En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.094 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
17 Aralık 2022 tarihinde eklendi
Senaryosunu da, Nicolás Giacobone ile beraber yazmasının yanı sıra filmin yapımcılık, editörlük ve özgün müzikleri hususlarına da Stacy Perskie Kaniss, Monica Salazar ve Bryce Dessner ile beraber imzasını atmış olan 4 Academy Ödüllü Alejandro G. Iñárritu'nun yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “Bardo, falsa crónica de unas cuantas verdades / Bardo, False Chronicle of a Handful of Truths”; "kara mizahın (dark comedy)" tüm olanaklarının dibine vurulmak suretiyle, Amerika kıtasındaki siyasal ve (ırkçılık ile sınıfsal yapıların da ön plana alındığı) toplumsal iklime yönelik, peş peşe gelen ciddi anlamdaki kritiklerin yapıldığı "destansı (epic)" bir drama olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, ustalıkla kullanılan yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerine ek olarak, özellikle de zorluk derecesi yüksek sahnelerinde koordinatörlüklerini Gerardo Moreno ve César René Vigné'in üstlendikleri; dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen ve akıl sır erdiremediğimiz bir biçimde, özellikle de yurtdışındaki profesyonel sinema eleştirmenlerce olumsuz eleştiri bombardımanına tutulmuş olan bu Netflix filme biraz daha yakından bakalım...
***
Film, bir doğumhanede, doğumu yaptıran doktor ile hemşirenin; dünyayı çok boktan bir yer olarak bulan Mateo isimli bebeği, yeniden ana rahmine yerleştirdikleri bir sahne ile başlar...
Ki, bu erkek çocuğunun annesi Lucia (Griselda Siciliani) iken; babası da, filmimizin baş kahramanı Silverio Gama'dır (Daniel Giménez Cacho)...
Sonra da sıradaki, içini suların basmış olduğu ilginç bir metro sahnesidir...
***
Ertesi sabah...
Silverio yatağından kalkarak, banyo dolabındaki haplarını yutup yüzünü yıkarken TV'de, Beyaz Saray'da bir araya gelen Meksika Devlet Başkanı ile ABD Dışişleri Bakanı'nın; olumlu sonuçlanacağı tahmin edilen, Amazon.com şirketinin Meksika'nın Baja California eyaletini satın alma projesini görüştükleri bilgisi verilmektedir...
***
Derken aynı Silverio:
Bahçesini, Meksika-Amerika arasındaki savaşın bitiminin 175. yıl dönümü anması çerçevesindeki bando mızıka takımı gösterisiyle söz konusu savaşı yeniden canlandıran genç askerlerin süslediği; şatafatlı bir Meksika kalesinde, günün anlam ve önemine uygun olarak gece düzenlenecek organizasyonda bir konuşma yapması için Meksika hükümetince davet edilmiş olan ABD'nin Meksika Büyükelçisi Jones'u (Jay O. Sanders) ziyaret etmektedir...
***
Zira sansürden kaçarak Los Angeles'a yerleşen Silverio; yirmi yıl önce terk ettiği ülkesi Meksika'ya, karısı Lucia, kızı Camila (Ximena Lamadrid) ve oğlu Lorenzo (Íker Sánchez Solano) ile birlikte geri dönmüş...
Ve...
Çektiği belgesellerle alay ederek kendisiyle kafa bulan Luis Valdivia'nın (Francisco Rubio) talk-show programına konuk olarak katılacak olan Silverio'yu, şoförü Antonio (Daniel Damuzi); geçen otuz yılın ardından, ilk kez daha uğrayacağı TV stüdyosuna bırakacaktır...
Makyajını, TV kanalındaki eski dostlarından Marta (Montserrat Marañon) yaparken; ünlü oyuncu Tania Kristel'de (Fabiola Guajardo) diğer aynalardan birinin önüne geçerek, kendi makyajını kendisi tazeleyecektir...
***
Çok geçmez...
Luis'de dahil olur makyaj odasına ve Silverio'nun; Hernan Cortes (Ivan Massagué) ve Juan Escutia (José Antonio Toledano) ile birlikte oynadıkları son belgeseli "Bir Avuç Doğrunun Yalan Yanlış Güncesi" üzerine konuşmaya başlarlar, çekimin yapılacağı sahneye doğru ilerlerken...
***
Hem ünlü bir belgesel yapımcısı ve Amerikan Gazeteciler Derneği'nce gazetecilik etiği alanında dört yılda bir verilen Alethea Ödülü'nü de kazanan bir ilk Meksikalı olan Silverio; hem de "Diyelim Ki (Supongamos)" adındaki şovun sunucusu Luis koltuklarına oturmuş ve sahne ışıkları da yanmışken Luis, Silverio'ya ilk sorusunu yöneltir...
Ancak Silverio'nun yakasındaki mikrofon çalışmamaktadır...
Olsun...
Gerekli teknik müdahale yapılır yapılmaz sazı eline alarak kafadan yardırmaya başlayan Luis; gülmekten yerlere yıkmakta olduğu seyircilerin gözleri önünde, Silverio'yu yerden yere vurmaktan çekinmemektedir...
Öyle ki, bunca aşağılanma karşısında; neye uğradığını anlayamayarak dut yemiş bülbüle dönüşen Silverio'nun, sanki nutku tutulmuş gibidir...
***
Neyse...
Çok kısa bir süre sonra, karısı Lucia'nın ısrarcı davranarak ayarladığı bu talk-show programına; başına gelebileceklerden ürkmesi nedeniyle Silverio'nun, bırakın katılmayı stüdyoya adımını dahi atmadığını öğreniyoruz...
Yani TV stüdyosuna girdiği andan sonra yaşananların tamamı; Silverio'nun kafasında kurguladığı, olmasını tahmin ettiği şeylerden ibarettir sadece...
***
Bu arada...
Karı kocanın, cinsel fantezilerini gerçekleştirdikleri bir sahnede; Lucia'nın rahmindeki oğulları Mateo'nun sıklıkla kafasını dışarıya çıkarttığı bilgisine de erişiyoruz...
Dakika 45...
Alfonso Cuarón'un "Roma"sı (2018) kadar mükemmel bulduğumuz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ilgi çekici pek çok "absürt" sürprizi de bünyesinde barındıran, 114 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.