Basmakalıp bir hikaye...
Yazar: Tugce Madayanti ŞENNetflix orijinal yapımı olan “Reptile" suç ve gerilim filmi. Emlak imparatoru olan Will (Justin Timberlake) ve şirketinin temsilcisi Summer (Matilda Lutz), yeni bir evi satışı için hazırladıktan kısa bir süre sonra, Summer’ın satılık mülkte hunharca bıçaklanarak öldürülmüş halde bulunması ile olaylar başlamakta. Artık ezberlemiş olduğumuz tüm Amerikan polisiye prosedürlerini izlemeye başlayarak ilerlemekte olan filmden çok bir şey beklemesek de dedektif Tom rolünde Benicio Del Toro’nun varlığı, acaba mı sorusunu sormamıza etki ediyor diyebilirim.
Emlakçı Summer’ın öldürülmesiyle ilgili ilk bariz şüpheli olan sevgilisi Will aklandıktan sonra vakadaki birbirini izleyen her keşif ile cinayetin ardında tek bir kişi olduğundan ziyade, bağlantılı çıkarlardan oluşan daha geniş bir ağın varlığına doğru yönleniriz. Ve bir yandan da Tom’un yürüttüğü soruşturma ile birlikte, mevcut sistemdeki iyi polis - kötü polis sularında ortaya çıkan ipuçlarını didiklemeye başlarız. Ancak ne yazık ki bu söylediklerimin hiçbiri keyifli seyir sunmamakta. Ve hatta Tom’un, bu küçük New England kasabasını saran yolsuzluğun leş havasını çözmeye çalışırken kaybettiğiniz 2 saat 15 dakikaya üzülebilirsiniz.
Her şeyden önce hikayede çok fazla karakter var. Bunlar hem etkili değil hem de ortada bu kadar karakteri kaldırabilecek ana hikaye bulunmamakta. Bu dengesiz yükü kaldıramadığı için de filmin ilk 1 saatinden sonra hızlıca çöküş yaşanmakta.
Filmi izleme motivasyonumuzun en büyük sebebi malumunuz Benicio Del Toro. Yorgun ama kendini işine adamış bir kanun uygulayıcısı dedektif olarak karşımıza çıkan oyuncu, karakterinin içsel çatışmalarını eşsiz mimikleri ve jestleri dışavurmaya çabalasa da oyuncunun etki gücü, kısacası Benicio Del Toro gibi karizmatik bir oyuncu bile basmakalıp bir hikayesi olan filmi kurtaramamış. Halbuki bir polisiye hikayede ya da çözülmemiş gizemlere dayanan herhangi bir hikayede isteyeceğiniz türden bir oyuncudur kendisi.
Genç bir kadının cinayetini araştıran soğuk ve içe kapanık dedektifi baş köşeye yerleştiren filmin senaryosunu Benjamin Brewer ve Del Toro'yla birlikte yönetmen Grant Singer kaleme almış. Yönetmenin bu ilk uzun metrajlı filminde titizlikle atmosfer yaratılmak istendiği, gerilim üretme hünerlerinin gösterilmeye çalışıldığı ve katmanlı bir hikaye anlatılmak istendiği anlaşılmakta.
Ancak filmin en büyük sorunu ana hikayesini gereğinden fazla genişletmesi ve bu yüzden de toparlamaya çalışırken kontrolünü kaybetmesi. Film suçluyu ortaya çıkarmaya yaklaştığında ise seyirci olarak çoktan ilgimizi kaybetmiş olduğumuzdan elimizde hiçbir şey kalmamış oluyor. Anlatının en heyecan verici unsurlarına odaklanmak için uzatılmış süresini kısaltarak daha rafine bir kurguyla gerçekleşmiş olsaydı belki daha güzel film olabilirdi.
Tuğçe Madayanti Şen