Gerçek bir hikayeden esinlenilerek serbest bir biçimde uyarlanan senaryosunu, Jimmy Warden'ın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da, "Charlie's Angels"tan (2019) da tanıdığımız Elizabeth Banks'in oturmakta olduğu “Cocaine Bear”; mizahi tarzda kurgulanılmış bir gerilim olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 35 milyon dolarlık bir bütçeyle, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle protez makyaj uygulamalarının yanı sıra, özellikle de zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini Jeffrey G. Barnett, Alan D'Antoni, Mark Henson, Bobby James ve Melissa R. Stubbs'ın üstlendikleri; dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilerek, brüt 82.7 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Gerçekleşen oldukça absürt bir uçak kazası sonrasında, film başlar başlamaz; Wikipedia'dan şöylesi bir bilgi alıntılanır:
"Siyah ayılar, bölgelerine karşı korumacı değillerdir... Çevrelerindeki insanlara, neredeyse hiç saldırmazlar... Saldırdıklarında da, kurbanlarının boyun eğmek yerine; kendilerine karşılık vererek hayatta kalma olasılıkları daha yüksektir..."
***
- Chattahoochee Ulusal Ormanı, Georgia 1985 -
Evlenme hazırlığındaki Olaf (Kristofer Hivju) ile Elsa (Hannah Hoekstra), orman içinde yürüyerek zirveye doğru tırmanırlarken; düğünlerinde çalacak orkestranın muhteviyatı hakkında sohbet ederlerken, yerdeki ayı ayak izlerinin farkında bile olamazlar...
Zirveye vardıklarında ise...
Dünya turuna çıkmış olan bu çifte kumrular, sol taraflarına dönüp de şöyle bir baktıklarında; iki yüz üç yüz metre uzaklıktaki ağaçlık bölgede, bir siyah ayının (Allan Henry) dolanmakta olduğunu görürler...
İzlanda'daki kambur balinalardan sonra şimdi de bu...
Gerçekten de...
Harika bir vahşi doğa manzarası daha çıkmıştır karşılarına...
***
Bu sıra dışı görüntüleri kaçırmak istemediği için, derhal kamerasına sarılarak doğrudan ayıya odaklanan Olaf; kafasını ağaçlara vurmakta olan hayvancığın, garip davrandığının ayırdına varsa ve Elsa'yı uyarsa da...
Aynı esnada...
Kendilerini gözüne kestirecek olan söz konusu ayı da; birden saldırıya geçerek, Elsa'yı parçalarına ayıracaktır...
***
Televizyondaki gece bülteninde...
"Milyonlarca dolar değerindeki kokain, bugün erken saatlerde gökyüzünden; Knoxville, Tennessee'deki bir evin garajının önüne düştü...
Kenley Jones'un bu geceki haberine göre:
Uyuşturucu, paraşütü açılmayınca düşerek yere çakılan bir adamın cesedinin üzerinde bulundu... Ağır silahlarla donanmış paraşütçünün cesedi, sabahın erken saatlerinde 85 yaşındaki Fred Myers...
Ve...
'Görebildiğiniz gibi, ana paraşütü açılmamış... Sanırım makosen ayakkabıları fazla ağırlık yaptı...' diyerek açıklama yapan komşusu Ralph Johnson tarafından bulundu...
Polis, paraşütçünün taşıdığı silindir çantaların içinde; Amerikan futbolu topu boyutlarında paketlenmiş, 30 kilodan fazla kokain buldu..."
Haberi verilmektedir...
***
- Knoxville, Tennessee -
Olay mahalline intikal eden Dedektif Bob Spence (Isiah Whitlock Jr.) ile yardımcısı Memur Reba (Ayoola Smart), yaptıkları incelemede; Bob'ın kaçık olarak nitelendirdiği, cansız bedeni bir sedyenin üzerine yatırılmış olan Andrew C. Thornton II'ın (Matthew Rhys), yedek paraşütünün açıldığını ama bunun kendisine faydasının dokunmadığı tespitinde bulunurlar...
