Ortalama puan
3,7
65 Puanlama
Çit hakkında görüşlerin ?

14 Kullanıcı yorumları

5
1 Eleştiri
4
5 Eleştiri
3
4 Eleştiri
2
4 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
4,0
2 Nisan 2023 tarihinde eklendi
Filmi kısaca özetleyecek olursam 3 melez kızın ailelerine ulaşmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor filmi beğendim filme puanım 10/8
3,5
12 Temmuz 2014 tarihinde eklendi
İzlemeden önce konusu hakkında bilgi sahibi değildim. Zaten rastgele izlenilen filmler güzel çıkarsa daha bir mutlu oluyor insan . İzlerken konunun gerçek bir hikayeden alındığını söylemesi üzerine daha bir merakla izlemeye başladım. Film bir ara 2011 yapımı özgürlük yolu(the way back) filmini hatırlattı.Ondada böyle yürüyüş hikayesi geç film bittiğinde insan isterse yapamayacağı şey yoktur tezini doğrular nitelikte , bizlere ders veriyor. Vay be böyle bir şey cidden bu yaşanmış mı dedirtiyor. 7/10 hakeder (696).
3,5
10 Aralık 2009 tarihinde eklendi
Avusturalyada yerli halkın melez çoçukları zorla evlerinden alınıp asimle edilmek için kamplara kapatılmaktadır.Molly,Daisy ve Graciede ailelerinden zorla alınmışlardır.Ama bu üç ufak kız kamptan kaçmayı başarır ve soluk soluga bir takip başlar.Özgürlüge doğru bu amansız takipin gerçek yaşam hikayesinden uyarlanması,filme ayrı bir önem katıyor.Üç ufak kızın özgürlük adına verdiklerini mücadelenin etkileyici öyküsünü izlemenizi tavsiye ederim.
4,0
16 Haziran 2009 tarihinde eklendi
müthiş senaryo,kurgu,kamera,yönetmen ,oyunculuklarla verilmek istenen mesajı gayet iyi başardı bu film.10/8.2
4,0
31 Ağustos 2008 tarihinde eklendi
çekimleri mükemmel ve izlemeye değer bir film...
3,5
9 Mart 2008 tarihinde eklendi
ırkçılığa dair ders çıkartılması gereken önemli bir film..
4,5
10 Mart 2007 tarihinde eklendi
mükemmel bir film.kitabını okumadım ama filmden çok etkilendim..özellikle izcinin kızları farkettiği ama görmezden geldeki andaki ifade, yakalanan kızın arkadaşlarına attığı son bakış ve annenin kızların kaçtığını duyduğunda yüzünde beliren gülümse çok etkileyiciydi....tavsiye ederim..görüntüler..ışık..hepsi harika..yapaylıktan uzak bir film..
2,5
1 Ocak 2007 tarihinde eklendi
1931 yılında awustralya hükümetinin..yerli halkına yapmış oldugu en büyük hatayıı anlatan iibir film kitabinıda okudum ama film kitap kadar etkileyici deil kitabı okuyan biri için film ii deil.3 kısın 2000 km yi ewlerine dönmek için takip etmelerii
3,5
21 Ağustos 2003 tarihinde eklendi
Herşeyden önce filmin müzikleri harikaydı.Filme gelince tanınmamış oyunculardan oluşan ama izleyiciyi hiç sıkmayan öyküsünü gercek hayattan alan başarılı bir filmdi.Molly’nin öyküsü cok ilginç kız o kadar cesur ve kararlıki asla yılmadı.Filmin sonunda gercek molly ve daisyinin günümüzdeki görüntüleri vardı buda cok önemli bir ayrıntı olmuş.Anlamadığım o iz sürücü nasıl buluyor kızları ya hadi cöl olsa ayak izleri cok belli olur ama o kuru bozkırlarda nasıl ayak izlerini takip ediyor.Aborjinler ile ilgili birkaç belgesel izlemiştim trtde, farklı insanlar kültürlerine bizden daha bağlılar.Farklı birşey denemek istiyorsanız hiç durmayın.İzlemeseniz belki sinema adına cok şey kacırmazsınız ama film insanlık adına büyük önem taşıyor...
