Hesabım
    Testere 10
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Testere 10

    Zamanı Kesen Yeni Tuzaklar…

    Yazar: Gizem Şimşek Kaya

    Saw X, Türkiye’de gösterime girdiği adıyla Testere X filminin yönetmen koltuğunda Saw VI (2009), Saw 3D (2010), Jessabelle (2014), Visions (2015), Jackals (2017) gibi filmlerin de yönetmenliğini yapmış olan Kevin Greutert oturuyor. Senaryosunu Pete Goldfinger ile Josh Stolberg’ün kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini Nick Matthews üstlenmiş. Müzikleri Charlie Clouser imzası taşıyan filmin oyuncu kadrosunda ise Tobin Bell, Shawnee Smith, Synnove Macody Lund, Steven Brand, Renata Vaca, Joshua Okamoto, Octavio Hinojosa, Paulette Hernandez, Jorge Briseño, Costas MandylorMichael Beach gibi isimler bulunuyor.

    Ünlü korku serisi Testere'nin kronolojik olarak ilk filmiyle ikinci filmi arasında geçen olayları konu edinen yeni halkası Testere X, Jigsaw nam-ı diğer John Kramer’ın kendi yöntemlerini kullanarak kişisel bir intikamın peşine düşmesini konu ediniyor. Hasta ve çaresiz John Kramer, kanserine mucizevi bir tedavi bulma umuduyla riskli ve deneysel bir tıbbi prosedür için Meksika'ya gidecek ancak tüm operasyonun en savunmasız kişileri dolandırmaya yönelik bir aldatmaca olduğunu keşfedecektir. Yeni keşfettiği bir amaç ile donanmış olan John, işine geri dönecek ve bir dizi ustaca ve dehşet verici tuzaklar aracılığıyla, kendi imzasını taşıyan içgüdüsel yöntemiyle durumu dolandırıcıların aleyhine çevirecektir.

    X’e Geçmeden Önce…

    2004 yapımı Saw izleyicilerle buluştuğunda, tüm dünya sinemalarında yankı uyandırdı. İçerisinde gizem ve bulmacaların olduğu, kapalı bir odadan çıkmak yani hayatta kalabilmek adına bazı şeylerden feragat etmenin insanlarda yarattığı gerginlik ile zamanın karakterlerin aleyhine işlemesinin yarattığı gerilimin ortaya koyduğu atmosfer ve sonunda izleyicileri adeta yumruklayan ters köşesi ile kült bir film haline geldi. 2005 yılında çekilen serinin ikinci filmi olan Saw II ise 1 yıl sonra yeni kurbanlarına işkenceye hazırlanan katilin kim olduğu bilinse bile bu kez gizem unsuru ile yaratıcı teknolojik işkence aletleri ile efsanesini sürdürmeyi başardı. Hemen sonraki yıl gösterime giren Saw III (2006)'de ise oldukça hasta olan katilin yardımcısı Amanda’nın seri katil efsanesini sürdürmeye çalışması işleniyordu.

    Bu noktaya kadar yaratıcı ve teknolojik işkence aletleri ve zamanla yarış kısmına odaklanılan seride bir dönüşüm başlayacak ve sonraki filmler polisiye unsurları odak noktasına almayı tercih ederek ilerleyecekti. Sonraki yıllarda Saw IV (2007), Saw V (2008), Saw VI (2009) olarak her yıl yeni bir halkası eklenen kült seride kirli polislerin şehri temizlemek adına seri katilin yöntemini kullanarak cinayetler işlemesi konusuna odaklanılıyordu. Sonrasında çekilen Saw VII 3D (2010) ve Jigsaw (2017) filmleri de polisiye unsurunu ön plana çıkarmayı tercih etmişti.

    Serinin üçüncü filminden sonra yer alan yeni halkaların Jigsaw’a dek olan temel sorunu, ilk iki filmdeki gibi kurbanların bazı şeylerden feragat ederek hayatta kalmalarına yönelik tuzaklar yerine kurtuluşu olmayan tuzaklara yer verilmesiydi. İzleyicilerin seriye dönük tepkilerinin en temel nedenlerinden biri de buydu. Spiral: From the Book of Saw (2021) filminde polisiye ana eksende olsa da yaratıcılık ve gizemin geri getirilmeye çalışıldığı, serinin kült olmasını sağlayan ilk filmlere dönüş yapılmaya gayret edildiği hissediliyordu. Nitekim serinin son halkası olan 2023 yapımı Testere X ile de izleyici ilk iki filmin ortasında konumlandırılan bir alana doğru fırlatılıyor.