Bu Andrew C. Thornton II gerçekte, Kolombiya ile bağlantıları olduğu bilinen ve Bluegrass komplosunun bir parçası da olan (1954 - 2022 Ray Liotta'nın canlandırdığı) St. Louis'li uyuşturucu baronu Syd White'ın; Missouri dışındaki adamlarından birisidir...
Düşen uçağın bulunan enkazından, hiç uyuşturucu çıkmamış olması da dikkate alındığında...
Dedektif Spence'e göre, bir yerlere atılmış paketler içinde sessizce sahiplerini beklemekte olan; bu 30 kilo kokainden daha da ziyadesinin bulunuyor olması, büyük bir olasılık dahilindedir...
***
- St. Louis, Missouri -
Bir AVM'deki bir fast-food restoranda, torunu Gabe (George Kerslake) ile birlikte takılmakta olan Syd'in masasına; Syd'in oğlu Eddie'nin (Alden Ehrenreich) yakın arkadaşlarından, uyuşturucu satıcısı Daveed (O'Shea Jackson Jr.) gelerek oturduğunda Syd kendisine, Thornton'a ne olduğunu duyup duymadığını sorar...
Ardından da...
Polisin ele geçirdiği 30 kilo kokainden çok daha fazlasının...
Uçak düşerken pilotlarca, Chattahoochee Ulusal Ormanı'nındaki "Kanlı Dağ" bölgesine atıldığını; o yüzden de vakit geçirmeden, ölen karısı Joanie'nin yasını tutmakta olan Eddie'yi de yanına alarak, oraya gitmesi talimatını verir...
***
- Chattahoochee, Georgia -
Hastanedeki, sabahlayacağı...
Sonrada, gündüz nöbetine devam edeceği fazla mesaisine gitmekte olan bekar hemşire Sari (Keri Russell); kendisini umursamazcasına dinleyen ilk okul öğrencisi kızı Deidra "Dee Dee"ye (Brooklynn Prince), kendisi için ayarladığı yiyeceklerin yerlerini izah ederken...
Dee Dee'de...
Sıklıkla tekrarlanan bu fazla gece mesailerinin; pediatrist Ray (Shane Connellan) ile bereber olabilmek uğruna yapıldığını biliyor olduğunu, annesinin yüzüne vurmaktan imtina etmez...
***
- St. Louis'de bir Dive Bar -
Babası Syd'ten aldığı kesin direktifi iletmek amacıyla Daveed; kafayı çekerek karısının ölümünü unutmaya çalışan Eddie'nin takılmakta olduğu, ucuz içki ve sade makarna tarzı yiyeceklerin servis edildiği o salaş bara intikal eder...
Aynı esnada...
O gün için okulu asmış olan Dee Dee ile Henry'de (Christian Convery), Ulusal Orman'daki şelaleye doğru ilerlemektedirler...
***
Yetmez...
Daveed ile Eddie arasındaki konuşmalara, barda tanıklık etmiş olan bir TIR şoföründen aldığı istihbarat ile harekete geçen Dedektif Spence'de, aynı noktaya hareket edecek...
Ve...
Böylelikle de beş kişi daha; yüksek dozda kokain tüketerek kafayı sıyıran ve pimi çekilmiş bir el bombasına dönüşerek canavarlaşan, devasa boyutlardaki siyah ayı ile yüz yüze gelme riskiyle karşı karşıya kalmış olacaklardır...
Elbette...
Aynı ormana, sadece bu beş kişi değil başkaları da girecektir...
Ama biz burada kesiyoruz...
Dakika 15...
Ortalığın, kanlı bir can pazarına dönüşeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; beklenmedik pek çok sürprizi de bünyesinde barındıran, 70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Yazılar akmaya başlar başlamaz, lütfen hemen yerlerinizi terk etmeyin...
Zira ileride, araya eklenmiş bir sahne daha mevcut...