Çıkış noktası olan konusundan ortalarında sapmaya başlayara,bambaşka bir amaca yöneliyor sevgilisi'nin kaderini değiştirmek için yola çıkan profesör sonrasında görevini unutarak insanlığın kaderini değiştirmeye çalışıyor bu da izleyicilerin gözünde filmin inandırıcılığını yitirmesini sağlıyor en azından benim öyle oldu çıkış noktasından hareket ederek başlayıp öyle bitseydi daha çok beğenirdim ama bu şekilde senaryo zayıf kalmış zaman geçişleri,bilimkurgu sahneleri olsun güzeldi,guy pearce de iyi oynamış ama dediğim gibi senaryo açısından büyük sorunları var bana göre
Yönetmenin H.G. Wells gibi bir ismin eserini perdeye taşımak için yeterli vizyona sahip olmadığı açık ancak esas şaşırtıcı olan John Logan'ın marifetli ellerinden bu kadar kötü bir senaryo çıkmış olması.Senarist olarak Oscar ödüllü birçok filme imza atmış senaristin en sönük çalışması belki de.Guy Pearce'a rağmen hayal kırıklığı maalesef.
Film fena değil, hatta zaman yolculuğu gelecek ve geçmiş zamanlar çok iyi gösterilmiş. Fakat zamanın içinde yolculuk yapmak dışında filmin konusunda pek bişey yok. Gelecekle ilgili fantastik hikaye aslında güzel olmuş ama sonunda canavarların zaman makinesinin patlamasıyla yok olması çok saçmaydı, bişeyleri düzeltecek değiştirecekse bunu zamanda geriye giderek falan yapmalıydı böyle zaman makinesini tam kapasite çalıştırıp patlamasına yol açmak filmi biran önce bitirmeye çalışıp nasıl bitireceklerini bulamayıp böyle saçma bir son hazırlamışlar gibi geldi bana... Bir de bu filmin 30-35 yıl önceki hali var bir de onu izlemek lazım belki direkt ordan almışlardır herşeyi.
Gelenekçi zaman teorilerinden uyarlanan kaybettiği aşkına kavuşmak için zaman makinesini icat eden bir profösörün geçmişini değiştirememesini ve bunun nedeniyle gittiği gelecekte başına gelen binbir maceraya şahit oluyoruz.Film ortalarında çıkış noktasından çok uzaklaşıyor ve başbaşka yerlere yelken açıyor bu biraz filmin gücünü zayıflatsada sonu biraz klişe olsada zamanda yolculukla ilgili başarılı filmlerden biri.
Yaw anlamadım çok düşük puan almış. Her zaman sölüyorum yine de söleyeyim bence puanlama kategori usulü olmalı sanki 100 tane zamana yolculuk filmi var da bu orta şeker olmuş. Bence baya başarılı bir yapım. Dün akşam izledim yeniden ve yeniden zevk aldım. 8/10
Bilim-kurgu romanlarının ünlü İngiliz yazarı H.G.Wells'in klasikleşmiş,kült haline gelmiş aynı adlı,çok satan kitabından sinemaya uyarlanan bir filmdir zaman tüneli.Filmin yönetmeni de zaten Wells'in torunlarından.Profösörün geleceğe gidip geldiği sahneler gerçekten görülmeye değer ve etkileyici bir görselliğe sahip.Hele ki kıyametin günün yaklaştığı sahneler olağanüstü.Özellikle de Ay'ın parçalandığı bölüm.Ama daha sonraları film bir popcorn filmi haline almaya tamam yarı insan-yarı yaratık maymunumsu yaratıklarla olan saldırı sahneleri hiç de fna değil.Ama aceliğe gelmiş ve özellikle finaliyle oldu bittiğe getirilmiş ne yazık ki.Bu arada Wells'inbu romanı Geleceğe Dönüş filmi dahil olmak üzere benzer konulu pek çok filme ilham kaynağı olmuştur.
Zaman makinesi fikri çocukluğumuzun en eğlenceli hayaliydi geleceğe dönüş filmini o kadar çok izledim ki her repliğini ezberlemiştim. o yüzden bir zaman yolculuğu filmi varsa mutlaka favori filmlerimin içerisinde yer alır. Senaryosu hayal gücünü zorlayan türden
Arkadaşların yorumlarına katılıyorum, gerçekten düşük puan almış. Arşivimde olan bir filmdir, defalarca izledim. Film bilim kurgu olmasına rağmen çok güzel bir romantizm de içeriyor. Filmi sadece şu yönden eleştirebilirim, keşke biraz daha uzun olsaydı. Bunun dışında efektler de çok başarılı.
Ülkemize gelen sinema filmlerinin isimlerinin çevirilerini yapan insanlara sesleniyorum; hepiniz ingilizceden zerre kadar anlamıyorsunuz. Bu görevi sürdürmeniz çok ama çok anlamsızdır. Lütfen görevinizden istifa edip yerinizi ingilizce bilen insanlara bırakınız. Ben bile sözlükten bakıp sizden 1000 kat daha iyisini yaparım. Gene sinirlerim bozuldu öf ya...
film versyonunu için hikayeyi beğenmeyen insanların kitaba sadık kalınarak filmin çevrildiğini akıllarında tutmaları gerekir, zira 1890'larda yazılmış bir kitapta bu derece kurgu, bu derece hikaye ve fantastik olay vardır. tek farkı, kitaptaki detayların görsel olarak efektlerin yardımı ile daha iyi görülebilir olmasıdır. ha şimdi okuyunca "hadi canım.." deriz yine, o ayrı.. o açıdan belki yönetmenin bu kadar sadakatle adaptasyon yerine yaptığı eklentileri biraz daha abartıp filmi daha sürükleyici ve etkileyici kılmasını bekleyebilirdik, ki zaten bence film bu yüzden puan kaybediyor. guy pearce tutuk tutuk konuşarak psikopat bilimadamı imajını güzel vermiş, sonradan coşkun macera adamına dönüşüyo tabi, o ayrı.. jeremy irons elricvari imajı ve başarılı oyunculuğuyla öne çıksa da çok az gözükmesi kötü olmuş. samantha mumba yerine de daha güzel bir bayan bulunabilirdi, zira eloi'leri elf gibi canlandırmıştım ben gözümde.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.