Senaryosunu kaleme almasının yanı sıra başroldeki Nicky "Mitts" Malloy karakterine de hayat veren Nick Sasso'nun, ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmek gayesiyle yönetmen koltuğunda da oturmakta olduğu "Haymaker"; Tayland Boksu sahnelerindeki heyecan sayesinde, aksiyon dozunun da giderek artacağı...
Romantik bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz...
İzleyicisine, güzel bir dünya turu attırıyor olmasına rağmen; gerek oyuncu performanslarındaki yetersizlik ve gerekse de senaryodaki bütünlükten yoksunluk sebebiyle, konsantrasyon eksilmesine yol açan...
Bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Emekli bir "Tayland Boksu (Muy Thai)" dövüşçüsü olan Bronx'lu Nicky; (Porto Rico'lu transseksüel şarkıcı Nomi Ruiz'in canlandırdığı) Nomi'nin sahnesinde şarkı söylediği, New York'taki bir gece kulübünde fedai olarak çalışmakta...
Ve...
Kuliste sıkıştırdığı Nomi'ye, tecavüze yeltenen...
Gözü kararmış müşterilerden Bluto'yu (Olan Montgomery)...
Suratını dağıtırcasına, çok fena dövmekte olup...
***
Söz konusu müşterinin...
Aslında içeriye, bir daha sokulmaması gerekirken...
Mekanın, paralı müdavimlerinden birisi olması nedeniyle...
Kulübün patronu Javier (John Ventimiglia) tarafından, haksız bir şekilde Nicky işten çıkartılır...
***
Bunun böyle neticeleneceğini önceden tahmin etmesine ilaveten...
Ona karşı kendini, borçlanmış da hisseden Nomi...
Ücretli yakın koruması yapacağı Nicky'i bundan böyle...
Çevresinden, asla ayırmamak niyetindedir...
***
Öyle ki...
Yeri geldiğinde...
Birlikte yaşadığı ve Mama diye hitap ettiği yatalak büyükannesi (Kathryn Kates) ile tanıştırdığı Nicky'i...
Şoförü olarak kullanmayı da ihmal etmeyecektir...
***
Hazır yeri gelmişken...
Nicky'nin...
Kendisine, spor salonunda antrenörlük yapmasını öneren ağabeyi Mack Malloy (D.B. Sweeney)...
Ve...
Kendileriyle güreş tutmaya bayıldığı yeğenleri Max (Ethan Hayutt) ve Joey (Landan Riddell) ile birlikte yaşamakta olduğunu da belirtmiş olalım...
***
Derken...
Kayıt için gittiği Logan'ın (Ty Hickson) stüdyosunda...
Bir başka müzisyenle tartışan ve ardından da...
Bu olaya, canı ziyadesiyle sıkılan Nomi...
Bir ara terslediği Nicky'i...
İşine son verircesine sepetleyerek, kös kös evine gönderse de...
***
Çok geçmez...
Ve...
Tekrar bir araya gelerek...
Birbirlerini daha yakından tanımaya çalışırlarken...
***
Zamanla...
Hem alışkanlık hem de içine düştüğü aşk anaforu yüzünden...
Yakın korumalığın çok da ötesine geçen Nicky, birlikte dünya turnesine çıktıkları Nomi'yi artık...
Alkol, uyuşturucu ve Fürst (Udo Kier) gibilerden koruma çabası içine de girmiştir...
Dakika 37...
***
Nicky ile Nomi'nin yollarının, beklenmedik bir biçimde ayrılacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; sürpriz bir yeniden buluşma finalini de bünyesinde barındıran, 46 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Yeter ki, çok da büyük beklentilere girmiş olmayın...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,