Hesabım
    Üç Silahşörler: D'Artagnan
    Ortalama puan
    3,1
    2 Puanlama
    Üç Silahşörler: D'Artagnan hakkında görüşlerin ?

    2 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.997 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    28 Aralık 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Alexandre Dumas'nın "The Three Musketeers" (1844) adındaki romanından uyarlayarak Matthieu Delaporte ile Alexandre de La Patellière'nin kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Martin Bourboulon'un oturmakta olduğu “Les Trois Mousquetaires: D'Artagnan / The Three Musketeers: D'Artagnan”; aksiyon dozunun hız kesmeden devam ettiği, tarihi bir macera olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, 36 milyon Avroluk bütçesinin sağladığı avantajla, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; Sébastien Fouassier, Francesco Lodà, Pascal Madura ve Katerina Ratner'ın üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilerek...

    Son derece talihsiz bir biçimde de...

    Brüt 31.78 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla, gişeye çakılmış olan; Fransa, Almanya, İspanya ve Belçika ortak yapımı...

    Cesaret örneği, bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    - Yıl 1627 -

    Film...


    "Yıllarca süren barıştan sonra, Fransa krallığı; yeni bir din savaşının eşiğindedir... Hala bir varisi olmayan Kral 13. Louis (Louis Garrel), bölünmüş bir ülkeyi yönetmektedir...

    Bir tarafta, İngiltere tarafından desteklenen Protestan güçler... Diğer tarafta ise, egemenliklerini geliştirmek isteyen Katolik soylular...


    Kral, kraliyet otoritesini yeniden tesis etmek için; en güçlü bakanı, Kardinal Richelieu'ya (Eric Ruf) güvenmektedir... Ancak pek çok kişi, hırslı Kardinal'den ve onun güce olan açlığından çekinmektedir...

    Bu komplolar ve isyanlar ortamında, genç bir Gaskonyalı olan Charles d'Artagnan (François Civil); Kral'ın silahşorlarının arasına katılmak umuduyla, Paris'e gider..."


    Şeklindeki, tarihi bir durum saptamasıyla başlar...

    ***

    Bardaktan boşanırcasına yağmakta olması nedeniyle, her yanı çamur deryasına dönüşmüş olan kasvetli bir Paris akşamında; kente atıyla giriş yapan D'Artagnan, (muhteşem bir performans sergileyen Eva Green'in canlandırdığı) Milady ve adamlarının saldırısına uğrayan genç bir kadına yardımcı olmak isterken...

    ***

    Neredeyse...

    Az kalsın, Milady'nin silahından çıkan mermiyle...

    Pisi pisine, hayatını kaybedecek...

    Ve hatta...

    Öldü sanılarak gömülmesine karşın, son anda hayata tutunarak...

    Mezarından çıkmayı başarabilecektir...

    ***

    - Paris -

    Constance Bonacieux'ya (Lyna Khoudri); nedimelerinden olduğu Kraliçe Anne d'Autriche'ten (Vicky Krieps), Kontes Isabelle de Valcour'un (Charlotte Ranson) acil yanıt beklediği...

    Mühürlü bir zarf teslim edilir...

    Ki...

    İçinde, Buckingham Dükü'nden (Jacob Fortune-Lloyd) geldiği iddia edilen ama aslında...

    Kardinal Richelieu'nun da desteğini almış olan Milady'nin yazdığı bir mektubu ihtiva eden...

    Bu zarf kendisine, Kraliçe Anne d'Autriche'e iletilmek üzere verilmiştir...

    ***

    Bu düzmece mektubu özenle okuyan Kraliçe...

    Ardından da...

    Buckingham Dükü ile aldattığı Kral'ın, ülkedeki Protestanlar ile İngiltere'ye karşı savaş için direten Katolik soylularla yapmakta olduğu...

    Sert tartışmalarla geçen, oturuma iştirak eder...

    ***

    Bu toplantıda ortaya çıkmıştır ki...

    Kral Louis, kendi kardeşi Gaston (Julien Frison) ve de Kardinal'in tüm ısrarlarına rağmen...

    Savaşa karşıdır...

    ***

    Aynı esnada...

    Mezarından çıkıp yeniden yola koyulan D'Artagnan ise, babasından aldığı elindeki tavsiye mektubuyla Yüzbaşı Tréville'i (Marc Barbé) ziyaret edebilmenin peşindedir...

    Ve...

