Hesabım
    Kapıdaki Düşman
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Kapıdaki Düşman

    Yumurta Kapıya Dayanınca

    Yazar: Burak Hatipoğlu

    Anlaşılan Fransız yönetmen Jean-Jacques Annaud gişe hasılatından yoksun filmlerinden sonra, bırakın düşmanı, kariyeri açısından yumurtanın kapıya dayandığını anlamış olmalı ki bizler için "Enemy At The Gates - Kapıdaki Düşman" gibi bir Hollywood şekeri hazırlamış.

    Film, 1942 yılının kuşatma altındaki Stalingrad'ında birbirini avlamaya çalışan bir Rus ve bir Alman keskin nişancısının öyküsü çerçevesinde aşk, dostluk, onur ve kahramanlığın hikayesini anlatıyor.

    Film boyunca hem Rusların hemde Almanların aksanlı Ingilizce konuşması ciddi şekilde sinirlerinizi bozmaya yetiyor. Filmde herkes elini kolunu sallayarak her yere giriyor, her yerde karşılaşıyorlar. Anladığım kadarıyla o dönemin Stalingrad'ı bizim Taksim Meydanı'ndan biraz daha büyükmüş.

    Keskin nişancıların mücadelesi ile aşk hikayesi bir şekilde birlikte yürümüyor film boyunca. "Saving Private Ryan - Er Ryan'ı Kurtarmak" ( 1998 ) tadındaki 3-4 savaş sahnesi filmi kurtarmaya yetmiyor. İki adamın birbiriyle mücadelesi arada kaynayıp gidiyor.

    Sınıf farklılıkları ( okumuş Fiennes ve Weisz, diğer yanda köylü Law ) veya Rus Yahudilerin durumları gibi olaylara ise sadece söyle bir değiniliyor.

    Filmin gerçekten başarılığı olduğu noktalar ise kostüm tasarımı ve savaşı bize olduğu gibi göstermesi. Orada bir iki çatışma, diğer yanda bir iki ölü. İşte savaş bu. Kirli.

    Film boyunca dramatik örgü adım adım kurulmaya çalışılıyor ve film iki dakikalık rezil bir finalle son buluyor. Fazlasıyla yetersiz olduğu ve hayal kırıklığı yarattığı bir gerçek.

    Rus keskin nişancı Vassili rolündeki Jude Law sıradan, sevdiği kız rolündeki Rachel Weisz sıradan, hele Nikita Krushchev'i oynayan Bob Hoskins ve Rus istihbarat subayı olarak Joseph Fiennes ciddi şekilde kötü. Fakat Alman binbaşı olarak Ed Harris uzun zamandır olmadığı kadar formda ve filmi izlenebilir kılan en önemli faktörlerden biri. Canlandırdığı karakterin tecrübe ve becerisinin mükemmel bileşimini sundu bizlere oyunculuğu ile. Film boyunca onun tarafını tuttum doğrusu. Filmin hoş bir sürprizi yaklaşık yarım saatliğine gözüken, çok sevdiğimiz Ron Perlman ( "Alien : Resurrection - Alien : Diriliş" ( 1997 ) ).

    Annaud'dan yeniden "La Guerre Du Feu - Ateşe Çağrı" ( 1981 ) gibi bir başyapıt izlemek istiyoruz. Yapabildiğini biliyoruz.

    Sonuçta "Enemy At The Gates - Kapıdaki Düşman" 'ı izleyip izlememek size kalmış.

    Filmi izleyenler ve izlemeyecek olanlar için not : Gerçek Vasilli Zaitsev filmde anlatılan olaylardan sonra Stalingrad muharebeleri sırasında bir mayına basarak kör kalmış.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top