Hesabım
    Luther: Batan Güneş
    Ortalama puan
    2,9
    14 Puanlama
    Luther: Batan Güneş hakkında görüşlerin ?

    5 Kullanıcı yorumları

    5
    1 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    2 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Uguryeni241
    Uguryeni241

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    7 Mart 2024 tarihinde eklendi
    Filmin ortasındayım insanı sıkmıyor gayet akıcı millet neyini beğenmemiş anlamadım.........,...........,....
    aykut yakar
    aykut yakar

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    7 Nisan 2023 tarihinde eklendi
    Film kotunun kotusu izlemeye degmez. Konusu guzel islenisi cok kotu tam bir zaman kaybi zaten uzun bir film.
    su-sisesi
    su-sisesi

    Takipçi 270 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    16 Mart 2023 tarihinde eklendi
    İYİ BİR BAŞLANGİÇ YAPAN FİLMİMİZ BİZE SAĞLAM KARANLIK BİR POLİSİYE HİKAYESİ ANLATACAK GİBİ DURURKEN...DAKİKALAR İLERDİKÇE SIĞ BASİT BİR HEYECANI OLMAYAN...BİR POLİSİYE FİLMİNE DÖNÜŞÜYOR...İDRİS ELBA NİN BU ROLE YAKIŞTIĞI BİR GERÇEK AMA ODA BİR NOKTAYA KADAR...ZAYIF SENARYO KLİŞE SAHNELER NEYİ NEDEN YAPTIĞİ BELİRSİZ BİR KÖTÜ ADAM..BOŞ VAKTİNİZ VARSA BEN HER TİP FİLM İZLERİM DİYORSANIZ...130 DAKİKALIK BU FİLMDEN BÜYÜK BEKLENTİNİZ OLMASIN.
    Zafer AGH
    Zafer AGH

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    12 Mart 2023 tarihinde eklendi
    Film senaryosu çok saçma ve tahmin edilebilir olması berbat bir işçilik olduğu anlamına gelmekte ama oyuncu kadrosu iyi çok iyi değil ve bezer tarz bir çok filmler de var sonuç olarak film cekmeyip parasını bir yerlere yardım etseler daha iyi ve polisiye bir fim yapılması merak uyandıran içerikleri işlemeliler o zaman izlenmesi güzel bir film olur bir cik eksik ve kötü yazılmış bir film
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.067 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    11 Mart 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, baş rolünde yine Idris Elba'nın oynadığı aynı isimli BBC tarafından yayınlanan TV dizisinin (2010 - 2019) yaratıcısı olan Neil Cross'un bir devam filmi olması amacıyla yazdığı ve yönetmen koltuğunda da, ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çeken Jamie Payne'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Luther: The Fallen Sun"; "neo - noir" tarzda kurgulanılmış, psikolojik bir suç draması olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle protez makyaj uygulamalarının yanı sıra, özellikle de zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini George Bailey, Carla Donato ve Wolfgang Stegemann'ın üstlendikleri; dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilmiş olan, İngiliz yapımı bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Akşamları boşalmış olan ofislerde, temizlik işçisi olarak çalışan genç delikanlı Callum Aldrich'i (James Bamford) telefonla arayarak; "On beş dakika sonra benimle buluşmanı istiyorum..." diyen kimliği meçhul bir şahıs, buluşulacak yerin konumunu da gönderir...

    Callum biraz nazlanınca da, telefondaki şahıs kendisini; elindeki ekran görüntüsünü, kız arkadaşı ve annesi dahil telefon rehberindeki herkese atmakla tehdit eder...

    ***

    Bunun üzerine aracına atlayan Callum; bardaktan boşanırcasına bir hızda yağmakta olan yağmurlu bir havada, yola koyulmak zorunda kalır...

    Ancak ilerlemekte olduğu yolun üzerinde...

    Karşı yönden gelmekte olan, yolcu tarafındaki ön kapısı açık ve farları da yanan bir otomobilin öylesine durmuş, yerde de bir insanın yatmakta olduğunu gören Callum; bir trafik kazası olduğu düşüncesiyle telefonuna sarılarak 911'i arar ve bir ambulans ile polis gönderilmesini ister...

    Ama aslında hiçbir şey...

    Göründüğü gibi değildir ve yerde, yaralı olarak yatmakta olduğunu zannettiği adam; yerden doğrulur doğrulmaz, arkasından saldırdığı Callum'ı bayıltıncaya kadar dövecektir...

    ***

    Ertesi sabah...

    Olay mahalline intikal ettiğinde, Başmüfettiş John Luther'ı (Idris Elba); bir zamanlar kendisine de patronluk etmiş olan Ciddi ve Seri Suçlar Birimi'nin eski başkanı, emekli Dedektif Martin Schenk (Dermot Crowley) karşılayacaktır...

    ***

    Callum'ın gecenin karanlığında gördüğü...

