Senaryosunu, Joel Veach'ın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da...
Yine bu mecrada, kapsamlı bir yorumunu da paylaşmış olduğumuz "May" (2002) den de tanıdığımız Lucky McKee'nin oturmakta olduğu “Old Man”; gizemini sonuna kadar koruyan, psikolojik bir gerilim olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle; yer yer klostrofobik bir atmosfere de büründürülerek, kapalı tek bir mekanda çekilmiş olan bu Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Artık günlük bir rutin haline getirdiği gibi...
Derin bir uyku içinde olduğunu gördüğümüz Yaşlı Adam (Stephen Lang), "Rascal... Sen misin?" diye bağırarak birdenbire uyanıverir...
***
Yatağından kalkarak kulübesinin içinde dolanan Yaşlı Adam...
Söylene söylene...
"Sadakatsiz ve lanetli" olarak nitelendirdiği Rascal'ı aramaya başlar...
***
Zira...
Her ikisi de...
Birbirlerine göz kulak olacaklarına, birbirlerinin yanında duracaklarına dair söz vermişlerdir...
***
Ve...
Yaşlı Adam, kendisiyle halen ilgilenirken...
Rascal ortalıklarda yoktur ve Yaşlı Adamı, tek başına yalnız bırakarak gitmiştir...
***
Ama...
Yaşlı Adama göre bunun bir cezası vardır ve o da...
Sadece ölümdür...
***
Derken...
Hiç beklemediği bir anda...
Yaşlı Adamın kulübesinin kapısı çalınır...
***
Silahını eline alıp yöneldiği kapıyı açan Yaşlı Adamın karşısındaki, kendisini terk eden vefasız köpeği Rascal değil...
Bacasından duman çıktığını gördüğü kulübeden...
Yardım istemek için gelen ve ormanda kaybolduğunu iddia eden (filmin yapımcılarından da olan Marc Senter'ın canlandırdığı) Joe isimli bir gezgindir...
***
Söylediklerini pek inandırıcı bulmayan Yaşlı Adam...
Joe'ya, kendisini...
Kontrol amacıyla karısının yollayıp yollamadığını sorduğunda aldığı yanıt...
"Hayır" olsa da...
Joe'ya inanmış olmayı "şimdilik" içine sindirir ve kulübesine davet eder...
***
Fakat bu...
Joe açısından tüm tehlikenin geçtiği anlamına değil de, daha çok ağzını kapalı tutup sadece...
Yaşlı Adamın yönelteceği soruları cevaplamak için konuşacağı anlamına gelmektedir...
***
Çünkü...
Kendini "paranoyak" ve "şüpheci" olarak tanımlayan Yaşlı Adam, Joe'nun kaybolduğuna ve yoldan uzak...
İşlek olmayan bir yerdeki kulübesini de...
Öylesine...
Tesadüfen bulduğuna pek de inanmış gibi görünmemektedir...
***
Üstelik de...
Yaşlı Adam, Joe'nun kahrolası bir psikopat katil yahut serbest kalmış bir manyak deli olup olmadığını da henüz bilmemektedir...
***
Joe, bu söylenenleri biraz garipsese de...
Yaşlı Adam...
"O hasta piçlerle ilgili her şeyi gazetelerde okudum ve hepsi kütüphaneci, öğretmen veya avukat... Tıpkı senin gibi sıradan görünen insanlar... Dışarıdan zararsız ama içlerinde çılgınca bir şey var...
Yamyam gibi... Çocuk tacizcileri... Kötü .rosp. çocukları..." diyerek sözlerini sürdürdüğünde...
***
Joe...
"Ben bir öğretmen ya da kütüphaneci değilim... Yemin ederim..." şeklinde karşılık verir...
Dakika 24...
İnciller Satıcısını (Patch Darragh) işaret ederek sarf edilen, "Tanrı'yı satan herkes nihai bir profesyoneldir ve onu satın alan herkes de enayidir" sözcüğü ile Yaşlı Adam ve Joe'nun, karılarıyla olan ilişkilerinin damgalarını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; herkesi ters köşe yapan bir finali de bünyesinde barındıran, 73 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,