film aslında gayet başarılı.iki ülke veya iki lider arasındaki savaşı iki keskin nişancı düzeyine indirmiş ve sıradan bir askerin bir milletin hatta dünyanın kaderini nasıl parmaklarının ucundaki tetiğe alabileceğini çok iyi göstermiş.arka planda kalan savaş da es geçilmemiş ve gayet başarılı sahneler kotarılmış.bununla beraber ben burda verilen 8,7 oyu gördükten sonra daha sağlam bir film bekliyordum.belki de beklentilerin yüksekliği beni tam memnun etmedi ama hollywood anlayışlarının filmde yine bazı şeyleri ezmesi beni üzdü.mesela her tarihi filmin içine bir aşk hikayesi katma takıntısı olan amerikan sineması yine yapacağını yapmış.
sonuç olarak güzel bir film ama bence Son Samuray'a göre pek de artısı yok ama Çöküşten daha zayıf
Film hâkikaten fevkalâde. Savaş ve insanların içerisinde bulunduğu dram o denli yansıtılmış ki, bazı an savaşın ne denli vahşi, ne denli acımasız olduğunu derinden hissediyorsunuz. Bilhâssa filmin başlarında ki; Rus askerlerinin, Stalingrad'a ulaştığında toplu hâl de, Nazi birliklerine hücum ederken tek tek can verişlerini ve saldırının ölümle sonuçlanacağını fark eden Rus askerlenin geriye döndüklerinde, kendi vatandaşları tarafından katledilişlerini hüzünle seyir ediyorsunuz.
Savaş, insan vasfına sahip yaradılmışlara mahsus değil. Canına kast etmedikçe, insan olan hiç bir canlıya zarar veremez. Her varlık canlıdır. Zarar veren, insan olamaz!...
Bu film bu güne kadar çekilen en iyi savaş filmleri arasında gösterilebilir bence.Hikayeyi işleyişinden, oyunculuğa,gerçekçiliğinden kurgusuna film muhteşem olmuş.Ayrıca teknik açıdan da analiz edersek görüntü kalitesi bilhassa renk filtreleri ve ışık çok iyi.sanat yönetmenliği ve kostüm seçimleri de harika. ben en çok hikayeyi işleyişini sevdim ve bu film bence er ryan dan daha güzel bir film.çok heyecanlı ve sürükleyici.senaryo yapısında bir tek fazla sahne bile yok.sonu muhteşem ve film almanları kötülerken kominizme de göndermeler yapmış.Aynı kıza aşık olan iki gencin hikayesi, aynı imkanlara sahip bir toplum olamayacağını fikrini savunur gibi geldi bana.zaten filmin sonuna doğru postacı subay bunu kendi ağzı ile söylüyor.Ve son olarak film o dönemi muhteşem bir dille yansıtıyor.sanki siz o savaşın ortasında kalmış bir sinema sever gibi hissediyorsunuz kendinizi.10 üzerinden 10.
Bu tür filmlerin müdavimi olarak çok beğendim diyebilirm savaşla dramı ustaca birleştiren ender filmlerden biri bence. Sıradan bir Rus askerinin bir halk kahramanına dönüşmesi ve sonunda onunla uğraşması için kurnaz bir alman subayının başına bela olarak gönderilmesi ve akabinde aralarında gelişen akıl oyunları filmi inanılmaz sürükleyici yapmış. oldukça güzel bir film bravo...
