Hesabım
    Dilberay
    Ortalama puan
    2,6
    yayın
    • Sabah
    • Hurriyet
    • Evrensel
    • T24

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    Sabah

    Yazar: Olkan Özyurt

    Dilberay'ın tıpkı Müslüm Baba'da olduğu gibi baba-çocuk ilişkisine bakışı da önemli geliyor bana. Bu topraklarda baba olgusu çok çetrefilli bir mesele. Son yıllarda baba meselesi üzerine önemli filmler izliyoruz. Ki genel olarak baba-oğul ilişkisi üzerine bu filmler. Dilberay'da baba-kız ilişkisi var, filmin odağında. Kızını bir mal gibi gören, otoritesini korumak için onu zincire vuran, onu sürekli satan, onun kazancına zorla ortak olan bir baba (çok kısa bir süre önce yitirdiğimiz Ayberk Pekcan mükemmel oynuyor) ve tüm bunlara katlanmak zorunda kalarak kendi hayatını kurmaya çalışan bir kız ilişkisi onlarınkisi. Sevgi namına bir şey yok aralarında. Ki bu baba da zaten filmde erkek egemen yapının temsili gibi... Sinemamızdaki baba-oğul ilişkisinin işleniş zenginliği düşünüldüğünde baba-kız ilişkisinin hâlâ Türk sinemasında bakir kaldığını bir kez daha anlıyoruz Dilberay'da. Umarım devamı gelir.

    Eleştirinin tamamı için: Sabah

    Hurriyet

    Yazar: Uğur Vardan

    Finali sanki pat diye kesilmiş gibi duran, kimi dönemeçleri çok çabuk geçen ‘Dilberay’, sinematografik açıdan çok etkili bir yapım olmasa da ele aldığı karakteri ve karakterin travmalarını yansıtmada başarılı. Görüntü yönetmeni Jean Paul Seresine’in kadrajlarının da kayda değer olduğunu söylemeliyim. Popüler âlemde Sırrı Süreyya Önder-Muharrem Gülmez ikilisinin ‘Beynelmilel’inde, özellikle ‘Tavukları Pişirmişem’ şarkısıyla tanınan, sonrasında Flash TV’deki ‘Kadere Mahkûmlar’la daha geniş kitlelerce sevilen, ayrıca Cüneyt Özdemir’le ‘Zorunda mıyım?’ diyaloğuyla da zihinlerde yer edinen Dilber Ay’ın öyküsüne, öncelikle hayranları ilgi gösterecektir elbette.

    Eleştirinin tamamı için: Hurriyet

    Evrensel

    Yazar: Şenay Aydemir

    Son 5-6 yılda sayıları giderek artan bu biyografi filmlerinin hemen hepsinin temel sıkıntısı, bir zaman aralığını, bir durumu değil konu edinilen kişinin hayatının uzunca bir bölümünü ele almaları. Üstelik bu kadar uzun bir zaman aralığında ‘Ağla ağla öldük’ temasıyla hikaye yazmak zorunda kalınca, birbirinin ardına bağlanmış skeçler şeklinde ilerleyen sahneler, dramatik yapımın bir türlü inşa edilememesi ve ortaya bir filmden çok televizyon dizisi çıkıyor ortaya. “Dilberay” da bu listeye eklenecek yeni bir halka ne yazık ki.

    Eleştirinin tamamı için: Evrensel

    T24

    Yazar: Atilla Dorsay

    Bu iddialı film, az ama hep değişik olmaya çalışmış bir avuç film yönetmiş olan Hakan Kırvavaç - Ketche'nin elinde, hemen başta dediğim gibi aşırı melodramatik bir öyküye dönüşmüş. Bu kadar kötülüğü, çirkinliği, zulmü ve şiddeti (hele bir küçük kadına karşı olursa) akıl ve izan kolay kolay kabul etmiyor. Böylece filmin rahat ve akıcı anlatımı, genel oyun düzeyi ve başka şeyler biraz güme gidiyor.

    Eleştirinin tamamı için: T24
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top