Kod Adı Kılıçbalığı - Beyazperde.com eleştirisi : Lezzetli Kılıçbalığı

Swordfish'in ( Kod Adı : Kılıçbalığı, 2001 ) konusu gayet basit :

ABD'nin dış ülkelerdeki çıkarlarını korumakla görevli gizli bir örgütün başında bulunan Gabriel Shear'ın ( John Travolta ) amaçlarına ulaşabilmesi için devlet bankalarında tutulan 9,5 milyar USD'ye ihtiyacı vardır. Bu paraya ulaşabilmek içinde bilgisayar dahisi Stanley Jobson'ı ( Hugh Jackman ) kendisiyle çalışmaya zorlar. Tek amacı kızı ile birlikte rahat bir yaşam sürmek olan Jobson, kendini polis, CIA ve politikacıların güç oyunları arasında bulur.

1993 yılında Brad Pitt, Juliette Lewis ve David Duchovny'li psikolojik-gerilim Kalifornia ( böyle yazılıyor ) ile sinema dünyasına başarılı bir giriş yapan yönetmen Dominic Sena, uzunca bir aradan sonra geçen sezon çevirdiği Gone In Sixty Seconds ( 60 Saniye, 2000 ) ile aksiyon-macera kulvarına hızlı bir geçiş gerçekleştirdi.

Gone In Sixty Seconds' dan beş gömlek üstün olan Swordfish'i izledikten sonra bu türün meraklılarının kendisini yakın takibe alacağına kesin gözüyle bakabiliriz.

Filmin akıllara zarar ziyan senaryosu, kabul edilebilir bir konuyu zaman zaman öyle sahnelerle anlatıyor ki evlere şenlik. Uçurumlardan aşağı atlayan insanlara, uçan otobüslere şahit oluyoruz. Ama hatırlarsanız 1994 yılında belirli bir hızın altına düşerse yerleştirilen bombanın patlayacağı o otobüsün olduğu saçma senaryolu filmi, nam - ı diğer Speed'i ( Hız Tuzağı ), koltuklarımızda bir saniye bile rahat oturamadan zevkle izlemiştik.

Işte Swordfish'i tüketirken ağzınızda kalan tat, Speed'i izlediğimizde aldığımız o aynı keyifli tat.

Filmde bir dakika bile sıkılmak mümkün değil. Ana macerayı yavaşlatacak, bölecek aşk hikayeleri, büyük duygu patlamaları yok. Istediğimiz pahalı arabalar, güzel kadınlar, karizmatik erkekler, şaşalı bilgisayar sistemleri, silahlı çatışmalar, patlamalar ve bunların hepsi 99 dakika boyunca bizlere fazlasıyla sunuluyor.

Teknik ekipten bilhassa görüntü yönetmeni Paul Cameron'in kamera çalışması övgüye değer.

Müzikler ise son günlerde macera - aksiyon filmlerinde moda olduğu üzere ünlü bir DJ'in, Paul Oakenfold'un, imzasını taşıyor.

Oyuncu ekibinin fiziksel güzelliği, karizması ve birbiriyle uyumu tartışılmaz şekilde üst düzeyde.

John Travolta, Broken Arrow'da ( Kırık Ok, 1996 )canlandırdığı kötü adam portresine çok yakın bir oyun çıkarıyor.

Hugh Jackman şu an piyasada bulunan en çekici erkeklerden biri olduğunu bir kez daha gösteriyor. Filmin karakterlerini derinlemesine tanıtmaya soyunduğu, örneğin kızı ile olan ilişkisinin irdelendiği sahnelerde eli yüzü düzgün bir performans sergiliyor.

Eski USA Miss Teen ve dünyanın en güzel insanları arasında gösterilen Halle Berry, bu ünvanı ve övgüleri boş yere almadığını fazlasıyla gösteriyor bizlere filmde. Senaryo gereği kendisinden beklenen "iyi görünmek" eylemini dört dörtlük şekilde yerine getiriyor.

Yakın dönemin yükselen zenci değeri Don Cheadle (Traffic ( Trafik, 2000 ) ) ve Wimbledon futbol takımının eski defans oyuncusu, yeni sinema oyuncusu Vinnie Jones (Snatch ( Kapışma, 2000 ) oyuncu kadrosunu tamamlayanlar.

Swordfish, yukarıda belirttiğim gibi Speed veya The Last Boy Scout ( Son Izci, 1991 ) ayarında filmlerden hoşlananlar için mutlaka izlenmesi gereken bir film. Türe özel bir ilgisi olmayanların da zevkle izleyeceğine eminim.