Kimi filmler vardır.Savaşı bütün çıplaklığıyla ortaya serer.Mesela Er Ryan’ı kurtarmak bunlardan biridir.Bu tür filmler yüksek bütçe gerektirdiği için yönetmenler çoğu kez savaşın şekillendirdiği o dramatik evrene, mikro düzeyde yaklaşımlar sunarak,savaşı ana bir eksen olmaktan çıkarır.Bu durum kendi içinde büyük bir risk barındırır.Savaş sahnelerinin minimize edilmesiyle, gerçekçilikten kopma tehlikesi baş gösterir bu tür yapımlarda. ’Kapıdaki düşman’a bu bağlamda yaklaştığımızda, genel bir dengenin tutturulduğunu görüyoruz.Keskin nişancıların o nefes kesen düellosu, birtakım yan öğelerle de beslenmiş ve bence kıvam tutturulmuş.Oyuncuların Avrupalılardan seçilmiş olması ise su götürmez bir şekilde filmi eleştiriye açık hale getiriyor.Ed Harris belki Alman Binbaşı Koenig’in fiziksel topografisine uygun bir isim; ama Zeitsev’i canlandıran Jude Law için aynı şeyi söylememiz mümkün değil.En azından bu rol için mutlaka bir Rus aktör seçilmeliydi.Ben Jude Law seçiminin yanlış olduğunu düşünenlerdenim. Rus gemilerinin Stalingrad limanına yaklaşmaya çalışırken,Nazi uçaklarının saldırılarına hedef olmasıyla başlayan bu dramatik savaşta,propaganda unsurunun da savaşlarda sonucu lehe çevirme adına ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz.İşler Ruslar açısından hiç de iyiye gitmezken,bir motivasyon ve moral unsuru olarak Zeitsev’in devreye sokulması,senaryoyu güçlü kılan önemli bir bileşen olmuş.Düello sırasındaki ayrıntılar ise olduça iyi tasarlanmış;mesela o traktör fabrikasında Tania’nın aynayı Koenig’in gözüne tutması ve Zeitsev’in de bu fırsattan en iyi şekilde istifade ederek Koenig’i yaralaması, çok ustaca tasarlanmış bir sahneydi.Hata kabul etmeyen bir düellonun, mahiyetini göstermesi bakımından oldukça etkileyiciydi. Film genel olarak herkeste bir ikilem yaratmış gördüğüm kadarıyla.Herkes bu düelloda bir taraf tutmuş anlaşılan.Ben de bu ikilemi ister istemez paylaşanlardanım.Kalbim film boyunca Zeitsevle attı ve Koenig’in Şaşayı asmasından sonra bu duygu daha yoğun bir şekilde hissettirdi kendisini.Pamuk ipliğine bağlı bu düelloda Koenig’in Zeitsev’i öldürdüğünü sanarak mevzilendiği yerden çıkması ve gerçek durumu anlayınca, şapkasını çıkararak, ’bu iş buraya kadarmış’düşüncesi içerisinde, Zeitsevin kurşununu beklemesi ise, filmin finali açısından oldukça dramatik bir hava yaratmış... Stalingrad çatışmasının yaşandığı o hummalı dönemde,genel bir durumdan özel bir senaryoyu süzen ’Kapıdaki düşman’, içeriğiyle övgüyü hak eden, izlenmesi gereken bir yapım olmuş şüphesiz...
sinemada seyretmediğime pişman olduğum ender filmlerden birisi...dün akşam seyrettim her ne kadar yeri geldiğinde reklamlarla film çok güzel bölünsede yinede kişisel çatışmanın,hem savaş sorunu hemde aşkla harmanlandığı iyi bir film...bir kere filmin oyuncu kadrosunda bulunan isimlerin hepsi birbirinden çok daha iyi oynamış...ama örneğin filmin ana hikayesi gerçek hayatta yaşanmamış olsa filmin gidişatı biraz ''ütopik''olurdu..bir kere en başta Jude Law'ın oyunculuğu çok iyi yanı sıra Ed Harris her zamanki gibi ''yan rollerin adamıyım,oyunculuğuma bakarım''düsturunu benimsemiş...bu arada filmin girişi mükemmel,efektler çok süper gitmiş arkadaki yıkık-dökük stalingrad görüntüsü çok iyi çizilmiş daha sonrada zaten askerleri gemiye topladıklarında elinde megafonla Birol Ünel abimizi görüyoruz...film dediğim gibi çok etkileyici ama bazen uzadığı anlar oluyor..ama yinede genel itibariyle çok iyi filmmiş...8/10
savaş filmleri beni hep etkilemiştir. bu filmdende çok etkilendim.film dört dörtlük ama bir tek yerden beklediğimi bulamadım. son bölümdeki karşılaşmayı biraz konuşma olabilirdi...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.