Hesabım
    Belfast
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Belfast

    Oscar Kokan Hareketler Bunlar

    Yazar: Onur Kırşavoğlu

    En iyi film kategorisi dahil 7 dalda Oscar adayı olan ve yılın en çok ses getiren filmlerinden biri haline dönüşen Belfast, sonunda ülkemiz sinemalarındaki yerini aldı. Son dönemde, daha çok Agatha Christie uyarlamaları ve bu uyarlamalarda canlandırdığı Dedektif Hercule Poirot karakteriyle adından bahsettiren Kenneth Branagh’ın yazıp yönettiği film, 1960’lı yıllarda yaşanan bir aile ve şehir hikayesini anlatıyor. Branagh’ın kendi çocukluk yıllarından yola çıkarak ortaya çıkardığı Belfast’ta Jamie Dornan, Caitriona Balfe, Jude Hill, Judi DenchCiaran Hinds ve Josei Walker gibi oyuncular yer alıyor. Bu isimlerin performansından iki tanesinin de yine Oscar adayı olduğunu (Dench, Hinds) söylemek gerekiyor diyelim ve filmimize geçelim.

    Film, daha çok Buddy adlı bir çocuğun gözünden, dolayısıyla Branagh’ın anıları üzerinden ilerliyor. Katoliklerin ve protestanların yoğun ve şiddetli bir savaş içinde bulunduğu, her an bir yerlerde bombaların patladığı bir dönemde yaşananlar peliküle aktarılmış. Ancak, burada filme dair ilk eleştirimizi yapacak olursak, politik arka planın zayıf olduğunu, böyle bir dönemi anlatırken kolaya kaçıldığını ve mevzunun adeta geçiştirildiğini söyleyebiliriz. Hatta, bu konu hakkında karşımıza çıkan diyaloglar da oldukça basit ve temel cümleleri içeriyordu. Elbette, Branagh bunu bilinçli bir tercih olarak yapıyor ama bu tercih, anlatılan hikaye için bir yöntem değil de Oscar almak için karar verilen bir numara hissi veriyor. Hal böyleyken, böylesine önemli bir dönemi anlatan hikaye, dönemin en önemli özelliğini sabun köpüğü bir anlatıyla işlemiş oluyor.

    Filmin politik yanını bir yana bırakıp, hem biçimsel anlamda ortaya çıkan sonucuna, hem de bir aile melodramı olan kısmına baktığımızda ise ortaya çıkan sonuç nispeten başarılı. Siyah beyaz tercihi bu tarz bir anlatı için samimi gelmeyebilir ama Alfonso Cuaron’un Roma’sı ya da Paolo Sorrentino’nun oldukça renkli Napoli’si olan The Hand of God’ı kabul ettiğimiz gibi Branagh’ın tercihini de bağrımıza basıyoruz. Bu açıdan bakınca da estetik açıdan tatmin edici bir film olduğunu söylemek gerekiyor. Oyunculuk performansları açısından da sonuç hanesine güzel şeyler yazmak mümkün. Branagh, Van Morrison müziklerinin gücü ve kamerasını konumlandırış şekliyle de epey empati yaratmayı ve konsantre izleyi elde etmeyi başarıyor ama filmin en büyük eksikliği ya da fazlalığı, Oscar kokan kurgusu ve her şeyden biraz koyan ama hiçbir şeyden tam koyamayan senaryosu.

    Bazı filmler için onlarca yıldır “Oscar kokan bir film” tanımlaması yaparız. Bu, Akademi Ödülleri’ni takip edip seven sinemaseverlerin bile dilinde var olan bir tanımlama. Sebebi, film yapımcılarının/yönetmenlerinin sırf Oscar için samimi olmayan işler yapmaları. Belfast filmi de biraz bu kokuyu barındırıyor. Bir bütünlük ve derinlik bulmak zor, oldukça dağınık bir yapısı var ve oldukça basit diyaloglara sahip ama bunu biçimle ve oyuncularla bir Oscar tuzağına dönüştürüyor. Bunda da, (7 dalda adaylığa bakınca) başarılı olduğu aşikar.  Ancak, Branagh’ın aklına gelen her şeyi yazıp, sonra da onları çekip, sırası ve uyumu önemsiz bir şekilde bir araya getirdiği de bir gerçek, daha doğrusu bu hissiyatı verdiği... Ancak, Judi Dench ve Ciaran Hinds’in oyunculuğunu ayrı tutmak ve haklarını vermek gerek. Filmin en güzel anları, kadrajda onların göründüğü ve performanslarını sergiledikleri anlar.

    Yukarıda saydığım diğer örneklerde de olduğu gibi, bir çocuğun, ödüllü bir yönetmen olma sürecine giden yoldaki manevraları da görüyoruz filmde. Buddy, yani Branagh, daha çok küçükken sinemanın büyüsüyle tanışıyor ve çocukluğunun en keyifli anlarını sinema deneyimleri oluşturuyor. Branagh’ın şapkasında, aile draması, katolik protestan savaşı, sinema tutkusu, ilk aşkı ve ekonomik sıkıntılar var. O yıllarda belki de hemen her ailede var olan sorunlar, Branagh’ın gözünde birer Oscar heykelciğine dönüşmüş ve 95 dakikaya sığdırabildiği kadarını koymuş. Elbette, seyir zevki olan bir film olduğunu  ve bunun da başka bir tuzak olduğunu ekleyelim.

    Bakalım, Branagh, Akademi Ödüller’inde sahneye çıkmayı başarabilecek mi? Biraz zor gözüküyor ama 7 adaylık, karmaşık çocukluk anıları için fazlasıyla yeterli. Şimdiden, bir diğer Agatha Christie romanı uyarlamasına başlamasını temenni ediyoruz.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top