En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.094 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
12 Şubat 2024 tarihinde eklendi
Senaryosunu da, "Drama" kategorisindeki Pulitzer Ödülü'ne aday olup "En İyi Oyun" kategorisindeki Tony Ödülü'nü kazanan aynı isimli tek perdelik kendi tiyatro oyunundan (2015) uyarlayarak kaleme almasının yanı sıra ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çekmek suretiyle Stephen Karam'ın yönetmen koltuğunda da oturmakta olduğu "The Humans"; "kara mizah (black comedy)" tarzda kurgulanılmış bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 12 Eylül 2021 tarihindeki dünya prömiyeri; Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapılan ve görüntü yönetmeni Lol Crawley'in, tüm detaylarını yakalama çabası içine girdiği klostrofobik atmosferli...
Bu kapalı tek mekan filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Dört bir yanında bağımsız dairelerin bulunduğu, yaklaşık on iki katlı bir binanın apartman boşluğundan bakıldığında...
Tahminen ilk yahut da ikinci katındaki dubleks dairenin penceresinde durup, söz konusu boşluğu merakla gözlemekte olan Erik Blake'in (Richard Jenkins) yanına gittiğimizde...
Müzisyen kızları Brigid'in (Beanie Feldstein), halen üniversite öğrencisi olan ve aldığı öğrenci kredisiyle öğrenimini sürdüren 35 yaşındaki erkek arkadaşı Richard (Steven Yeun) ile birlikte yeni taşınmış oldukları evin duvarlarındaki boyanın...
Nemden kabarmış...
***
Aydınlatma ampullerinin patlamış...
Tüm altyapı sistemlerinin Nuh nebiden kalmış...
Cep telefonlarındaki internete...
Kolayca ulaşılamayan...
***
Üst katında da...
Alt kattaki komşularının varlığını umursamaksızın, mütemadiyen gürültü yapan yetmişli yaşlarındaki Çinli bir kadının yaşamakta olduğunu görüyoruz...
***
Ki...
Biz bu son bilgiyi...
Yukarıdan gelen sesten rahatsız olan annesi Deirdre'ye (Jayne Houdyshell), durumu özetleyen Brigid'ten alırken...
Çin Mahallesinde bulunduğundan artık tamamen emin olduğumuz evin, kapıları ile kapılarındaki aynanın da...
Bayağı bir eskimiş olduğunu fark ediyoruz...
***
Elbette...
Şükran Günü yemeği için Brigid ile Richard'ın New York'taki evlerine, Pennsylvania Scranton'dan çıkıp gelen...
28 yıldır St. Mark isimli bir Katolik lisesinin bakım onarım işinde çalışarak kızlarının eğitim masraflarını karşılayan Erik ve karısı Deidre ile sınırlı değildir...
Ve...
Blake çiftinin yine New York'ta yaşayan diğer kızları Aimee (Amy Schumer) ile Erik'in doksanlı yaşlarındaki demans hastası annesi Fiona "Momo"da (June Squibb) konukların arasında yer almaktadır...
***
Üst kat da içilen birer kadeh şampanyanın ardından...
Yemek için herkes, daire içindeki merdiveni kullanarak aşağıya inerken...
Tekerlekli sandalyede oturmakta olan Momo'yu Aimee...
Binanın ana asansöründen yararlanarak alt kata indirir...
***
Bu arada...
Neredeyse her yeri dökülmekte olan evin...
Kullanmaya kalkışan Deirdre sayesinde...
Tuvalet klozetinin de bozulmuş olduğunun ayırdına varırız...
***
Ancak yine de...
Kimsenin gözünden kaçmayan...
Bütün bu aksaklıklara rağmen...
Artık her nedense...
Brigid ile Richard'ın keyifleri halen yerindeyken...
***
Kronik ülser rahatsızlığı bir kez daha nükseden...
O nedenle de...
Bir avukat olarak hukuk bürosundaki görevlerini aksatan Aimee'nin telefonuna...
Kendisine, bir başka iş bakmasını isteyen bir mesaj gelmiş...
***
Ve...
Böylelikle de...
Kızının ekonomik durumu hakkında endişe duymaya başlayan babasının gündemine oturmuştur...
***
Ancak...
Bir lezbiyen olan Aimee'nin tek sorunu bu olsa keşke...
Zira kız arkadaşınca da terk edilmiştir...
***
Neyse...
Liseyi bitirdiği günden bu yana...
Tam 40 yıldır...
Bir ofis yöneticisi olarak çalışan 61 yaşındaki Deirdre'nin en büyük problemiyse...
Sırf üniversite mezunu olmaları sebebiyle...
İşe yeni başlamış...
Yirmili yaşlarındaki çocukların, kendisinden beş kat fazla maaş almaları olup...
***
Sağlam birer Katolik oldukları her hallerinden belli olan Erik ile Deirdre...
Gelirken yanlarında...
Evlilik dışı bir ilişkiyi sürdüren Brigid ve Richard'a...
Ev hediyesi olarak bir Meryem Ana heykelciği getirmişler...
***
Şimdi de...
Mutfakta pişen hindi ve diğer yemekleri beklerken...
Hep beraber oturmuş...
Daldan dala atlayarak sohbet etmektedirler...
Dakika 35...
***
Richard'ın ikram ettiği biraları peş peşe yuvarlayarak, çakırkeyif olma aşamasını çoktan geçmiş olan Erik dahil...
Her konuşma sırası kendine gelenin özel bir sırrına ulaşırken...
Ciddi anlamdaki yüzleşmelerinde yaşanacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; sıkılmadan izleyeceklerini umduğumuz, 73 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.