Hesabım
    Bull
    Ortalama puan
    3,1
    1 Puanlama
    Bull hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.066 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da kaleme alan BAFTA ödüllü İngiliz sinemacı Paul Andrew Williams'ın, yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Bull"; gizemini sonuna kadar koruyan, gerilim dolu bir "intikam" draması olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, favori yönetmenlerimizden Ben Wheatley'in de gözde oyuncuları arasında yer alan Neil Maskell'ın; hedefine koyduğu insanların vücut bütünlüklerine karşı, büyük bir soğuk kanlılıkla terör estirebilen acımasız katil Bull rolünde, son derece şahane bir performans sergilediği bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Film...

    Elleri kürekli Clive (David Nellist), Gary (Kevin Harvey) ve Colin'in (Mark Springer)...

    Halen yanmakta olan bir cismi, açık arazideki bir yere gömdükleri sahne ile başlar...

    ***

    Derken...

    Sokağın bir köşesinde dikilmiş, bakınarak beklemekte olan Bull...

    Birden...

    Farlarıyla selektör yaparak yaklaşmakta olan araca doğru hamle yaparak yürür...

    ***

    Vardığında da...

    Ön kapıyı açarak geçer oturur...

    Ve böylelikle de, araç yeniden hareket ettiğinde...

    ***

    Bindiği aracın sürücüsüne (Chris Coghill)...

    "O olduğuna emin misin?" sorusunu yöneltip...

    "Evet, dostum..." şeklindeki...

    Kesinlik içeren yanıtı alır almaz da...

    ***

    Cebinden çıkarttığı 300 GBP/İngiliz Sterlini karşılığında...

    Sipariş etmiş olduğu silah ile silaha ait üç mermiyi...

    Aracın torpido gözünden çıkartıp, eline alıverir...

    ***

    Böylelikle...

    10 yıllık bir aradan sonra...

    Yeniden ortalığa çıkan Bull...

    Silahtaki üç mermiyi de üzerine boşaltacağı...

    Kim olduğunu bilmediğimiz birini, dükkanının içinde vurarak öldürecek...

    ***

    Ardından da...

    Vakti zamanında sıklıkla uğradığı panayırda, bir süre takılıp...

    Çarpışan arabalara binip, bir külah dondurma da yiyen...

    Yanı sıra...

    Elinden alınan küçük oğlu Aiden'ın (Henri Charles) hayaliyle de sohbet eden Bull...

    ***

    Bir panayır çalışanının (Robert Eadon)...

    "Kapatıyoruz birader..." biçimindeki söylemi sonrasında da kendini...

    Eroinman ve alkolik karısı Gemma'nın (Lois Brabin-Platt) teyzesi Cheryl (Kellie Shirley) ile onun kocası Ollie'nin (Yassine Mkhichen) evlerine atıp...

    Kendisini, gizli bir gönül ilişkisi yaşadığı Gary uğruna terk ederken...

    Yanında, Aiden'ı da götüren Gemma'nın yerini soracak ve karşılığını alamayınca da...

    Her ikisini birden...

    Bıçaklayarak öldürüverecektir...

    ***

    Bu son cinayetlere dair bilgiyi Jim'den alan Gary...

    Haberi...

    Bizzat ayaklarına kadar gideceği...

    Clive, Colin, Marco (Jason Milligan) ve Bull gibi kendisinin de patronu olan...

    Gemma'nın babası Norm (David Hayman) ile annesi Sharon'a da (Tamzin Outhwaite) verirken...

    ***

    Çevredeki hemen herkesin...

    10 yıl önce öldüğünü zannettiği Bull açısından sıra...

    Sokakta, yaşıtı arkadaşlarıyla beraber oynamakta olan Adam'a (Rufus Gerhardt-Williams) evinden çağırtacağı babası Marco'ya gelmiştir...

    ***

    Ki...

    Oğlundan, Bull'un kendisini aradığını duyarak ürperen Marco...

    Apar topar Norm'u da telefonla arayıp konuştuktan ve mutfaktaki çekmeceden bir bıçak alıp dışarıya çıkarken...

    Karısı Diane'e (Laura McAlpine), kapıyı kilitlemesini tembihleyecek ve Bull'un yanına yönelecektir...

    ***

    Ancak...

    Marco'yu da temize havale eden Bull...

    Onun telefonuyla Diane'i arayıp kendisinden...

    Norm, Gary ve ulaşabildiği diğer suç ortaklarına...

    Hepsini, birer birer haklamaya geleceğini söylemesini isteyecektir...

    Dakika 18...

    ***

    Sıklıkla devreye giren...

    Geçmişe yönelik flashback görüntüler aracılığıyla...

    10 yıl öncesinde nelerin yaşandığını...

    Bull'un, şu ana kadar öldürdüğü ve bundan sonra da öldürmeyi planlayarak açıkça tehdit ettiği insanlarla...

    Ne türde bir ilişkisinin bulunduğunu da öğreneceğiniz, filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; kanın, neredeyse oluk oluk akmaya devam edeceği...

    Ustalıkla kurgulanılmış, 70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top