Hesabım
    Sonsuz Aşk
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Sonsuz Aşk

    Dragonfly

    Yazar: Anıl Ergin

    Dragonfly son yıllarda M. Night Shyamalan'ın 6. His'inden sonra çıkışa geçen korku filmleri zincirinin son halkası. Özellikle 90'lı yılların başında klasik korku filmlerine yatırım yapılmaz olmuştu Hollywood'da. Bunun sebebi anlatılacak yeni bir konunun kalmamış olması olabilir. Senaryolar birbirini tekrarlamaya başlamıştı. 6. His'le beraber tekrar bu türe dönüş başladı. Ama bu yeni filmlerden, bu sene gösterime giren Diğerleri dışındakilerin çok da başarılı olduğu söylenemez. (Geçen sene 20. yılı nedeni ile gösterime giren Şeytan var bir de, izledikten sonra iki gün ruh sağlığımız bozulmuştu)

    Gelelim, Tom Shadyac'in yönettiği Dragonfly'a. Dragonfly'ın tam çevirisi, yusufcuk. Şu bildiğimiz uçan küçük canlılar. Fakat dağıtımcı şirket, zannedersem bu isimle filmi vizyona çıkarmayı uygun bulmamış olacak ki; Sonsuz Aşk adını uygun bulmuşlar. Film birbirlerini çok seven evli bir çiftin sonsuza dek ayrılmaları ile başlıyor. Karısını doğal bir felaket sonucu kaybeden Joe (Kevin Costner) bazı olağandışı durumlarla karşılaşmaya başlar. Doktor olan Joe, son anda ölümün kıyısından dönen bazı kişilerin eşinin kendisini çağırdığını söylemesi üzerine ne yapacağını şaşırır. Ölümden dönenlerin hepsi hep aynı şekli çizmektedir. Bu şekil eşinin de sırtında bir benzeri olan yusufcuk isimli yaratığa çok benzemektedir. Etrafındakilerin kendisi hakkındaki tüm olumsuz düşüncelerine karşın, Joe bu sırrı çözmeye kararlıdır.

    X-Files ya da Alacakaranlık Kuşağı'nı andırır bir konusu olmasına rağmen Dragonfly beklentileri boşa çıkartıyor. Bu durumun başlıca sebebi ise, senaryosu. Olaylar çok yüzeysel irdelenmiş. Kullanılan bir çok konu havada kalmış. Gerilim sahneleri ise son derece basit. İzlerken nereden ne geleceğini biliyorsunuz. Böyle bir filme giderken zaten pek bir yenilik beklenmez ama herşey bu kadar da vasat olmamalı diye düşünüyor insan. Örneğin Robert Zemeckis'in geçen sene gösterimde olan gerilim filmi Where Lies Beneath da çok muhteşem bir film değildi ama izlerken sinema sanatının zevkine varabilmiştik. Hem de fazlasıyla...

    Dragonfly'ın yine de üzerinde durulması gereken iki noktası var: Bu noktalardan biri Kevin Costner, öbürü de bir zamanlar en iyi kadın oyuncu dalında akademi ödülünü almış olan Kathy Bates. Kevin Costner uzun zamandır yapım aşamasında kendisinin bulunduğu filmlerle boy gösterip, fena şekilde çuvallıyordu. Su Dünyası ve Postacı'yı buna örnek olarak gösterebiliriz. Bu filmde ise sadece oyunculuğunu gösterme kararı almış anlaşılan. İyi de olmuş. Sade ve standartların oldukça üzerinde tarzıyla filmde izleme zevki yüksek bir performans sergiliyor. Aynı şey Kathy Bates için de geçerli. Gerçi onun kariyeri Costner'a göre daha istikrarlı. Hiç bir zaman flaş bir oyuncu olmadı ama seviyesini de korudu.

    Sözün özü: Dragonfly kısa sürede unutulacak, bir süre sonra dvd ve vcd raflarında boy gösterecek, fakat fazla talep görmediği için marketlerdeki indirimli filmler standlarında yer alacak vasat bir film. Eğer fantastik bir şeyler izlemek istiyorsanız, Cuma akşamları TGRT'de The X Files (Gizli Dosyalar) var, öneririz. Sonsuz Aşk adına kanıp aşk filmi izleyeceğinizi düşünüyorsanız da boşverin. "Ben Kevin Costner görmek istiyorum. Sen ne karışıyorsun!" diyorsanız, o zaman haklısınız. Adam hala iyi oyuncu ve hala yakışıklı...

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top