    Saw serisinin sevilerek kültleşmesinin temelinde toplum içerisinde suç işleyen ancak cezalandırılmaktan kaçmış olan karakterlerin, bir seri katil tarafından şiddete maruz kalmaları ve bu durumdan kurtulmak adına normalde vazgeçemeyecekleri, kendilerini bütün kılan bedensel bir parçalarından vazgeçmeleri gerekiyordu. Polisiye ağırlıklı olanlarda ise bu seri katilin yöntemlerini kullanarak suçluları toplumdan temizleyen copycatler yani kopyacı katiller üzerinden ilerleniyordu. Şiddete başvuruyor ya da ölüme sebebiyet veriyor olsa da Jigsaw, izleyiciler tarafından bu dünyada sağlanamayan, diğer dünyada da sağlanacağından emin olunamayan adaleti sağlayan bir elçi konumuna geldiği için sevilen bir kötü karakter oldu. Jigsaw’dan korkmanız için suça karışmış olmanız ya da suç işlemeniz gerektiği için, masumların yalnızca katarsis yaşamalarını sağlayan, içlerinde yer alan tecelli edememiş adaletin gerçekleşmesini sağlayan bir güç olarak görüldü. Oyunların kuralı da bu minvalde tıpkı dünyada olduğu gibi sağa ya da sola dönme kararının bireye bırakıldığı bir temadan öteye geçmiyordu aslında.

    Filmin Türkiye’deki izleyici rakamlarına baktığımızda ise önce yükselen sonra ise düşen bir tablo ile karşılaşıyoruz. İlk film 86.057, ikinci film 382.799, üçüncü film 505.571 kişi tarafından izlenirken, serinin dördüncü filmi ile pik noktası olan 525.005 izleyiciye ulaşılmış. Testere 5’i 500.256 kişi, altıncı filmi ise 200.510 kişi izlemiş. Testere 3D adlı yedinci filmde 524.703 izleyici sinemaya koşarken, sekizinci film olan Jigsaw ile 277.520 kişiye düşülmüş. Serinin dokuzuncu filmi olan Spiral: From The Book of Saw ise 56.948 kişi ile en düşük izleyici sayısına ulaşmış.

    Hasılatlardan önce değindiğim gibi adaletin tecellisi ve bir umut ışığı gibi görülen bu seri katil, zaman içerisinde toplumdan beklentilerin de sönmeye başlamasıyla yavaş yavaş sönmeye başladı. Çizginin serinin son filmlerine doğru geriye işlemesinin nedenini rahatlıkla dünyadaki umudun, bireylerin gözlerindeki son umut ışıklarının da sönmeye başlamasıyla açıklamak mümkün.

    Gelelim X’e…

    Oldukça dramatik bir biçimde başlayan filmde, kanser teşhisi konulmuş ve umudunu yitirmiş olan John Kramer’ın, kendisi gibi kanserle yüz yüze gelen kişilerin yer aldığı bir derneğe katıldıktan sonra oradakilerden biri ile karşılaşması ve onun kanseri yendiğini öğrenmesiyle içinde yeşeren umutla Meksika’ya gidişini izliyoruz. Yaşlı, zorlukla yürüyen Kramer’ın ameliyat sonrası içindeki umut ile birlikte cinayetlerden uzaklaşıp iyiliğe yönelmeye çabalaması, insanlara karşı sevgi ve minnet duyma eşiğindeyken bu duyguların yoğun şekilde tepe taklak oluşu ile özüne yani kötülüğe dönüşünü izliyoruz. Bu bağlamda filmin ilk yarısının dramatik ağırlıklı bir yapıyla ilerlerken sonrasında keskin bir biçimde gerilim ve şiddet atmosferine bırakarak pik noktasına doğru ilerlediği görülebiliyor. Saw serisinin filmleri içerisinde seri katille olan John Kramer nam-ı diğer Jigsaw ile direkt olarak özdeşleşim sağlayarak ilerlediğiniz ilk film olma özelliği taşıdığını da eklemekte fayda var. Ayrıca serinin ‘özüne’ dönüşünün tam manasıyla bir karakter dönüşümü ile birleştirildiği rahatlıkla söylenebilir.

    Yapılan teknolojik aletler ilk filmlerdeki kadar yaratıcı olmasalar da zekice ve senaryoya uygun olarak tasarlanmışlar. Oyuncuların performansları hayli başarılı ve koltuk tırmalatacak kanlı sahneler mevcut. Ancak ilk iki filmi izlemeyenlerin adapte olmakta oldukça zorlanacağı karakterler de işin içine giriyor. İlk iki filmde olduğu gibi işkence tuzaklarının belirli şeylerden feragat etme oranında hayatta kalmaya da elverir şekilde tasarlanmış olması dikkat çekerken, zamanı doğru kullanmanın öneminin de altı bu aletler üzerinden çiziliyor. Serinin önceki filmlerini izleyebildiyseniz ve mideniz kaldırdıysa bunu da kaldıracaktır.

    Sonuç olarak Saw X; efsanevi seri katilin geri döndüğü, polisiyeden ziyade ilk iki filmdeki gibi gerilimin hâkim olduğu, Jigsaw’la özdeşleşim kurmaktan kendinizi alamayacağınız, sınıfı geçen bir film.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top