Yeniden Leyla eleştirileri

Senaryosunu da, ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çekmekte olan ve kendisiyle yapılan bir söyleşi de "filmin çıkışı mitolojiye (özellikle Sofokles’in “Oidipus” tragedyasına) ve psikanalize duyduğum ilgiyle başladı sanırım..." diyen Barış Hancıoğulları’nın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Yeniden Leyla"; Türk sinemasında çok da rastlanılamayan tarzdaki, şahane bir drama olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçe ve Ahmet Melih Yılmaz ile Ayfer Dönmez'in performanslarına yaslanılarak çekilen...

Ve...

Özelikle de ikinci bölümde birbirine eklemlenen iki farklı parçadan oluşan bu bağımsız filme biraz daha yakından bakalım...

***

- Birinci Parça / Bölüm -

Bir tamirhanede çırak olarak çalışmakta olan doğuştan konuşma engelli Umut (Ahmet Melih Yılmaz); annesi Leyla (Ayfer Dönmez) ile birlikte, İstanbul'un kenar semtlerinden birinde yaşamakta olup...

Şu ana kadar annesinin iki kez...

Gizlice, birisiyle telefon konuşması yaptığına tanık olur...

***

Hatta sonuncusunda...

Ertesi gün için, çardakların bulunduğu bir yerde buluşulma kararı da alınır...

***

Bunun üzerine...

İyice meraklanan Umut, annesini takibe alır...

Ve...

Onun, yanak yanağa öpüşebilecek samimiyetteki bir erkek ile buluştuğunu görür...

***

Yalnız tedbiri elden bırakmayan Umut...

Bir sonraki gün annesi Leyla'yı; yine aynı adamla, bu kez ucuz otellerden birisinde buluşurken tespit edecek ve iyice pimpiriklenecektir...

***

Yani kısaca...

Kendisinden habersizce, bir takım şeyler dönmektedir...

***

Böyle olunca da...

Palas pandıras otelin içine dalarak, doğrudan odaların bulunduğu üst katlara çıkmaya yeltenen Umut; otelin görevlilerince derdest edilmek suretiyle, hemencecik dışarıya atılacaktır...

***

Ama artık...

Annesinden iyice şüphelenmeye başlayan Umut'un içi, içini kemirmektedir...

***

Fakat ne yaparsa yapsın Umut...

Bu gizli telefon trafiği ile buluşmalar da, hız kesmeden devam eder...

***

Hatta...

Annesiyle o adamın son buluşmaları, bizzat kendi evlerinde gerçekleşir...

***

Merakı iyice depreşen Umut, söz konusu adamın kimliğini tespit edebilmek amacıyla; yeniden derdest edilerek dışarıya atıldığı otele döner ve anahtarlıkta asılı olan üç odanın anahtarını da alarak...

Çok daha sakin bir biçimde...

Merdivenlerden yukarıya çıkararak, aradığını buluncaya kadar odaları birer birer dolaşır...

***

Derken...

Aynı günün akşamında da...

Tamirhanedeki müşterilerden birine ait olan emanet bir otomobili, patronundan habersizce dışarıya çıkartarak...

Bütün bir geceyi sokaklarda geçiren Umut...

Tamponu ile farına zarar verecek şekilde aracı çarptığı için işinden de kovulur...

***

Çok geçmez...

Her açıdan sarsılmış olan Umut...

Kendisi hakkında endişelenen annesinin önüne, buluştuğu adamın otel odasından aldığı; kimliğini gözler önüne seren dosyayı koyuverir...

***

Ki..

Bu nokta bizim açımızdan, filmdeki ilk parçanın "spoilersiz" anlatılabilecek kısmını da oluşturmaktadır...

***

- İkinci Parça / Bölüm -

Bu bölümde daha uzun saçlı olan Umut, son derece sağlıklı bir dizi film oyuncusudur ve akşamın karanlığında; kendisi gibi oyuncu olan yakın arkadaşlarından birisiyle, ilk bölümdeki Umut'un yaşadığı semte otomobiliyle giderek...

İçinde uyuşturucu ihtiva eden sigaralardan satın alarak tüttüreceklerdir...

***

Bu arada...

İlk bölümde ev temizliğine giderek evini geçindiren Leyla'da...

Umut'un da kadrosunda yer aldığı bir dizinin başrol oyuncularından birisidir...

***

İlk bölümde...

Anne ile oğul karakterleri olan Leyla ile Umut....

Bu bölümde...

Leyla'nın bundan haberdar olmamasına karşın...

Umut'un, ona platonik bir aşk ile umutsuzca bağlandığı bir kadına dönüşmüştür...

Dakika 60...

"Yapısal olarak, “Tropical Malady” (Weerasethakul, 2004), “Lost Highway” (Lynch, 1997), “Full Metal Jacket” (Kubrick, 1987) gibi filmleri yapmak istediğim şeye daha yakın görüyorum" diyerek kendi sinemasını tanımlayan Barış Hancıoğulları’nın filminin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; beklenmedik sürprizleri de bünyesinde barındırmasının yanı sıra...

Sıklıkla rastlayamayacağınız anlatım dili nedeniyle kesinlikle kaçırmamanızı önereceğimiz, 39 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

Son bir not:
Yorumumuzda kullandığımız bilgilerin bir kısmında...

Emrah Kolukısa'nın, Barış Hancıoğulları ile görüşerek 29 Mart 2022 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayınladığı; "Yeniden Leyla filminin yönetmeni Barış Hancıoğulları ile söyleşi" isimli makaleden yararlanılmıştır...