Hesabım
    Strawberry Mansion
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    Strawberry Mansion hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.094 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
    Son derece absürt bir konuyu anlatan senaryosunu da kaleme almalarının yanı sıra post-prodüksiyondaki editörlüğünü de üstlenen Albert Birney ile başroldeki James Preble karakterini de canlandıran Kentucker Audley'in yönetmen koltuğunda oturmakta oldukları "Strawberry Mansion"; romantizme yelken açan, fantastik bir drama olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, 29 Ocak 2021 tarihindeki dünya prömiyeri, NEXT Innovator Ödülü'ne aday olduğu Sundance Film Festivali'nde yapılan; bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    2035 yılında...

    İnsanların rüyaları, topluma yönelik kontrolü iyice artıran Federal Hükümet tarafından vergilendirilmektedir...

    ***

    İşte tam da bu bağlamda...

    Rüyasında...

    Her zaman buluştukları bir pembe odada...

    Dostu Buddy'nin (Linas Phillips) getirdiği, bir kova Cap'n Kelly marka tavuk bacağını birlikte yiyen hükümet denetçisi James Preble...

    ***

    Uyanır uyanmaz...

    Anında vergisini ödedikten sonra soluğu...

    Tadı, neredeyse damağında kalmış olan bir Cap'n Kelly restoranında alır...

    ***

    Ardından da...

    Bizzat kendisi ve mülkü adına...

    Henüz vergi kaydı oluşturulmayan yaşlı sanatçı Arabella "Bella" Isadora'nın (Penny Fuller)...

    Kaplumbağası Sugar Baby ile beraber yaşamakta olduğu Strawberry Köşkü'ne doğru...

    Yola koyuluverir...

    ***

    Ve vardığında kapıda...

    Bella'nın kendisine ikram ettiği bir külah çilekli dondurmayı...

    Midesine indirir indirmez de...

    Vergi kayıtlarını oluşturmak üzere içeri girer...

    ***

    Ancak...

    Görüldüğü kadarıyla...

    İşler öyle hemencecik halledilebilecek kadar kolay değildir...

    Ve o yüzden de James...

    Yakınlardaki bir motelde konaklamak istese de...

    ***

    Bella'nın ısrarı neticesinde...

    Sugar Baby'nin, köşkün ikinci katındaki odasında kalmayı kabul edip...

    Bella'nın rüyalarını ihtiva eden 2 binden fazla VHS formattaki kaseti de...

    Birer birer izleyip...

    Vergilendirme faslına geçerken...

    ***

    Kasetlerde ilk karşılaştığı kişiler de...

    Genç Bella (Grace Glowicki) ile çoktan hayata veda etmiş olan babası (Lawrence Worthington) olacaktır...

    ***

    Zaten artık...

    Sıklıkla görmeye başladığı genç Bella'ya ilgi de duymaya başlayan...

    Ve buna ilaveten...

    Rüyalarda bir takım gariplikle de hisseden James Bella'dan...

    Hükümetin...

    Daha fazla para kazanmak amacıyla...

    İnsanların rüyalarına reklam eklediğini de öğrenir öğrenmez...

    ***

    Bu hususu bir de kendisi...

    Bella'nın icat ettiği başlığı kullanmak suretiyle test eder...

    Ve rüyalarındaki reklamların...

    Buddy sayesinde oluşturulduğunun ayırdına varırken...

    ***

    Hükümete gönderdiği bir ihbar mektubuyla...

    Vergi kaydının mevcut olmadığını bildirerek...

    James'in gelip rüyalarını izlemesini sağlayanın da...

    Şahsen Bella'nın kendisi olduğunu belirtmiş olalım...

    ***

    Ve bunun nedenlerine ilişkin bilgilendirme kısmını da sizlere bırakalım...

    Dakika 37...

    ***

    Bella'nın kendisinden hoşlanmadığı oğlu Peter Bloom (Reed Birney)) ile onun karısı Martha (Constance Shulman) ve oğlu Brian'ın da (Ephraim Birney) mevzuya dahil olacakları filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 54 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top