En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
degilodadegil
Takipçi
25 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
18 Ağustos 2006 tarihinde eklendi
sınırların ötesinde çakışma var. "özgürlük kurtuluşun kendisini reddetmektir.zincirler içerisindeyken bile o zincir düşüncesini kırabilmektir." lars von trier sınırları çizerek tüm sınırları reddetmiş.görünen sınırla çizilen sınır ya da hayali sınırla geçilmiş sınır bir yerde çarpraşıyor.nicola kidmanın dudaklarında...finalde...
bugün manderlayı izledim de bu trier değişik biri usta işi dogvilleden sonra vasat bir manderlay ayrıca nicole kidman grace rolünde daha iyi neyse umarım son film iyi olur dogvilleden de iyi..
Çok değişik bir film.Sarsıcı,düşündürücü,olayları ve insanları farklı boyutlardan görmeye ve düşündürmeye iten bir yönü var.Filmden herkes farklı şeyler çıkarabilir,işin ilginci üzerinde düşündükçe siz bile farklı farklı şeyler bulmaya devam ediyorsunuz.Kötüler dünyasından kaçıp gelen bir kızın iyi ve sade görünen insanların arasında hayatta kalma çabasına,aslında iyiliğin hayatta kalma çabasına sahne oluyor film.Eline bir koz geçince insanların nasıl değişebildiğini ve aslında özlerinde ne kadar acımasız,ne kadar bencil olabildiklerini gösteriyor.Filmin tiyatral yapısı ilk başta izleyiciyi biraz zorlıyor ve sıkıyor ancak sabırlı olunduğunda daha önce karşınıza hiç çıkmamış bir film türüyle karşılaştığınızı anlıyorsunuz.
Filmi izlerken bu filmin beni bu kadar etkileyeceğini düşünmemiştim..Film mükemmel, düşündürücü, orjinal, çarpıcı, kışkırtıcı..Kesinlikle tavsiye edilir, iyi film nasıl çekilir, tek bir mekanda nasıl harikalar yaratılır hepsini ders niteliğinde aktardı bize Trier ;)
Amerikan üçlemesinin ilk bölümü dogvıllede yıne kendıne ulasılmaz kılan ve yine filmlerindeki yapısal çözümlenmesini zora sokan Trıer anlatımı yine kendini gösterıyor Dogville ilk seyretigimizde bizi etkilyen unsurlar arasında en dikkat çeken sinemasını tiyatro alanına taşıması.Filmde kullandıgı dramatik ironiler üzerine kurduğu öykünün anlatımı.Tebeşirlerle yerlere çizilmiş duvarlar,sesini duydugumuz ama görmedigimiz kapılar; Dogville ın düşünce üzerinde kurdugu dinamizmi destekler şekilde izleyiciye ulaştırıyo.Kısacası sinema içindeki tüm yabacılastırmaları içinde eriten fakat bi şekilde seyirciyi unutmadan ilerleyen sert bir anlatım.
film benim hiç hoşuma gitmedi.bilmiyorum belki ilk defa bu tür bir film izlediğim içindir ama dvd yi taktıktan hemen sonra menü yü fln görünce güzel bi film zannetmiştim.ama öyle değilmiş 10 dk zor dayandım.filme bi türlü odaklanamadım.olaylar kişiler aklımdan hemen uçuyordu.hadi dedim biraz izleyim belki odaklanırım yok olmadı 10 dk zor dayandım.artık öyle bi hal almıştım ki izlerken kalbim sıkışır gibi oluyor nefes almakta güçlük çekmeye başlamıştım.hemen kapatıp başka bir dvd taktım
filmi çok beğendiimi belirtmek istiyorum..bence herkesin izlemesi gereken çok ilginç bir film..sonu özellikle çok beklenmedik..bazı yerlerde insanı insan olduğuna utandırıyo..
Çok ilginç bir deneyimdi benim için. Evinizde sizin için, size özel bir tiyatro oynu sergileniyormuş havası hakim bütün filme. Mesajları çok acık, sizi kasmıyor, kafanızı bulandırmıyor. Yani filmi çözmek için kafa patlatmanıza gerek yok. Özellikle sonu ban çok anlamlı ve mantıklı geldi. Cık diye oturmuş diye bir tabir vardır ya, aynen öyle. Ferklı bir film deneyimi isteyenler için kesinlikle izleyin derim.
biraz geç izlediğim için üzüldüm diyebilirim.ilk başladığında eğer birinden dinlemediyseniz film buradamı geçecek diye hayıflanıyorsunuz sanki eğer böyleyse sıkıntıdan patlıycaz demkki diyorsunuz ama izledikce o sanal ortam sizi sıkmamaya inandırmaya başlıyor ki filmin en anlamlı köşelerinden biri diye düşünüyorum sahte bir ortamda çekilmesi.ama film bittiğinde iki saate yakın izlediğiniz o normal klasik bir dramaymış gibi duran sahnelerin değerini anlıyorsunuz.sanki sizin yaşadığınız gerçek değilde o kasaba gerçekmiş gibi hissediyorsunuz bir süre.lars von trier in izlediğim ilk filmi takip edeceğim bundan sonra. ve bildiğim kadarıyla bu filmin bir ikincisi varmış (manderlay)onuda en kısa zamanda bulup değerlendireceğim. film sırasında o kadar fazla şey söyleniyorki hepsini hatırlamanız imkansız bazılarını hiç anlamadım bile ama mükemmel bir film herşeyiyle.
lars von trier... bu adam insanları bir tanrı gibi görüyor.ondan bişi saklayamıyorsunuz.kapıların ardındakini,örtülerin altındakini,beyinlerdekini hepsini görüyor,işitiyor.ve bu filmde aslında sadece görüp bildiklerini seyirciye tüm çıplaklığı ile anlatıyor. susup hiçbir ses çıkaramıyorsunuz.film bitiyor.beyazperdede bir anti-emperyalist bakışla ardı ardına gelen tokatları(dogville yi)izledikten sonra sadece amerika nın değil insan doğasının ne kadar acımasız olduğuna anlam veremeden yerinizden kalkamıyorsunuz.
sanatsal bir başyapıt izlemek isteyenler buyursunlar bu filmi izlesinler.insanın çaresizliği,acımasızlığı,bencilliği ve acizliği üzerine yapılmış inanılmaz bir film.sıradışı bir yapım olduğu da tartışılmaz.çünkü ne bir efekt bulabilirsiniz ne de aksiyon.tamamen konuya yoğunlaşılmış ve insanı düşünmeye,bazı şeyleri sorgulamaya iten bir yapım.yapmak istediğini başarmış.grace'in yaşadıklarını izlerken içiniz burkuluyor ve onun çaresizliğine ortak oluyorsunuz...ikiyüzlülüğe isyan edesiniz geliyor ve tıpkı grace gibi sessiz kalıyorsunuz.bu film üzerine daha çok yazılacak şeyler var.son yıllarda izlediğim en iyi filmlerden 10/9
ilerleyen her dakikada kalbim sıkıştı nefesim kısıldı ve sinirlerim tepe taklak oldu kişinin yalnız acizliğini mükemmel ele almış trier ve yine trierin sabit mekanda birkaç olay gelişimini muhteşem kullanmış helali hoş olsun ki böyle filmlerde izleyebiliyoruz :Dnicole'e ayrı bir alkış...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.