    On gün önce Güney Londra'dan çalınmış Saab marka otomobilin sürücü koltuğunda; yedi yıl önce aniden ortalıktan kaybolan ve intihar etmiş olmasından şüphelenilen Cerys Jones adındaki, başarılı bir banka çalışanın cansız bedeni oturmaktadır...

    Fakat yedi yıldır kayıp olan ve çürümemesi için vücudunun buz içinde muhafaza edildiği anlaşılan bu kadının; gerçekte hangi vakit de öldüğü de, gerekli laboratuvar incelemeleri yapılmadan anlaşılamamaktadır...

    ***

    Elbette otomobili terk edilmiş vaziyette bırakılmış olan Callum'ın kendisi de ortalıkta yoktur...

    Başmüfettiş Luther'a göre, dün gece Callum'ın burada bulunması; bir "yanlış zaman yanlış yer vakası" değil, tam tersine planlı bir şekilde bu noktaya çekilmiş olması halidir...

    Derken...

    Callum'ın polis engelini aşan annesi Corinne Aldrich'de (Hattie Morahan) çıkıp gelir ve Luther'dan kendisine, oğlunu bulma sözünü vermesini ister...

    ***

    Corinne Aldrich ile Luther arasındaki bu konuşmaya tanıklık eden Londralı teknoloji milyarderi ve seri katil David Robey (Andy Serkis); sosyal medya hesapları bulunmaması nedeniyle takibi pek de kolay olmayan Luther'ın tüm geçmişinin, özellikle de en saklı küçük sırları ve en mahrem ayıpları ile yolsuzlukları ve suiistimallerine dair kanıtların, didik didik edilerek bir bir taranıp önüne konulması talimatını verir...

    ***

    Çok geçmez Luther...

    TV haberlerinde de (Nicola Achilleas) verildiği şekliyle, önce haneye tecavüz, şüpheliyi tehdit, delil karartma ve rüşvet gibi şoke edici bir dizi suçla itham edilir...

    ***

    Yine televizyonlarca (Lawrence Russell) bu epey kabarık yasa dışı eylem iddiaları, eleştirenlerin kanaatince; kendi adalet anlayışını uygulamayı hak gören bir adamın marifetleridir...

    Nihayetinde de suçlu bulunarak tutuklanan Luther, cezasını çekmek üzere; kendisini ziyadesiyle zor günlerin beklediği, yüksek güvenlikli Hawksmoor Hapishanesi'ne gönderilecektir...

    ***

    Neyse...

    Luther'da hapse atıldıktan sonra oğlunu bulma umutları iyice zayıflamış olan Corrinne'e bir akşam Callum'dan, gelip kendisini almasını söyleyen bir telefon gelir...

    Kendisine verilen adrese gittiğinde Corrine ile kendisi gibi aranarak aynı adrese yönlendirilen diğer kurbanların yakınlarını; aralarında Callum'ın da bulunduğu, buzluktan çıkartılarak tavana asılmış sekiz ceset beklemektedir...

    ***

    Eğer sadece bununla kalsaydı da iyiydi...

    Kurban yakınlarının da içeride bulundukları bir anda, ruh hastası seri katil David Robey; önceden hazırlanmış bir düzenekle, binayı ateşe verir...

    Ardından da...

    Roma'yı yakan Neron misali, dışarıdan büyük bir zevkle izler...

    ***

    Şimdi sıra, Robey'in peşine düşecek olan Ciddi ve Seri Suçlar Birimi'nin şu anki başkanı Başmüfettiş Odette Raine'dedir (Cynthia Erivo)...

    Yapılan ilk tespite göre, cesetleri tavana asma eylemi için kullanılarak yakılan bina; beş yıldır İngiltere'ye adımını dahi atmamış olan bir Suudi Arabistan vatandaşına aittir...

    ***

    Böyle olunca da...

    Başmüfettiş Odette Raine ekibine, iki görevi birden verir...

    Bunlardan ilki, o binanın boş olduğunun kimlerce bilinebileceğinin; ikincisiyse, on bir yıldır düzenli olarak kaçırılan kurbanların en az bir ortak noktalarının tespitidir...

    ***

    Peki, bir fırsatını bulup da kaçarak; seri katile ilişkin sürek avını sürdürmeye devam edecek olan hapisteki Luther'a ne mi oldu?

    Onun hücresine de katilin adamlarınca, bir zarf içindeki 65.8 yazılı bir not gönderilmek suretiyle; radyosundaki o istasyonu açıp dinlemesi sağlanır...

    Açıp dinlediğinde de, kendisini içeriye tıktıranın; peşine düştüğü seri katil olduğunu öğrenir...

    ***

    Bu arada...

    İşkence edilerek katledilen Callum'ın annesi Corinne, Luther'ın ziyaretine gelerek onu; sözünü tutmak yerine, başka işlerle uğraşan bir yalancı olmakla suçlayacaktır...

    Dakika 21...

    Aksiyon ve gerilim dozunun giderek yükseleceği, filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; kategorinin hayranlarını fazlasıyla mutlu kılacağını umduğumuz, 108 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top