Avrupa sinemasının son dönemdeki en büyük isimlerinden birisi Lars Von Trier. 1995'te ortaya koydukları Dogma akımıyla dikkatleri üzerine çekmiş ve daha sonra ortaya koyduğu başyapıtlarla kendisini ispatlamıştı Danimarkalı yönetmen. Ve 2003 yılında çektiği ?Dogville? ile yepyeni bir üçlemeye başladı.?Yapılmasını hiç düşünmediğiniz ama yapılması gereken şey.'Amerika ile alakalı yapacağı üçlemenin ilk halkasını oluşturuyor ?Dogville?. Sinema dünyasında büyük etki yaratan ilk halka ?Dogville? kadar başarılı olmasa da üçlemenin ikinci filmi ?Maderlay? da başarılı oldu. Üçlemenin son film ise tamamen merak konusu. Hemen esas konumuza yani ?Dogville'e dönüyorum. Tamamı tiyatroyu andıracak bir şekilde, çok az dekorla çekilmiş bir film ?Dogville.? Sinemada sadeleşmeyi bu filmiyle sonuna kadar savunmuş Trier. Filmin tamamı neredeyse ironi üzerine kurulu. Birçok unsur farklı anlamlar geliyor ve çok önemli mesajlar gizli filmde. Mekan sınırlaması olmayan filmde, oyuncular adeta döktürmüşler. Önceki yıllarda isminden sıkça söz ettiren ve ilk Oscar'ını da alan Nicole Kidman üst düzey bir oyunculuk sergilerken diğer yan karakterler de ondan aşağı kalmamışlar. Paul Bettany, James Caan, Ben Gazzara gibi isimler de filmi oyunculuk bakımından zirveye taşımışlar. Trier'in yönetmenliği ve oyuncularını oynatmadaki başarısı da oldukça önemli, film adına. Gerek hikayesi gerekse verdiği mesajlarla insan merkezli bir film'Dogville? . Özellikle etik ahlak ilkelerini enine boyuna eleştiriyor. 1930'lu yılların Amerika'sına ve o zamanın toplumuna göz atarken, 30'lu yıllardaki toplum ile günümüzdeki toplumun pek bir farkı olmadığını görüyoruz. Kasabaya ilk geldiğinde, kasabadakilere yardım etmek karşılığında kasabada kalmasına izin verilen Grace'i, polisler tarafından aranması ve yaptığı birkaç hatadan sonra kasabadaki erkeklerin cinsel ihtiyaçlarını karşıladıkları bir araç ve kasabanın kölesi haline gelmiş olarak buluyoruz. Hem de onu bu hale getirenlerin içerisinde; ona aşık olan, kasabanın en aydın kişisi de Tom da yer alıyor. Belli bir süre sonra kasabanın köpeği dışında Grace'in güvenebileceği hiç kimse kalmıyor. Finalde ise Von Trier sürprizini yaparak, çarpıcı bir şekilde filmine son veriyor.?Yapılmasını hiç düşünmediğiniz ama yapılması gereken şey.'İnsanlık kavramını ve Amerikan rüyasını çarpıcı bir şekilde eleştiren, sarsıcı ve deneysel bir film ?Dogville?. Herkese göre olmasa da her sinemaseverin en azından izlemeye çalışması gereken bir film.