    Bu görüşmeyi, diğer insanların arkasında...

    Üç gün sıra bekleyerek yapmak niyetinde de değildir...

    ***

    Bir yolunu bulup, babasının eski arkadaşı Yüzbaşı Tréville'in karşısına dikilen D'Artagnan...

    Ona, Kral'ın hizmetindeki bir silahşor olmak arzusunda olduğunu belirttiğinde...

    Yüzbaşı'da, Kraliyet Akademisi'nin müdürüne mektup yazacağını ve böylelikle de, harbiyelilerin arasına katılabileceğini ifade eder...

    ***

    Bu sözü aldığında rahatlayan D'Artagnan...

    Binadan ayrılırken, pencereden dışarıya baktığında...

    Paris'e geldiği ilk gün, saldırıya uğrayan genç kadının korumalarını öldürüp kendisini de yaralayanlardan birini görerek...

    Aşağıya doğru koşuşturduğunda...

    Aynı binanın merdivenlerinden, yukarıya çıkmakta olan Armand de Sillègue d'Athos d'Hauteville (Vincent Cassel) ile çarpışacak...

    ***

    Her ne kadar...

    D'Artagnan özür dilese de, bunu yeterli bulmayan Athos kendisini...

    Düelloya davet edecektir...

    ***

    Benzeri bir telaşla koşuşturmasını sürdüren D'Artagnan...

    Bu kez de, çarpışacağı Porthos (Pio Marmaï) ile düello için randevulaşırken...

    ***

    Elbette...

    Bir başka tesadüf neticesinde, Aramis'i de (Romain Duris) atlamayacak...

    Ve...

    Gözden kaybolan adamı arayışına devam ederken...

    Bir başkasıyla karıştırdığı için, yanlışlıkla kafasına odunla vuran...

    Sonrasında da, kendisine sırılsıklam aşık olacağı Constance ile de tanışacak...

    ***

    Üstelik ondan...

    Kalarak konaklayabileceği...

    Bir oda da kiralayacaktır...

    ***

    Neyse sıra...

    D'Artagnan'ın, Athos ile yapacağı düello faslına gelir...

    Ki Athos, d'Artagnan'ın daha sonra karşılaşacağı iki dostu Porthos ile Aramis'i de...

    Yanında tanık olarak getirmiştir...

    ***

    D'Artagnan ile Athos, tam kapışmaya başlamışlarken...

    Kardinal'in muhafızlarından Jussac (Alain Grellier), yanındaki bir grup adamıyla beraber çıkıp gelerek...

    "Düello yapmak yasaktır! Kılıçlarınızı bırakın ve bizi takip edin!" diyerek, kendilerine teslim olmaları talimatını verirken...

    ***

    "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için!" sloganıyla kılıcına sarılan Athos...

    Mücadeleyi başlatır...

    ***

    Sonuç olarak...

    Kral karşıtı Kardinal'in adamları Kral'ın sadık subaylarından Yüzbaşı Tréville'in silahşorlarıyla girdikleri savaşı kaybederlerken...

    Jussac'ın ölümü de, cesaretine hayran kalan Kral'ın...

    Kendisini, bir kese altın ile ödüllendireceği D'Artagnan'ın elinden olurken...

    ***

    Böylelikle...

    Ayrılmaz kareyi oluşturan...

    Üç silahşörler ile D'Artagnan efsanesinin temelleri de atılmış olur...

    Dakika 35...

    ***

    Kraliçe Anne d'Autriche ile Buckingham Dükü ve D'Artagnan ile Constance Bonacieux'nun aşklarına ilaveten, Kral 13. Louis'ye yönelik saray entrikalarının damgalarını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; finalinde, "Les Trois Mousquetaires: Milady / The Three Musketeers: Milady" (2023) isimli devam filminin müjdesinin de verildiği...

    86 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,


    Son bir not:
    Jenerikteki yazılar akar akmaz, hemen yerlerinizi terk etmeyin...

    Zira geride...

    Çok önemli bir sahne daha mevcut...
    Birol Kıraç
    Birol Kıraç

    1 değerlendirme Takip Et!

    2,0
    19 Mayıs 2024 tarihinde eklendi
    Bolca karanlık çekimlerin olduğu sıradan bir film. Zaten bir filmde çok ünlü biri ya da birileri yoksa o filmin iyi olma ihtimali çok azdır. Ama vakit geçsin diye girmiştim . 2 yıldız veriyorum .
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top