Osman Sekiz sonsuz…
Yazar: Banu BozdemirOsman Sekiz hayata ne kadar fantastik ve masalsı baktığınızla ilişkili olarak değerlendirilecek bir yapım. Ezel Akay'ın farklı işler peşinde koşan dünyası bazen başarılı bazen başarısız oluyor ama Osman Sekiz günümüz dünyasıyla hem çok ilişkili hem de onun dışında kalacak kadar çılgın. Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü, Neredesin Firuze gibi çok başarılı filmlere imza atan Akay, Ezop mahlasıyla bize olur olmadık masallar anlatmaya devam ediyor. Masal kültüründen uzak olduğumuzu ya da uzaklaştığımızı Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü filmine çocuklarıyla akın eden aileleri görünce anlamıştım. Masalların büyüklere göre olmadığına hüküm verilmişti ve aileler çocuklarını getirmişti bu mesaj dolu harika filme!
Dokuz Kere Leyla ve Osman Sekiz’le biraz sayısal bir masal anlatma isteğine tanıklık ettiğimiz Akay; Osman Sekiz’le biraz da pandeminin filmini çekmiş gibi. Agorafobi yaşayan Osman’ın evin içindeki hallerini anlatan, içinde canavarlar barındıran ve Osman’ın kaçıp gitme isteğiyle dış dünyadan insanların da araya girdiği biraz saçma, biraz gerçek bir filmle karşı karşıyayız. Ülkemizde denenmediği aşikar bir tarz olan Osman Sekiz; farklı atmosfer ve hikayesiyle sizi içine çekmeyi başarıyor. Hatta vizyondaşı Anadolu Leoparı’ndan da benzer etkiyi almıştım filmin başlarında ama o hikayesini kendi elleriyle boğdu gitti maalesef. Osman Sekiz’in biraz saçmalama hakkını kullanan, biraz Jean-Pierre Jeunet biraz Jim Jarmusch’un Paterson evrenine dalan hatta soğuk sinema kalıplarını kullanan bir masal evreni var.
Dekor ve kostümler zamansızlığa yürürken; Osman Sekiz’in modern dünyanın kullanım kılavuzunu yazdığı, interneti kullandığı dünyası günümüz dünyasını işaret ediyor. Tek bir konağın içinde geçen filmde aslında dış dünyadan daha fazla hareket yaşandığını söylemek mümkün zaman zaman. Göçüp gitmiş aile büyüklerinin ruhlarıyla ama Ezop’un anlatımıyla canavarlarıyla yaşayan Osman, evi terk etme, kendi hayatını kurmanın derdiyle internete satılık ilanı verir ve hayatının değişim ve tutunma noktası da o andan itibaren başlar! Bir kadının varlığıyla yaşamın ayırdına varan ve ona olan aşkıyla sonsuzluğun kapısını çalan Osman’ın gerçeküstü dünyasının birçok insana iyi gelecek bir yapısı var!
Terapi seansları olmasa daha iyi olacağını düşündüğüm, hatta Nazlı’nın eve getirdiği parti insanlarını fazla bulduğum hikayede ana karakterlerin hikayeyi gayet iyi kotardığını düşünüyorum. Bir evin odaları içinde yaşanan koşturmaca, dış dünyadan birilerine kapıyı açmak için can atan senaryo aslında yaşadığımız kaosu özetlemek istercesine ısrarla kapımızı çalıyor!
Tim Seyfi ve Begüm Birgören’in gayet iyi uyum yakaladığı ve filmdeki karakterlerin dünyasına uyum sağladığını düşündüğüm Osman Sekiz’in aynı zamanda sonsuzluk işaretine dönüşüp, sonsuz yaşamı işaret etmesi farklı durumların gelişimine olanak tanıyor. Canavarlara gelince… Onların üzerinde de bir hayli çalışıldığı belli. Detayları okuyunca beş tane canavarın 1.5 senelik ön çalışmadan geçtiğini öğreniyoruz. İlban Ertem ve Ezel Akay tarafından SFX yöntemiyle oluşturulan karakterler, efekt ekiplerinin yardımıyla görünüş, kostüm ve hareketsel olarak tasarlanmış. Hikayeyle bütünleşmiş bir canavar dünyası olduğunu söylemek mümkün, yani dışında kalmamışlar, monte edilmiş gibi durmadan karakterlerle gayet iyi bütünleşiyorlar! Filmin geçtiği konak da baştan aşağı yeniden tasarlanmış.
Ezel Akay’la röportaj yaptığımızda hitabet yanının güçlü olduğunu düşünürdüm, ne kadar arada kötü denemeler çıksa da büyüklere hikaye anlatma konusunda iyi bir usta olduğunu düşünüyorum. Bu hikaye de nedense bana iyi geldi!
twitter.com/banubozdemir