A Beautiful Mind ile The Aviator karışımı bir Clooney'in ilk yönetmenlik denemesi olması açısından ö kendisinin yakın arkadaşları saniyelik de olsa filme katkıda bulunmaktan çekinmemiş Rockwell gayet başarılı Julia Roberts hiç bir filminde göremeyeceğiniz kadar 'ateşli' ama film başarılı değil.
rahatlıkla izlenebilen bir filmdi,sam rockwelli zaten hep beğenmişimdir,diğer oyuncular da zaten çok kaliteli insanlar,çok ses getirmemiş ama fena da olmayan filmlerden.
Bir türlü sevemediğim Sam Rockwell başta olmak üzere oyunculuklar,senaryo,yönetim gözalıcı.George Clooney bu ilk yönetmenlik denemesinden alnının akıyla çıkıyor.
aslinda ilginc bir hikayeyi, seyirciyi yorarak ve etkileyici bir anlatimdan uzak durarak beyazperdeye aktarmis Clooney. Maalesef filme yeterince giremedim, hatta ilk yarim saatten sonra cok sikildigimi soylemeliyim. Vasat bir calisma bence...(4/10)
şunu gönül rahatlığıyla söyliyebilirimki Confession of a Dangerous Mind son zamanlarda seyrettiğim en kötü filmlerden biriydi..insan bazı filmlere keşke hiç bitmese der..bazı filmleride ne zaman sonu gelicek diye merak eder..Confession of a Dangerous Mind'a saydıklarımın ikincisine giriyor..artık film bitsin yada elektirikler kesilsin diye dua ettiğim filmlerden biri..doğrusu bu filme artık gidicek film kalmadığı için gitmiştim..yazık birde nişanlımıda peşimden sürüklemiştim..george clooney delisi biri olarak daha güzel birşeyler bekliyordum..ama bu sefer hesaba katılmamış birşey vardı..o da clooney'in kameranın önünde değilde arkasında daha çok durmuş olması..yenilik olarak hiçbirşey kattığı söylenemez sinema adına..film inanılmaz başroldeki oyuncusuysa harkulade kötüydü..onuda tebrik etmek lazım bir yerde..(bu arada bu oyuncunun bir festivalde en iyi oyuncu ödülü aldığını okudum..bir bravoda o festivali düzenliyenlere ..herhalde o festivale bizim berhan şimşek'i göndersek o bile elinde ödülle dönerdi ) neyse uzun lafın kısası clooney'i kendi adıma tebrik ediyorum..bu kadar basit bir konuyu bu kadar anlaşılmaz hale getirdiği için..ama filmden beyendiğim bir sahneyide söyliyeyim bari bunca lafın sonuna..clooney'in öldürüldüğü sahne filmden aklımda kalan tek sahne..hepsi bu !! _________________ I Love Denizzz
Tehlikeli aklın itirafları filmi Clooney’nin ilk yönetmenlik denemesi olmasna rağmen kaliteli olacağına emin olduğum bir filmdi. Bir başyapıt bekliyordum ama olmadı. Yine de beklentilerimi sinema yönünden tatmin ediciliğiyle karşıladı diyebilirim. Clooney tür filmlerine postmodernizmin bir getirisi midir nedir prim tanımıyor. Filmde aşağıdaki yorumlarda da belirtildiği gibi program yapımcılığı ve ajanlık gibi iki ilginç mesleği birarada yürüten Chuck Barrens’ın sıradışı yaşamı etkieyici bir senaryoyla anlatılıyor.Charlie Kaufmanın imzası bulunan senaryo beyazperdeye gerektiği gibi yansıtıladığından film başyapıtlık kalesinin direğinden dönüyor.İşte hayatınız programındaki yorumlar gibi yorumlarla renklenen film Barrens’ın iç dünyasnı yansıtmakta da fena olmadığını görüyoruz. Sam Rockwell ismini yeşil yol ve Çarlinin Meleklerinden hatırlasak da çok duyulmamış olduğundan oyunculuğuna karşı bir önyargım vardı. Bir yıldızlar geçidinde başrol ona düşmemeliydi. Bu önyargım daha filmin başlarında tebriğe dönüştü gerçekten oyunculuğu fena değil bilhassa The Gong Showdaki sunuculuğu :). Yıldızlar geçidine gelnce Barrymore,Clooney ve Roberts isimleri beyazperdeye manyetik bir etki yaymıyor değiller yani ve bir önyargı daha bu şahısların oynadıkları filmler genellikle güzel olur velhasıl olmuş da... Ama yine de en favori oyuncum olan Julia ,Roberts’ın femme fatale tarzı rolünün altından kalkamadığını düşünüyorum...Oyuncular hakkında son olarak filmi izlemeyenlere bir sırrı ifşa etmek istiyorum. Dating gameden bir sahnede (Yani Türkiyedeki Saklamaç yarışmasından) bayan’ın soru sorduğu üç kişiden ikisi Brad Pitt ve Matt Damon :). Diğeri de bıyıklı ve şişman birisi ve bayan kimi seçiyor dersiniz :))Kaliteli bir yapım.Son zamanlarda vizyonlarımıza renk getirdi diyebilirim.Bol sinemalı günleeer
bence oldukça güzel ve ilginç bir filmdi george clooney çok iyi iş çıkarmış yönetmen olarak farklı bir tarzdaydı film... adamın julia roberts a yaptığı kahve numarası da muhteşemdi
sam rockwell bir kitab uyarlamasında hayatı anlatılan karakteri oynarken (yani filmde de başrol oluyor) neden afişlerde ve dvd'de adı en altta yazıyor anlayamadım açıkçası.george clooney veya julia roberts toplam , rockwell'in yarısı kadar bile görünmüyorlar filmde.ayrıca açıkça yan karakterler.
ama film iyi.hem de bayağı iyi.anlattığı kişi bayağı tuhaf iki işi bir arada sürdürürken bayağı tuhaf iki kadınla gönül ilişkisi yürütürken bu ekrana hem komik hem dramatik hem de arada gelen ufak sürprizleriyle hoş bir şekilde yansımış.clooney iyi bir yönetmenlik örneği sergilemiş ama filmin bütünlüğünü tam yakalayamamış bence.kaufmanın etkisi ise bir kitap uyarlaması olduğu için elbette pek hissedilmiyor.ama kitap uyarlamalarının genelde fiyasko olduğu düşünürlürse yine iyi iş çıkardığı söylenilebilir.sadece bu karakterimiz hakkında konuşmuyor film.onun gözünden de olsa evlilik , aşk , öldürmek , tv programları ve bunların topluma etkisi üstüne de güzel şeyler söylüyor.ayrıca sam rockwell gerçekten harika oynuyor kanımca...
Konunun gerçek bi hikayeye dayanması aslında ilgiyi diri tutuyor. George Cloneyin ilk yönetmenlik denemesi de olumlu etkiler bırakıyor bence..Ama nedense bi tatsızlık var filmde..Çok tatmin edici değil açıkçası..İzlenmese de olur :)
Filmi ben önceki senelerden hatırlıyor gibiyim Coolio nun bi şarkısı vardı as i alk thrıugh the walley shadow of death diye o neydi yaa bu filmle bi alakası varmıdır acaba
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.