Hesabım
    Yeşil Yaban Arısı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Yeşil Yaban Arısı

    Yeşil Yaban Arısı

    Yazar: Oktay Ege Kozak

    Yeşil Yaban Arısı'nın en büyük problemi Yeşil Yaban Arısı'nın kendisi. Süperkahraman camiasında 30'lu yılların radyo serisi ve 60'lı yılların Bruce Lee'li televizyon dizisinden tanınan kahramanın yüksek bütçeli bir Hollywood filmine uyarlanması neredeyse 20 yıl süren zorlu bir yolculuk olmuş.

    Zamanında neredeyse George Clooney ve Mark Wahlberg tarafından canlandırılmış olan mirasyedi milyoner suç savaşçısı Britt Reid rolünün dönüp dolaşıp aylaklar kralı Seth Rogan'a verilmesi, hatırı sayılır bir uyuşmazlık oluşturuyor.

    Bunun üzerine, senaryonun daha önce Çok Fena ve Pinapple Express'i yazmış olan Rogen ve yazar partneri Evan Goldberg'e verilmesi de yaraya tuz döküyor. Senaryonun yer yer gayet uyuşuk, yer yerse genelde aksiyon sahnelerinde bulunan, en basitinden "bulmuşsun, cılkını çıkar" olarak tanımlayabileceğimiz aşırı abartı sahneleri karmakarışık, uyumsuz bir "otçu süperkahraman filmi" ortaya koyuyor.

    Yanlış anlaşılmasın, Rogen ve Goldberg'in sinemasını sevenlerdenim. Karşınızda, Çok Fena'yı 2007 yılının en iyi 4. filmi seçmiş bir eleştirmen duruyor. Fakat ne kadar Christopher Nolan ve Christian Bale'in Çok Fena'yı yeniden çekmesini iştahla beklemiyorsam, Yeşil Yaban Arısı'na da o düzeyde bir tepki verdim.

    Anlıyorum tabii, Rogen ve yönetmen Michel Gondry daha değişik, daha kendinden haberdar, ironik esprilerle dolu, yer yer parodiye kaçan orijinal bir süperkahraman komedi/macerası ortaya koymaya çalışıyor. Britt'in aptal süperkahramanlar hakkında verdiği monolog, kendi gaz silahıyla kendini vurup 11 gün uyuyakalması filmin hafif ve kendini fazla ciddiye almayan yaklaşımını destekliyor.

    Yeşil Yaban Arısı'na en azından artık iyice bayatlamış bu türe taze bir yaşam aşılamaya çalıştığı için bir kaç artı puan vermek lazım. Çünkü kendimizi kandırmayalım, bu çeşit bir yaklaşımı gelecek aylarda vizyona girecek Thor ve Kaptan Amerika'da bulmayacağımız ortada.

    Yeşil Yaban Arısı'nın hikayesi gazete sahibi babası hazin bir arı sokmasından öldükten sonra babasının mirasıyla ne yapacağını şaşıran tembel partici Britt'in uzak doğu dövüş sanatları ustası ve mekanik dahi Kato (Jay Chao) ile Los Angeles'i suçtan kurtarmaya çalışması etrafında kurulu.

    Filmin en büyük kozu, Asyalı şarkıcı Chao'nun canlandırdığı Kato. Gondry'nin Kato'nun gözünden aksiyonu yavaşlatıp görüntülere 70'ler stili katmanlar eklediği muazzam dövüş sahneleri neredeyse bilet parasına yeter. Kato, her adımda Britt'i ölümden kurtarmasıyla beraber Yeşil Yaban Arısı'nın bütün arabalarını ve kıyak cihazlarını yaratmakla kalmıyor, mükemmel görünüşlü kahve bile yapıyor.

    Durum bu olunca Yeşil Yaban Arısı'nın kendisine ne ihtiyacımız var? Anlıyoruz tabii, bu süperkahraman prototipine antitez olması planlanan bir karakter. Fakat Tony Stark da benzer bir yaklaşımla yaratılmış. Aralarındaki en büyük fark ilk Demir Adam filminde Stark'a verilen karakter gelişiminin Yeşil Yaban Arısı'na verilmemesi. Bu gelişim problemi en çok dövüş sanatlarında eğitimsiz olan tembel karakterin tek bir açıklama olmadan birden dövüş ustasına dönüşmesinde kendini gösteriyor.

    Peki 2009 yılında Soysuzlar Çetesi ile son on yılın en iyi performanslarından birini verip Oscar'ı hak eden Christoph Waltz'a ne demeli? Waltz, senaryonun her adımda türe göndermelerde bulunmaya uğraşması yüzünden göstermeye çalıştığı tehditi bir an bile ciddiye almadığımız kötü adam Chudnofski rolünde resmen harcanıyor. Bu muhteşem adama düzgün bir rol yok mu biraderler?

    San Francisco'dan haberler, eleştiriler ve yazılar okumak için bloguma üye olun:

    oktayegekozak.blogspot.com

    e-mail: oktayegekozak@hotmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top