En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.091 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
16 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
Yarı otobiyografik senaryosunu da kaleme almasına ilaveten ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çeken Kore asıllı Kanadalı sinemacı Celine Song'un yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Past Lives"; ince elenip sık dokunulmuş, romantik bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 12 milyon dolarlık bir bütçeyle kotarılarak; brüt 42.5 milyon dolarlık bir gişe rakamına da ulaşılmış olan, G. Kore-ABD ortak yapımı bu bağımsız (indie) filme biraz daha yakından bakalım...
***
Film...
Sabaha doğru saat dört sularında...
New York'taki bir barda yan yana oturmuş içki içen Hae Sung (Teo Yoo), Nora (Greta Lee) ve Arthur (John Magaro) arasındaki münasebetin...
Tartışıldığı...
Yani kimin kiminle çift olduğu bir sahne ile başlar...
***
Zira...
Hae Sung ile Nora habire sohbet etmekteyken...
Arthur sadece sessizce...
Üstelik de...
İkisinin arasındaki konuşmadan büsbütün kopuk bir vaziyette...
Öylece oturmaktadır...
***
Ki...
Eğer biraz sabredilirse...
Filmin ilerleyen kısımlarında...
İşin aslı astarı...
Zaten gözler önüne serilerek...
Tüm meraklar giderilecektir...
***
- 24 yıl önce -
Okuldan çıkmış...
Seul'ün kent çeperlerindeki ara sokaklarında...
Evlerine doğru birlikte yürüyen 12 yaşındaki iki sınıf arkadaşından Na Young (Moon Seung-ah)...
Yanındaki Hae Sung (Leem Seung-min)...
Sınavda kendisini geçip birinci olduğu için göz yaşı dökmektedir...
***
Hem de...
Her ne kadar ilk kez birinci olan Hae Sung...
Hep kendisinin ikinci olmasına rağmen...
Hiç ağlamadığını belirtse de...
***
Neyse...
Bu arada...
Birbirlerinden hoşlandıkları da açıkça belli olan...
Hatta büyüdüklerinde evleneceklerini de ifade eden çocuklardan...
Na Young'ın annesi (Yun Ji-hye) ile Hae Sung'un (Ahn Min-yeong) annesi...
Beraberce oynayarak kaynaşmalarını da sağlamaktadırlar...
Bu küçük sevgililerin...
***
Ancak Na Young'ın...
Bir film yönetmeni olan babası (Choi Won-young) ile oyuncu annesi...
Na'nın küçük kardeşi Si Young'ı da (Seo Yeon-Woo) alıp...
Güney Kore'den Kanada'ya göç etmeyi planlamakta...
***
Ve...
Na Young bu haberi...
Okuldaki diğer arkadaşlarıyla da sevinçle paylaşırken...
Hae Sung ise üzüntüsünden...
Neredeyse kahrolmaktadır...
***
- 12 yıl sonra -
G. Kore'deki Hae Sung...
Askerlik hizmetini tamamlarken...
Nora'da New York'a yerleşmiş ve Google'da on iki yıl önceki ilk göz ağrısı Hae Sung'un izini sürmekteyken...
Hae Sung'un...
Babasının filminin Facebook sayfasına yorum yazıp...
Kendisini sorduğunu fark edecek...
***
Ve hiç düşünmeden o da...
Birkaç basit kelime dışında İngilizce bilmeyen Hae Sung'a...
Korece bir mesaj gönderecek...
***
Böylelikle de...
Küllenen ilişkileri yeniden canlanacaktır...
Dakika 20...
***
Ama nasıl ve ne biçimde?
İşte tüm bu soruların yanıtlanacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Kore lisanını unutmamış olmasının yanı sıra Amerika'ya ve Batılı yaşam tarzına entegrasyonunu da tamamlayan Nora'nın kendisi gibi bir yazar olan Amerikalı kocası Arthur'un da devreye girerek şekillendirilmesinde yardımcı olacağı, 85 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Arkadaşlar film kesinlikle durağan ilerleyen ağır bir yapım olmuş izlemeden önce bunu göze alın. Ama nedense sıkılmadım merakla nereye gideceğini bekledim son ana kadar. Gerçekten anlatmak istediğini geçirmek istediği duyguyu seyirciye tam anlamıyla geçirdiğini düşünüyorum. Filmde gerçek hayattan parçalar var. Kalbimde ciddi bir burukluk oluştu resmen. İlk cümlelerimi göze alıyorsanız izleyin derim.
güzeldi beğendim durgun ilerlemesine rağmen akıcı bir konusu vardı çocukluktan ayrılan iki aşık yıllar gecmesine rağmen birbirini anlıyorlar ve oyuncuların cok başarılıydı o duyguyu iyi gecirmişler uzun zamandır bu filmi bekliyordum bugün izledim başarılı buldum 10/7
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.