Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Garland, yazıp yönettiği son adımında çok etkileyici bir atmosfer kuruyor. Harper’ın yavaş yavaş ruhen boğulma sürecini izlerken müzikle de beslenen görsel yapı, zihnimize çok çarpıcı kadrajlar bırakıyor. Lakin film nedense son bölümünde efektler eşliğinde kendi eliyle kurduğu bütün tuğlaları adeta yıkıyor ve son derece ‘didaktik’ bir hal alıyor.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Evrensel
Yazar: Şenay Aydemir
Kahramanımız bir gün ormanda gezerken çıplak bir adamın kendisini takip ettiğini fark ediyor. Sonra hikayenin içine köyün diğer erkekleri de giriyor ve film biz erkekler için “Allah bizim belamızı versin” hissi yaratan, ama bunu yaparken çok fazla kör gözüm parmağa olmaktan kurtulamayan bir hale bürünüyor. Bu kadınsız (Sadece bir kadın polis görüyoruz, bir de Harper’ın telefonda görüntülü görüştüğü arkadaşı Riley var) filmi “Kapan”a benzeten nokta, öncelikle tema. Güven hissiyle gelinen bir yerdeki ‘iyi’ insanların aslında o kadar iyi olmadıklarını görmek. İkincisi gerilimin kurulma biçimi de ‘kapan’ hissini fazlasıyla yaşatıyor. Ama buradaki temel sıkıntı filmin en vurucu olması beklenen final bölümünün ‘dehşetli’ ama sıradan ve kolay öngörülebilir olması. Daha final başlar başlamaz hikayenin nereye bağlanacağını, matruşkadan (İzleyenler anlayacaktır) en son kimin çıkacağını öngörmek kolay.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Hurriyet
Garland, yazıp yönettiği son adımında çok etkileyici bir atmosfer kuruyor. Harper’ın yavaş yavaş ruhen boğulma sürecini izlerken müzikle de beslenen görsel yapı, zihnimize çok çarpıcı kadrajlar bırakıyor. Lakin film nedense son bölümünde efektler eşliğinde kendi eliyle kurduğu bütün tuğlaları adeta yıkıyor ve son derece ‘didaktik’ bir hal alıyor.
Evrensel
Kahramanımız bir gün ormanda gezerken çıplak bir adamın kendisini takip ettiğini fark ediyor. Sonra hikayenin içine köyün diğer erkekleri de giriyor ve film biz erkekler için “Allah bizim belamızı versin” hissi yaratan, ama bunu yaparken çok fazla kör gözüm parmağa olmaktan kurtulamayan bir hale bürünüyor. Bu kadınsız (Sadece bir kadın polis görüyoruz, bir de Harper’ın telefonda görüntülü görüştüğü arkadaşı Riley var) filmi “Kapan”a benzeten nokta, öncelikle tema. Güven hissiyle gelinen bir yerdeki ‘iyi’ insanların aslında o kadar iyi olmadıklarını görmek. İkincisi gerilimin kurulma biçimi de ‘kapan’ hissini fazlasıyla yaşatıyor. Ama buradaki temel sıkıntı filmin en vurucu olması beklenen final bölümünün ‘dehşetli’ ama sıradan ve kolay öngörülebilir olması. Daha final başlar başlamaz hikayenin nereye bağlanacağını, matruşkadan (İzleyenler anlayacaktır) en son kimin çıkacağını öngörmek kolay.