Başkalarının Çocukları eleştirileri

Senaryosunu da kaleme alan Rebecca Zlotowski'nin yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Les enfants des autres", romantik bir drama olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz...

4 Eylül 2022 tarihindeki dünya prömiyeri, büyük ödül "Altın Aslan" için yarıştığı Venedik Film Festivali'nde yapılan bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Bir ortaokul da öğretmen olarak çalışan 40 yaşındaki Rachel Friedmann (Virginie Efira)...

Salı günü akşamları gitar dersine gittiği gibi...

Arada sırada bir de olsa...

Sekiz yıl önce boşandığı eski kocası Paul (Sébastien Pouderoux) ile de buluşup görüşmekte...

***

Ve...

Leila (Callie Ferreira-Goncalves) adındaki 4 yaşında bir kızın babası da olan...

Gitar kursundaki arkadaşlarından Ali Ben Attia (Roschdy Zem) ile de...

Bir gönül ilişkisi geliştirmekte...

***

Hatta...

Bununla da yetinmeyip...

Artık onun evinde kalıp...

Akşam yemeklerinde...

Konuklar da ağırlamak da...

***

Üstelik...

Oldukça memnun olduğunu...

Açıkça belli ettiği bu durumdan Rachel...

Kız kardeşi Louana Friedmann (Yamée Couture) ile babası Bay Friedmann'a (Michel Zlotowski)...

Ballandıra ballandıra söz etmekte...

***

Şimdi de...

Mutluluktan uçar vaziyetteki Rachel için sıra...

Küçük Leila ile tanışıp...

Vakti zamanında...

Ali'yi terk etmiş olan Leila'nın biyolojik annesi Alice (Chiara Mastroianni) ile rekabet etmeye gelmiştir...

***

Ancak...

Geleneksel üslubumuz gereği...

"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de anlatımımızı...

Tam da burada noktalayacağız...

Dakika 23...

***

Rachel'ın...

Bizzat kendisininkini değilse de...

Yine bir başkasının çocuğunun hayatını...

Yoluna koymaya başaracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ilgiyle izleyeceklerinden emin olduğumuz, 80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

Oyuncular iyi. Yönetim iyi. Fikir var. Senaryo kifayetsiz.