2,5
14 Ağustos 2003 tarihinde eklendi
Gerçek hikayeden uyarlanması ve çocukların oyunculuklarının iyi olması filmi kurtaramamış.Özellikle ilk bölümü olmak üzere filmin tamamı sıkıcı.Hiçbir özelliği olmayan vasat bir film
5,0
26 Temmuz 2003 tarihinde eklendi
Bence aborjinlerin yaşadıkları bir filmde sorgulanmalıydı.. Yönetmen de bunu başarmış bence. Tam bir Festival filmi olmuş. Çocuk oyuncuların performansı etkileyiciydi, onların gözlerinde her şey görülüyor zaten. Vakit varsa kaçırılmamalı.
4,5
13 Temmuz 2003 tarihinde eklendi
çit...filmi izlerken, yanılmıyorsam, angelopulos'un 'ulis'in bakışı' filmindeki bir diyalog aklıma geldi, "insanın evine ulaşması için kaç sınır geçmesi gerekir?", evet, bu soruyu gerçek yaşama aktaran aktarırken cevabını da veren bir film çit. ev nedir, ev dediğimiz şey salt maddi hayatta bizi bizi içine alan/içine girdiğimiz, korunduğumuz bir şey midir ev, yoksa manevi olarak tek bir evden söz edemediğimiz bir alan mı? evin deşifrasyonu dışında filme baktığımızda aslında çok basit bir öyküden yola çıkıldığını görüyorsunuz, küçük yaşta, köklerinden, ailesinden, coğrafyasından kopartılan üç küçük kızın eve dönüş mücadelesi....buna eklemlenen avustralya'daki aborjinlerin kültürel olarak geliştirilmesi kisvesi aktında üstün bir ırk özlemine yönelik çabalar, beyaz adamın yerlilere uygarlık götürmesi....ancak bu filmde belirtmek istediğim en önemli şey, böylesine bir öykü, acı sosa bulanmış, duygularınızı kışkırtarak, sömürüye yelken açarak gelişmiyor, olması gerektiği kadarıyla besleniyorsunuz, arka planda kimi sahnelerde avustralya'nın size sunduğu muhteşem kareler, hele bir kare var ki, gökyüzünün maviliğinin katmanlaşarak perdeye aktarıldığı, sahne, duygu ve görüntü tam anlamıyla eşgüdüm içinde... bu filmi, üç küçük çocuğun eve ulaşma özlemine bakıp da "ah vah"larla geçirilecek bir film de sanmayın. sulandırılmamış hüzün o kadar iyi işlenmiş ki, belki de bu anlamda ders verebilen görüntüler...filmin geçtiği döneme bakıldığında, yanıulmıyorsam 1930'lu yıllar, beyaz adamın kendi egemenliğini ve kültürünü fiilen korumakta zorlandığı dönem başlangıcı....yerlilere bir iltifat olarak sunulan, iyilik dolu beyaz adamın çabalarının dışında yerlilerin kendi içlerinden birileri de bu amaca hizmet ediyor, ve bu filmde gene, tanıdık, bildik bir klişe ile karşılaşacağız derken, bunu ya ustalıklı bir biçimde gizil yapıyor, ya da hiç yapmamış...makro düzeyde film güzel, ben son dönem patlayan popüler amerikan sinemasıyla kuşatılan sinemalarımıza düşen bir nefes olarak görüyorum bu filmi, tabii ki hemen belirtmek isterim ki, matrix ya da terminatör tadına alışmışmış izleyiciler bu filme gitmesin. mikro düzeyde o coğrafyanın ekonomi politiği, aborjinlerin ıslah edilme politikaları, beyaz adamın kendini nasıl kurduğu, kendi kültürü yerliye sanki bahşedermiş gibi sunması, yalın anlatım, alışageldik anlatım ve görüntü kalıplarının dışında, çok basit ve yalın