Hesabım
    The Djinn
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    The Djinn hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.048 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    5 Mayıs 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da yazan David Charbonier ile Justin Powell'ın yönetmen koltuğunda oturdukları “The Djinn”, vizyonsuz korku sineması yapımcılarına, düşük bütçe ve inanç sömürüsü yapılmadan da etkileyici işlere imza atılabileceğinin gösterildiği bir film olarak çıkıyor karşımıza...

    Gerçekten de, en fazla 30 hadi bilemediniz 40 diyalogun bulunduğu bu kapalı tek mekan filminde, kesinlikle her hangi bir dini ögeye yer verilmeyerek cinler, nereden geldikleri bilinmeyen ölümsüz doğaüstü güçler olarak tanımlanmakla yetinilmiş...

    Annesi Michelle'in (Tevy Poe), intihar ederek kendilerini terk ettiği 1989'daki sessiz bir yaz gecesinin ardından aynı yılın sonbaharında, konuşma engelli Dylan (Ezra Dewey) ve kendisine, büyü ile ete kemiğe bürünerek insana dönüşen Pinokyo'nun hikayesini okuyan radyo DJ'yi babası Michael Jacobs (Rob Brownstein), Burbank'deki yeni evlerine taşınmışlardır...

    Sağı solu karıştırmaya başlayan Dylan, evde kendilerinden önce yaşayan ama şimdi ölmüş olan yaşlı adamın (Donald Pitts) eşyaları arasındaki "Book of Shadows / Gölgeler Kitabı" adını taşıyan kitabını keşfeder...

    Kitaptaki "Wish Of Desire / Arzulananın İstenmesi" başlıklı bölüm Dylan'ın bayağı bir dikkatini çekse de, "Dylan" diye seslenerek kendisini yemeğe çağıran babası, o an için derinlemesine bir inceleme yapmasını engeller...

    Yemekten sonra babası radyodaki, sabaha kadar sürecek sunuculuk görevine doğru yola koyulunca Dylan, kendi "konuşabilme" arzusunu gerçekleştirmek amacıyla kitap üzerindeki okumasına, kaldığı yerden devam eder...

    Anlaşıldığı kadarıyla Cin'den arzusunu gerçekleştirmesini istemesi için gece yarısından bir saat önce "saat", "mum" ve "ayna" gibi üç basit nesne ile parmağını çengelli iğne ile delerek akıtacağı az miktardaki kanı, fazlasıyla yeterli gelecektir...

    Görebildiği tek risk ise, ruhunu kaybedebilecek olması ihtimalidir...

    Tabii aslında sadece bu değil...

    Zira kitaptaki bu bölümün devamında başka önemli uyarılara da yer verilmiştir...

    Ancak daha fazla okumakla zaman yitirmek istemeyen Dylan, tek saniye bile tereddüt etmeden ayin hazırlıklarına girişir...

    Bitiminde de, dileğinin kabul edilmediği düşüncesi ile hızlıca umutsuzluğa kapılır...

    Halbuki her şey tam da Dylan'ın düşündüğünün aksine, tam da olması gerektiği biçimde ilerlemektedir...

    Yoksa zırt pırt kendi kendine açılan TV ve radyo ile durduk yere harekete geçen oyuncak robot ne alaka?

    Üstelik şimdi hem genç Cin (John Erickson) ve hem de babasının öldüğünü söylediği yaşlı adamın bedenindeki Cin gelerek, astım rahatsızlığı da bulunan Dylan'ı, evin içine tamamen hapsederek onunla, köşe kapmaca oynamaktadırlar...

    Artık yine bulduğu kitap da yazılanlardan öğrendiğine göre arzusunun gerçekleşebilmesi için Dylan'ın bir saat süreyle, neden olabileceği bir ters köşeyi de göze alarak Cin'e direnmesi gerekecektir...

    Dakika 44...

    Geriye kalan zorlu 38 dakikanın finalinde kimin ne şekilde kazanacağını asla tahmin edemeyeceğiniz bu filmi, türün meraklılarına hararetle öneriyoruz...

    Charbonier ve Powell ikilisinin ilk filmleri, "The Boy Behind the Door" da da (2020) kendine oyuncu kadrosunda yer bulabilen Ezra Dewey bu filmde de, şahane bir performans ile neredeyse tek başına oynarken, görüntü yönetmeni Julián Estrada'da, zifiri karanlıkta dahi olsa doğru açıyı yakalamakta uzman olduğunu bir kez daha kanıtlamış...

    Elbette aynen bütçesine rağmen makyajlar ile görsel efektlerin de yeterince tatmin edici olduğu gibi...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top