Senaryosunu da yazan Simon Barrett'ın yönetmen koltuğundaki ilk (debut) uzun metrajlı sinema filmi deneyimi olan “Seance”, yatılı olarak okuyan genç kolej öğrencilerinin hedefte olacakları oldukça kanlı bir "slasher" olarak çıkıyor karşımıza...
Yorumumuza, düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan filmin dikkat çeken yanlarının, oyuncu kadrosunun performansı kadar özellikle de yaratılan klostrofobik atmosfer ile ölüm sahnelerindeki efektlerin başarısından söz ederek başlamak isteriz...
Öyle ki biz şahsen, "Bu Barrett'da bayağı bir iş varmış" demedik değil...
Zaten başka türlü de yer verilmezdi kendisine, korku, gerilim ve doğa üstü konulu çarpıcı filmler ile adını duyuran ve şimdilik sadece ABD, Kanada, Birleşik Krallık ve İrlanda'da yayında olan Shudder platformundaki bir filmde...
Gelin daha yakından bakalım isterseniz filmimize...
Duşlardaki bir aynanın önünde toplanmış olan kızlar, saat gecenin 03.13'ünü gösterirken, okulda artık bir şehir efsanesine dönüşmüş olan Edelvine hayaletine çağrı yaparlar ancak aynadan değilse de içi kan dolu bir küvetten, karanlıkta Lenora (Jade Michael) olduğunu anlayamadığı birinin çıktığını gören Kerrie Riley (Megan Best), korkusundan koşarak kendini yurttaki odasına atar...
Aslında bu başını Alice'in (Inanna Sarkis) çektiği son derece sulu şakalardan biri gibi görünmektedir "o an için"...
Fakat bu basit şaka, çok kötü sonuçlanır...
Zira odasından ne şekilde aşağıya düştüğünü bilmediğimiz Kerrie, bahçedeki beton zeminde cansız bir biçimde uzanmaktadır...
Vakaya ilişkin tahmin edebildiğimiz tek şey, bunun bir intihar yahut da kaza olmadığıdır...
Böylelikle de Edelvine Academy'de bir kişilik bir kontenjan oluşmuş ve bu boşluğu doldurmak üzere başvurusu kabul edilen Camille Meadows (Suki Waterhouse), okulun müdürü Bayan Landry'nin (Marina Stephenson Kerr) karşısında oturmaktadır...
Üstelik de sömestr, neredeyse yarılanmışken...
Görüşmeleri tamamlanır tamamlanmaz da, yurt kurallarını kendisine tek tek sıralayan Helina (Ella-Rae Smith), eskiden Kerrie'nin olan kalacağı odaya götürür Camille'i...
Odasına yerleşir yerleşmez çalışma odasına giderek boş bulduğu ilk masaya oturan Camille, o masayı sahiplenmiş görünen Lenora, Yvonne (Stephanie Sy), Bethany (Madisen Beaty), Rosalind Carlisle (Djouliet Amara) ve Alice ile yer kavgasına tutuşur...
Bayan Landry'nin fırçasıyla sonuçlanan itiş kakışın ardından aynen Kerrie'ye de olduğu gibi garip sesler duymasının yanı sıra, odasındaki ampuller pır pır yanıp sönerken birara bir karaltı gördüğünü de zanneden Camille, oldukça kötü bir gece geçirir...
Ertesi sabah yurdun tamircisi de olan Bayan Landry'nin oğlu Trevor (Seamus Patterson), ampullerle ilgilenmek amacıyla Camille'in kapısındadır...
Bu arada 250 bin dolarlık Ivy Gate Üniversite Bursu yarışmasını Bethany'nin makalesinin kazandığını öğreniriz...
Ancak önceki gün kızlar arasında yaşanan tatsızlığı unutamayan Bayan Landry hepsini, okuldaki bütün kitap, dergi vs. gibi basılı materyali internet ortamına yüklemekle görevlendirmek suretiyle cezalandırır...
Camille ile Helina'nın indikleri arşivde de ampuller pır pır ederken Camille, biri tarafından gözetlendiği duygusuna kapılarak, "Helina" diye seslenir seslenmez de, Yvonne ve Lenora'nın sululuğu ile karşı karşıya olduğunu fark eder...
Eder etmesine de, aslında Camille'i gözetleyen belli belirsiz bir erkek siluetidir...
Derken...
Diğer kızlar gibi Kerrie'nin ölüm nedenini fazlasıyla merak eden Camille ve Helina'da, Lenora dışındakilerinin tamamının hazır bulunduğu bir ruh çağırma "seansına" katılırlar...
Alice ve Lenora'nın kurguladıkları bir oyun olarak başlayan "seans", farkında olmadan kızların kontrolünden çıkıverir...
Çünkü karşılarındaki gerçekten de Kerrie'nin ruhudur veya birilerince öyle sanmaları sağlanmaktadır...
Ve bu ruh istisnasız bütün kızları, öldürülecekleri hususunda uyarmaktadır...
Bunun şaşkınlığı ile toplantıyı sonlandıran kızlar, yurttaki odalarına doğru yola koyulurlar...
Dakika 30...
Artık kanlı sahnelerin başlama ve bütün bu cinayetleri planlayan ile gerçekleştirenin kimliklerini öğrenmenin zamanı gelmiştir...
Türün meraklılarına, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan izlemelerini öneririz...
Keyifli seyirler,