A Classic Horror Story eleştirileri

Senaryosunu da, Lucio Besana, David Bellini ve Milo Tissone ile birlikte yazan Roberto De Feo ile Paolo Strippoli'nin yönetmen koltuğunda oturdukları “A Classic Horror Story”, korku sinemasının "The Texas Chain Saw Massacre" (1974) "The Ritual" (2017) ve "Midsommar" (2019) gibi filmlerden sağlam esintiler taşıyan, bir korku - gerilim filmi olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, 3 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen İtalyan yapımı bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

Aynı gün içinde ikinci kez kustuktan sonra annesi ile telefonda konuşan ve ertesi gün ameliyat olacağını öğrendiğimiz Elisa'nın (Matilda Anna Ingrid Lutz) cep telefonuna şimdi de Fabrizio (Francesco Russo), Mark (Will Merrick), Mark'ın kız arkadaşı Sofia (Yuliia Sobol) ve Riccardo (Peppino Mazzotta) ile yapacağı araç paylaşım planına ilişkin görüntülü bir mesaj gelir...

Ki, zaten birlikte seyahat edecekleri, Fabrizio'nun annesine (Cristina Donadio) ait olan karavan da Elisa'nın içinde olduğu restoranın önünde belirmiştir bile...

Derken, içilen biralar eşliğinde güle oynaya yola da çıkılır...

Ama Elisa'nın rahatsızlanması nedeniyle küçük bir mola verildiğinde, Fabrizio ve Riccardo'nun tüm itirazlarına rağmen direksiyona alkollü de olan Mark geçer...

Ve...

Direksiyonda hafiften uyuklamakta olan Mark ile ona yan koltukta refakat eden Fabrizio, biralarını yudumlayarak gecenin karanlığındaki yollarına devam ederlerken, yolun ortasında cansız yatmakta olan keçiyi fark eden Fabrizio, ani bir refleks ile direksiyona asılarak aracın yönünü çevirince, Mark'ın ayağının kırılması ile sonuçlanan, yolun birkaç metre dışındaki bir ağaca çarpı verirler...

Neyse ki, sabah uyandıklarında doktor olan Riccardo, müdahale de gecikmeyerek Mark'ın kırılan ayağını sabitler...

Fakat 118'i arayarak yardım çağırmaları mümkün olamaz...

Zira çarptıkları ağacın önünden nasıl sürüklendiklerini bilmedikleri ormanın ortasındaki o bölgede, telefonlar çekmemektedir...

Bir ara karavanın dışına çıkarak şöyle bir etrafa bakındıklarında, önlerinde metruk bir ev görseler de, içeride kimse bulunmadığından, pek bir faydası da olmaz...

Bu durumda Fabrizio ile Riccardo, diğerlerini karavanda bırakarak yardım aramaya çıkarlar...

Ancak buldukları tek şey, ürkerek geri dönmelerine yol açan, altlarında "Üç Onur Şövalyesi" yazan kırmızı pelerinli içi saman doldurulmuş korkuluklardır...

Üstelik bu manzara, yeni öldürülerek kazıklara geçirilmiş domuz kafaları ile de desteklenmiştir...

Bu arada biraz önce kontrol ettikleri evin kapısının açık olduğunu gören Elisa'da doğruca o gizemli eve yönelerek içeriye girer ve oldukça ilginç objeler ile karşılaşır...

Fabrizio'ya göre Elisa'nın buldukları, farklı bir dünyadan gelerek kendilerine sunulan kurbanlar karşılığında yöre halkını açlıktan kurtaran kör, sağır ve dilsiz olan Osso, Mastross ve Carcagnosso adlı kardeşler efsanesine ait tablolardır...

Yine aynı Fabrizio'ya göre, ağaca çarptıkları anın ardındaki tüm parçalar bir araya getirildiğinde, karavanları ile Sam Raimi'nin "The Evil Dead"deki (1981) evinin önüne park etmiş gibidirler...

Yani aralarından birinin "köstebek" olduğu bu beşliden dördünün yaşadıkları, klasik bir korku filmi olup benzeri bir dehşet hikayesini, aynı kapana kendilerinden önce kısılan diğer masum insanlar gibi şimdi kendileri de deneyimleyeceklerdir...

Dakika 35...

Farkındaysanız, tam anlamıyla bir kan banyosuna dönen ve "ava giderken, avlananların" manşete oturduğu sürpriz bir finale de sahip olan filmin, geriye kalan 60 dakikalık bölümünün tamamını sizlere bıraktık...

Keyifli seyirler,

insanlardan habersiz aynı insanlarla korku filmi çeken adamın hikayesi… saçma sapan iğrenç bir film olmuş.. Sürükleyici..ama o kadar kötü yere bağlanmış ki.. İtalyan sineması kötü ya.. Bu çok net