek arayıp sormadıklarını ve o yüzden de, birbirlerinin yaşam koşullarından hiç de haberdar olmadıklarını anladığımız kız kardeş olan May (Louisa Krause) ile Drew (Sophie Lowe); kiraladıkları bir otomobil ile, yıllık dalışlarını yapacakları noktaya doğru ilerlemektedirler...

***

Vardıklarında...

Park ettikleri aracın bagajından, tüpleri ile içinde diğer eşyalarının da bulunduğu çantalarını alan May ve Drew; zorlu bir taş merdiven parkurda yürüyerek, sahile inerler...

***

Çok geçmez...

Kıyafetlerini giyinip, teknik donanımlarını kuşanan kızlar kendilerini; Akdeniz'in serin sularına bırakıverirler...

***

İnterkom aracılığıyla sürekli haberleşen May ile Drew, yüzmekle yetinmek yerine; el fenerlerini de açmak suretiyle, denizin tabanındaki mağaralara da girmeye başlarlar...

Hatta...

Altı metre derinlikteki bir mağaranın içindeki hava boşluğunda; kafalarındaki oksijen maskelerini çıkartarak, mevcut havayı solumayı deneyimlerler...

***

Orada da...

Sohbetlerine devam eden kızlardan May'in...

Bu yıllık dalışları planlayan kardeşi Drew'a karşı olan, soğuk tavırları...

Dikkatlerden kaçmaz...

***

Ama yine de...

İşler yolunda ve en azından dalıştan hoşlanan Drew açısından keyifler, son derece gıcırdır...

***

Ta ki...

Üzerlerine doğru bir kaya parçası sağanağı başlayana kadar...

***

Bundan kurtulmak için, bir yerlere sığınmak zorundadırlar...

Yoksa vücutlarına alacakları darbeler, ciddi yaralanmalara da neden olabilecektir...

***

Neyse...

Bu durum, çok fazla sürmez ve kısa bir süre içinde de nihayetlenir...

***

Fakat şimdi de, bir başka sorun ortaya çıkmıştır...

Şöyle ki...

Drew'un interkom'dan yaptığı çağrılara May'den, bir türlü yanıt gelmemektedir...

***

Böyle olunca da Drew...

Ablasını arayarak bulmak amacıyla, suyun derinliklerine dalar...

***

Ardından da May'den...

Eğer kendisini duyuyorsa, en azından fenerini oynatmasını ister...

Ki...

Yerini tespit edebilsin...

***

Drew'un bu ısrarlı çabalarının neticesinde...

Nihayet May'in, "Sıkıştım..." diyen sesi duyuluverir...

***

Evet...

May, otuz metre derinlikte sıkışıp kalmış ve hareket edememektedir...

***

Üstelik...

İki kardeşin gücü...

May'in altına sıkıştığı kayayı...

Bırak kaldırmayı, oynatmaya dahi yetmemektedir...

***

Bu sebeple de...

Sadece 25 dakikalık oksijeni kalmış olan May'i kurtarabilmek için Drew'un yüzeye çıkıp...

Yardım çağırması...

***

Sorasında da...

Sahilde bıraktıkları iki yedek tüp ile araçlarının bagajındaki krikoyu alıp geri dönmesi gerekecektir...

***

Bu genel çerçeve içerisinde...

Drew...

Hızlıca bir biçimde yüzeye çıkarken...

Sakin kalarak, düşüncelere dalmaması gerektiğinin farkında olan May'de...

Peş peşe gelen flashbackler ile, kardeşiyle yaşadıkları geçmiş günlerine uzanmaktadır...

Dakika 26...

Karşı karşıya kalacakları aksilikler yüzünden May ile Drew'un, ölüm kalım savaşı verecekleri filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; heyecan dozunun giderek artacağı, 65 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,