Damsel: en yeniler yorumlar

Bence çok güzel idi yani sizinde izlemeniz gerek bu filme benzer içerikler var ise benimle paylaşırsanız sevinirim şimdiden teşekkürler

Izlediğim en kötü film. Çok saçma sapan sahneler var ki çocuk bile inanmaz o kadar mantıksız.
Sakın izleyip zaman harcamayın

Film harika bayıldım. İlk başlarda sıradan gibi gelebilir. Sabredin sonuna kadar izleyin pişman olmayacaksınız. Sonunda acaba şöyle olursa süper olur diyordum. Oldu ve daha da güzel oldu. Gözümü bile kırpmadan izledim. Kesinlikle izleyin. 

film tek kelimeyle efsane kesinlikle izleyin gerçekten izlenmeyi hak ediyor izlerken gerçekten filmde gibi hissettim

Kusursuz. Sanki filmin icinde gibiydim..efsane ötesi. Kesinlikle izlmelisiniz..oyunculuk, görsel, herşey mükemmeldi

Gerçekten güzel ötesi bende sanki oynadım kendımı kaptırdım fılme devamını isterim bölüm bölüm olsun lütfen sızlerı cok seviyorum .

Senaryosunu Dan Mazeau'nun kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da, İspanyol sinemacı Juan Carlos Fresnadillo'nun oturmakta olduğu "Damsel"; fantastik bir drama olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, görsel efekt ve yeşil perde teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarına ilaveten; koordinatörlüğünü, Mark Henson'ın üstlendiği, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen bu Netflix filme biraz daha yakından bakalım...

***

Film...

Başrol karakteri Elodie'nin (Millie Bobby Brown)...

Filmin hikayesine dair yaptığı...

Özel bir uyarıyı da içeren, şu tanımlama ile başlar...


"Kahraman şövalyenin, dara düşen kızcağızı kurtardığı birçok centilmenlik öyküsü vardır...

İşte bu, onlardan biri değildir..."


***

Ardından da...

Ağzından alevler püskürten bir ejderhanın (seslendiren Shohreh Aghdashloo)...

Kendisini öldürmeye çalışan bir Kral'ın (Matt Slack) adamlarını, itinayla nasıl yok ettiğini izlerken...

Senaryoya damgasını vuran...

Bu yok edişin sebebi ile sonuçlarını, filmin finaline doğru öğreniriz...

***

- Bu olaydan yüzyıllar sonra uzak bir diyarda -


Açlıktan kırılan halkının, soğuktan donduğunu da belirten Prenses Elodie (Millie Bobby Brown)...

Buz gibi bir havada onlar için...

Baltayla odun keserken...

Kız kardeşi Floria'da (Brooke Carter), yakacak çalı çırpı toplamaktadır...

***

Bu arada...

Elodie'nin gözüne...

Babası Lord Bayford'un (Ray Winstone) yönetmek de olduğu kaleye gelmek de olan atlı bir araç ilişir...

***

Buna pek bir anlam veremese de...

Floria ile beraber...

Tüm varlıklarını yitiren kimi insanların, terk etmek mecburiyetinde kaldıkları kaleye döner...

***

Halka dağıtılmak üzere, sırtında taşıdığı odunları teslim eder etmez de...

Babası Lord Bayford ile üvey annesi Leydi Bayford'un (Angela Bassett) yanına vardıklarında...

Kendilerini...

Bizzat kendisine...

"Sen Elodie olmalısın..."

Şeklinde hitap eden bir yabancının beklediğini görür...

***

Evet...

O kadın, biraz önce odun keserken gözüne ilişen araçla topraklarına gelen "kırmızı" giysiler içindeki bir Rahibedir (Manon Stieglitz)...

Ve...

Elodie'yi, uygun bulduğunu belirtir belirtmez de...

Mühürlü bir mektubu, kendisine hürmetle teşekkür eden Lord Bayford'a teslim eder...

***

Ki...

Aurea Kraliçesi Isabelle'den (Robin Wright) gelmekte olan bu mektup ile...