oyunculuk, ki hollywood yapımlarındaki oyunculuğa alışanlar için kuru, sıkıcı ve basit gelebilir,duygusal anlamda aşırı bir yüklemeye dayanmadan, seyirciyi gaza getirmeden de hüzün nakşedilebileceğini göstermesi açısından ilm bence güzel. kimi eleştirmenlerin belirttiği gibi, filmin kaba ve ilkel görülmesinin nedeni, acaba bizim, hollywood sinemasının bize sunduğu abartılı ve süslü anlatımın, ki bu anlatım çoğu filmin kusurlarını örtüyordu, kabul edilmesinden ve doğru buymuş gibi insanlarında benimsemesinden olmasın sakın? sonra da böylesi yalın ve sade bir anlatımı görünce kaba ve ilkel paftasını yapıştırmak ne kadar olması gereken bir mantık. sinema nedir, bunu bir düşünmek gerek. bu film ayrıca zor olan bir şeyi gerçekleştirmeyi çalışmış, gerçek bir öyküden yola çıkmak, sinemaya bunu aktarmak, hele ki böylesi duygu istimarına açık bir konuda bu film iyi şeyler becermiş. sinema nedir, bize belletilen sinema diye alış(tırıl)dığımız nedir, neleri baz alarak bir şeye iyi kötü diyeceğiz, çit'e dair bu geniş yelpazeden bakarsak, ve sıkıştı(rıldı)ğımız kalıpların ve sinema anlayışının dışında bakarsak övgüyü hakeden bir film.
2,0
1 Temmuz 2003 tarihinde eklendi
şimdi, daha önce de belirttiğim gibi rabbit-proof fence bu yıl en merak ettiğim filmlerden biriydi. Bu yüzden yaşadığım hayal kırıklığı feci oldu dün akşam filmi nihayet izlediğimde. Öncelikle filmin anlatımıyla ilgili eleştirilere katılıyorum. Gerçekten çok kaba, ilkel bir anlatımı var. Duygusal anlamda gereksiz aşırılıklara kaçılarak zaman zaman belli ki seyirciyi gaza getirmek amaçlanmış ama en vasat seyircinin bile artık karnı bunlara tok sanırım. Oyunculuklar ve mizansenler çoğu zaman o kadar yapay ve senaryo birçok noktada inandırıcılıktan o denli uzak ki.Diğer taraftan, ozgurbas’ın politik eleştirisine tam olarak katılmıyorum. Bir beyazın aborjinler hakkında samimi bir film yapması pekala mümkün olabilir. Bu kadar katı biçimde ayrımlar yapmak doğru değil. Bu aslında ırkçılığın bir başka yüzü olur sadece. Nasıl ki, bir dönem ve belki hala, bazı siyahlar hiçbir beyazın siyah hareketi içinde yer alamayacağını düşünüyordu; veya heteroseksüellerin eşcinsel oluşumlara destek vermesini garip karşılayanlar, doğru bulmayanlar vardır; ve bu örnekler çoğaltılabilir.Evet, beyazların bu tavrı olabiliyor bazen. Onların haklarını koruyalım, kendilerini savunamıyorlar bari onları biz savunalım falan gibi. Bu film de zaten böyle bir tavrı anlatıyor. ve aynı hataya kendisinin de düştüğüne katılmıyorum. Evet, tabii ki aborjinler kendi dertlerini kendileri anlatabilsinler, ne güzel olur. Geçen yıl filmekimi’nde gösterilen Eskimo filmi Atanarjuat, sadece yöresel efsanelerine dayanan bir öykü anlatıyor olsa da, ne kadar başarılı bir filmdi. çit’e dair benim dertlerim de daha sinemasal meseleler hakkında. film açıkça zayıf ve olmamış bir film.
2,5
10 Haziran 2003 tarihinde eklendi
iyi bi dram olabilir
Daha Fazlasını Göster