Kırmızı Pabuçlar: en yeniler yorumlar

Senaryosunu John Banas, Zachary Layner ve Peter McLeod'un birlikte kaleme aldıkları ve Joanne Samuel ile ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çeken Jesse Ahern'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "The Red Shoes: Next Step"; romantik bir gençlik draması olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, 1948 tarihli Michael Powell ile Emeric Pressburger'e ait 2 Academy ve 1 Golden Globe Ödüllü sinema klasiği "Red Shoes" ile isimli benzerliği dışında, herhangi bir ilişkisi bulunmayan; üstelik de konunun ABD'de geçiyor olmasına karşın, Sidney'de çekilen Avustralya yapımı bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Sahnede sergilenmekte olan bale gösterisinde...

Sıranın kendisine gelmesine neredeyse saniyeler kalmışken...

(Oyunculuğa başlamadan önce profesyonel bir balerin olan Juliet Doherty'nin canlandırdığı) Samantha "Sam" Cavanaugh'un çalan telefonunun karşısındaki...

Kendisine başarılar dilemek amacıyla...

Bir demet gül de satın aldığı New York'taki sokak arasından görüntülü görüşme ile arayan...

City Bale Okulu öğrencisi kız kardeşi Annie Cavanaugh'tur (Daniele Clements)...

***

Ki aynı Annie...

Henüz trafik ışıkları...

Yayalar için tamamen yeşile dönmemişken yola adımını attığı anda...

Geçişini bitirmeye çalışan bir aracın altında kalarak hayatını kaybeder...

***

Yaşadığı bu şokun ardından...

Dans çalışmalarına son veren...

Ve artık sıklıkla...

Arkadaşlarından Eve Leary (Lauren Esposito) ile takılmakta olan Sam...

***

Alışveriş için girdikleri bir mağazada...

Raftaki yerinden aldığı bir deodorantı...

Kimseye çaktırmadan çantasına attığını zannetse de...

Mağazanın kasiyerine yakalanıp...

Mahkemece, 200 saatlik kamu hizmetine...

Daha da gerçekçi bir ifadeyle...

Sokaklarda çöp toplama cezasına çarptırılacak...

***

Ancak...

Bu gidişatı durdurmanın zamanının çoktan gelip de...

Geçmek de olduğunu düşünen annesi Jennifer Cavanaugh (Laura New)...

Babası Bryan Cavanaugh'un da (Adam Hedditch) rızasını almak suretiyle Sam'i...

Bayan Harlow'un (Carolyn Bock)...

The Harlow Academy adındaki Uluslararası Bale Okulu'na yeniden gönderir...

***

Ki bu geri dönüş..

Doğrusunu söylemek gerekirse...

Gerek kendisini...

Gerek eğitmenlerinden Hannah Levison'ı (Kathy Luu)...

Ve...

Gerekse de arkadaşlarından Andrea (Ashleigh Ross) ile Paige'i (Mietta White) ziyadesiyle mutlu etmiş olsa da...

***

Sadece dönem sonuna kadar okulda bulunup tüm derslere katılacak ve artık dans da etmeyecek olan Sam...

Bayan Harlow'un koyduğu kurallar çerçevesinde...

Molaları esnasında...

Dans stüdyosu ile bütün banyo, lavabo ve tuvaletler dahil okul alanlarının tamamını temizleyecek olup...

Hiçbir koşulda da...

Diğer öğrencilerin tam potansiyellerine ulaşmalarına engel teşkil etmeyecektir...

***

Derken okula...

Aynen Sam'in durumundaki...

Kırmızı Ayakkabılar gösterisinin erkek baş karakteri...

Cezalı öğrencilerden Ben'de (Joel Burke) katılır...

***

Ama o...

Dans etmeyi reddeden Sam'in aksine...

Sam ile ablası Annie'nin yedeği konumundaki Gracie (Primrose Kern) ile dans provaları yapmayı sürdürecektir...

***

Fakat...

Provalar sırasında...

Gracie sahnede birden sakatlanmasın...

Ve...

Onu yedeğindeki Paige'de...

Henüz yeterince hazır olmadığını itiraf etmesin...

***

Bu durumda da Bayan Harlow...

Aynen New York'taki City'e transfer olan Annie'nin yokluğunda yaptığı gibi

Kırmızı Ayakkabılar balesindeki Karen rolünde...

Sam'e bir şans daha tanımak mecburiyetinde kalmasın mı...

Dakika 31...

***

Kulakların pasını silen müzikleri ile koreografisinin de, ilgi çekici bir biçimde düzenlendiğini gördüğümüz sahne performanslarının süslediği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; şu ana kadar özetleyerek anlattığımız hikaye ile devamının, fazlasıyla detaylandırıldığı...

80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,