Babası aracılığıyla...

Dolaylı olarak Elodie'ye, büyükçe bir gemi filosu ve arabalar dolusu altını bulunan Prens Henry (Nick Robinson) ile evlenmesi teklif edilmektedir...

***

Tabii ki, bütün bunlar...

Elodie açısından evlenme nedeni olarak kabul edilemese de...

"Buna ihtiyacımız var... Depolarımız boşaldı... Bahara kadar dayanamayacağız... Halkının sana ihtiyacı var... Bu bizim görevimiz..." diyen babasına göre de, son derece elzemdir...

***

Böyle olunca da...

Babası, üvey annesi ve kız kardeşinin de kendisine eşlik edecekleri Elodie...

Müstakbel kocası ve ailesiyle tanışmak amacıyla...

Binecekleri bir gemi ile yola koyuluverecek...

***

Ve...

Kaptanın, Aurea kıyılarına yaklaştıkları müjdesini verdiği anda da...

Ülkenin girişinde kendilerini...

Limanın iki yanına konuşlandırılmış...

Filmin başındaki ejderhanın, ağzından alevler saçan heykelleri karşılayacaktır...

***

Elodie ile yanındakilerin...

Yeşillikler arasındaki Aurea'nın kendisine ve kraliyet sarayının görkemine ilişkin algısına gelince...

Şaşkınlıktan...

Neredeyse hepsinin dilleri tutulmuş...

Ve...

"Durduk, durduk turnayı tam da gözünden vurduk..." der gibidir...

***

Ertesi sabah...

Huzuruna çıkarıldığı Kraliçe Isabelle'in Elodie'ye yönelik ilk sorusu...

"En güçlü yönün nedir?" olduğunda...

"Daima gerçekleri söylerim majesteleri..." yanıtı karşısında...

***

Kraliçe...

"Kimileri bunu zayıflık olarak görebilir... Kalbini dinler misin? Şu anda sana ne söylüyor?" diye devam ettiğinde de...

Zaten iyice heyecana kapılarak gerilmiş olan Elodie...

"Doğrusu o kadar hızlı çarpıyor ki, pek bir şey duyamıyorum majesteleri..." demekle yetinecek...

***

Ve...

Aldığı cevapları yeterli bulan Kraliçe Isabelle...

Düğün ve diğer hususlardaki ayrıntıları Lord Bayford ile müzakere ederken...

Elodie ile Henry'de birbirlerini daha yakından tanıma fırsatını bulacaklar...

***

Hatta...

Bütün dünyayı birlikte dolaşıp...

Mutlu olacaklarını dahi konuşacaklardır...

***

Fakat...

Gerek kocasının tavırlarından...

Gerekse de Kraliçe Isabelle'in kendisini küçümseyen yaklaşımından bir hayli huylanan Leydi Bayford'a göre...

Bir şeylerin ters gitmek de olduğu...

Apaçık ortadadır...

Ama ne?

***

O yüzden de...

Hiç duraksamadan Elodie'nin yanına koşturarak...

Bu düğünün bir hata olduğunu söyleyecek...

Ve kendisinden kararını...

Yeniden gözden geçirmesini isteyecektir...

***

Ancak yine de gücü...

Bu evliliğin engellenmesine kifayet etmeyecektir...

Dakika 30...

***

Aksiyon beklentisi yüksek olanları da, yeterince tatmin edeceğini düşündüğümüz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı...

Sinemadaki yolculuğuna, henüz on iki yaşındayken "Stranger Things" (2016 - 2025) isimli TV dizisi ile başlayıp...

Kapsamlı birer yorumunu, yine bu mecrada paylaştığımız...

Sherlock Holmes'un kız kardeşi Enola Holmes'u canlandırdığı iki filmle (2020 - 2022) taçlandıran Millie Bobby Brown ile post-prodüksiyondaki görsel ve özel efekt teknisyenlerinin, köşe kapmaca oynayacakları...

78 dakikalık, ziyadesiyle renkli bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,