Hesabım
    The Girl Who Got Away
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    The Girl Who Got Away hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.091 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    11 Şubat 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da kaleme almasının yanı sıra ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çekmek gayesiyle...

    Aynı zamanda yapımcılarından birisi de olan Michael Morrissey'in yönetmen koltuğunda da oturmakta olduğu "The Girl Who Got Away"; gizemini sonuna kadar koruyan, "slasher" tarzdaki bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle kotarıldığı her halinden belli olmasına karşın; makyaj ekibinin, özellikle de protez makyajlarındaki başarısının gözlerden kaçmadığı bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    25 Kasım 1998

    Tommy (Cade Tropeano) ve babası Joe Tulane (Timothy J. Alex), Tommy'nin kaybettiği bir oyun sonrasında...

    Akşamın karanlığında...

    Otomobilleriyle evlerine doğru ilerlerken...

    ***

    Önce...

    Yolun kenarında, üstü başı kanlar içindeki eli bıçaklı bir kadını...

    Kendilerine de sertçe bakınıp öylesine yürürken...

    Sonrasında da...

    Koşarak kaçmakta olan küçük bir kız çocuğunu yani 10 yaşındaki Christina Bowden'ı (Victoria Semenenko) görürler...

    ***

    Derken...

    Tommy'nin de ısrarı üzerine...

    Aracı durdurup, kapıları kilitleyerek aşağıya inip...

    Bir eline fener...

    Diğerine de bagaj kısmındaki bijon anahtarını alan Joe...

    Karanlığa doğru seslenerek aranmaya başlarken...

    ***

    Aynı karanlığın içinden...

    Kaçtığı ağaçlıkların arasından fırlayarak gelen Christina...

    İçinde Tommy'nin oturmakta olduğu aracın camını...

    "Kapıyı aç lütfen! Geliyor!" diye haykırarak dövdüğü anda...

    ***

    Bir terslik olduğunu kavramış olan Tommy...

    Babasının, aksi yöndeki ikazına rağmen...

    Kapıyı açıp, onu içeriye alır...

    ***

    Çok geçmez...

    Eli bıçaklı kadın da...

    Camını kıracağı aracın başına dikilip...

    Tam...

    Christina'ya saldıracakken...

    Elindeki bijon anahtarıyla duruma müdahil olan Joe...

    Kadını etkisiz hale getirerek...

    Massena kasabası şerifi Gerald "Gerry" Bailey'i (Ned Van Zandt) arayarak...

    Polisi de olaya dahil eder...

    ***

    Neyse...

    Aradan yirmi yıl geçmiş...

    Ve...

    30 yaşındaki Christina (Lexi Johnson) şimdi öğretmenlik yapmakta...

    Üstelik de...

    Kendisine kolaylık gösteren Esirgeme Kurumu yetkilisi Andrew Stewart (Andrew Hsu) sayesinde...

    Lisa Spencer (Willow McCarthy) adındaki bir kız çocuğuna...

    Koruyucu anne olmaya hazırlanmaktadır...

    ***

    İşte tam da bunlar yaşanırken...

    Kendi halindeki bir çekici kamyoneti sürücüsü olan Charlie Larson (Eddie Beveridge)...

    Yolda ilerlerken...

    Kayarak ağaca çarpmış bir otomobilin varlığını fark eder etmez...

    Durup...

    Telefonuyla 911'i arasa da...

    O an için kimseye ulaşamaz...

    ***

    Gözüne...

    Yerde yatmakta olan bir yaralı kadın da ilişince...

    Telsize sarılıp yardım çağırmaya kalksa dahi...

    Hem kendisi hem de söz konusu otomobilin...

    Esasında...

    Kendisine refakat eden bir polis şefi olduğunu, ilerleyen dakikalarda anlayacağımız sürücüsü Kelly (Teresa Catherine)...

    ***

    Yirminci yılın sonunda...

    Kapatıldığı cezaevinden hastaneye nakledilirken...

    Vuku bulan kaza sebebiyle kurtulma becerisi gösteren Elizabeth Caulfield (Kaye Tuckerman) tarafından...

    Silahla vurularak öldürülür...

    ***

    Bunun üzerine...

    Yirmi yıl önce Christina'nın peşindeki Caulfield'i tutuklayarak adalete teslim etmiş olan Massena kasabasının eski şerifi Gerry...

    An itibarıyla...

    İcra kararıyla evine el konulma aşamasındaki Kevin Cooper (Tommy Nohilly) ile ilgilenmekte olan...

    Yeni şerif Jamie Nwosu'yu (Chukwudi Iwuji) arayarak...

    Ona...

    "Elizabeth Caulfield'in kim olduğunu biliyor musun?" dediğinde...

    Jamie'nin yanıtı da...

    "Hayır... Bilmeli miyim?" olunca...

    ***

    Gerry sözlerini...

    "Yirmi yıl önce Caulfield, beş genç kızı kaçırdı...

    Massena'dan üç, Wheaton'dan iki... Her iki vakada da, çocuklar evlerinden alınmış... Anne ve babaları yataklarında öldürülmüş...

    Yıllarca sürdü...

    Onu yakalamamız bir acemi şansı..." şeklinde devam ettirince...

    ***

    Gerry'nin amacını kavrayamayan Jamie...

    "Bu nereye gidiyor, Gerry?" diye sorduğunda...

    Alacağı karşılık...


    "Bu sabah Utica'da bir kaza oldu... Bir ABD polis şefi bir mahkumu taşıyordu... Polis şefi öldü ve mahkum da kaçtı...

    Caulfield'ın evinin arkasındaki mezarda, dört kız cesedi bulmuştuk...

    Hayat da kalan beşinci kız ise halen burada, Massena'da yaşıyor...


    Ki bir ihtimal...

    Caulfield onu aramaya, başladığı işi bitirmeye kalkışabilir...

    Bunun olmayacağından, emin olmanı istiyorum..." olurken...

    Konuşma yarım kalır...

    ***

    Zira...

    Jamie'nin, evinin içine kadar girerek kendisiyle iletişim kurmaya çalıştığı Kevin...

    Olacakların sonuçlarına katlanmak yerine...

    Jamie'ye doğrulttuğu silahla, intihar ederek ölmeyi tercih edecektir...

    ***

    Bütün bu olan bitenlerden bihaber olan Christina...

    Dostları ve Lisa ile birlikte evinde...

    Doğum gününü kutlamakta ve hazır bulunanlara...

    Erkek arkadaşı Tom Foster (Jamie Forbes) ile beraber, Lisa'nın koruyucu ailesi olacaklarını açıklayacakken...

    Birden kapı çalınır...

    ***

    Gelen...

    Christina'ya, Cauldfield'in firarda olduğu haberini verecek olan Şerif Jamie'den başkası değildir...

    Ve...

    Bunun ilk mağduru da...

    Ne yazık ki...

    Can güvenliği gerekçesiyle, götürülerek çocuk esirgeme kurumuna iade edilecek olan Lisa'dır...

    Dakika 26...

    ***

    Tarzın meraklılarını, yeterince tatmin edeceğini umduğumuz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; bol miktardaki ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran...

    "Şok" ve seyri zorlu nitelikteki, 90 dakikalık oldukça kanlı bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top