Senaryosunu da, Pelle Rådström ile birlikte yazan ve ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çeken Adam Berg'in yönetmen koltuğunda oturduğu "Svart krabba / Black Crab"; "kıyamet sonrasındaki (post - apocalyptic)" bir atmosferde, tipik bir primat olan insanın "bencilliğinin", özellikle de başroldeki Noomi Rapace'in canlandırdığı Caroline Edt karakteri aracılığı ile neredeyse gözlere sokulduğu bir film olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileri ile dublör oyuncu performansları kullanılmak suretiyle "kurgusal (fictional)" iki ülke arasındaki korkunç bir savaşın anlatıldığı İsveç yapımı bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...
Caroline, kızı Vanja (Stella Marcimain Klintberg) ile bir tünelin içindeki otomobillerinde trafiğe takılı kalmış bir haldeyken; radyodan, 157 kişinin öldüğü ve iç savaşı andıran isyanlar ile şiddetin arttığına dair güncel haberler duyurulmaktadır...
Kızının meraklanarak telaşlanması üzerine Caroline, radyo kanalını değiştirerek konuyu müziğe getirmeye çalışsa da; sıkıştıkları tünelde suratlarını, kafalarındaki kar maskeleri ile kapatan ve birer birer kontrol ettikleri araçların içinde "çok özel" birisini arayan askeri kamuflajlı insanların gerçekleştirdikleri, masum sivillere yönelik silahlı saldırı da içeren bir operasyon başlamıştır...
Tabii ki, ne Caroline ne de kızı ölmez ama arka koltukta oturan "hedefteki Vanja"; annesi ne kadar gizlemeye çalışsa da, o maskeli adamlarca fark edilerek araçtan çıkartılarak kaçırılır...
Yani bir sonraki aşama için gerekli olan isme ulaşılmıştır...
Bu olaydan bir süre sonra, trenlerle ülkenin daha güvenli olduğu iddia edilen güney bölgelerine sevk edilen silahlandırılmış insanlarla beraber yolculuk yapan Caroline; trenin durduğu bir istasyonda, bulunduğu vagondan indirilir...
Çok geçmez, Üsteğmen Nylund (Jakob Oftebro); aracı ile kendisini almaya gelir...
Bombalanarak tahrip edilmiş bina ve asılmış insan görüntüleri arasında Tessenöy'deki üsse doğru ilerlerken Nylund; bir köşeye park ettiği araçtan inip de gözden kaybolduğunda Caroline, gerilla savaşı ve silah kullanma konusundaki bireysel becerilerinden habersiz olan bir grubun saldırısına uğrar...
Küçük bir çatışma sonrasında aracın direksiyonuna geçen Caroline, kendisini çağırtan Albay Raad'ın (David Dencik) bulunduğu üsse, tek başına yönelir...
Vardığında, içeriğini bilmedikleri aynı görev için getirtilen Malik (Dar Salim) ile Granvik'te (Erik Enge) orada beklemektedirler...
Derken Kıdemli Onbaşı Karimi de (Ardalan Esmaili) çıkarak gelir...
Ve...
Dördünü birden Albayın huzuruna çıkaran ekibin lideri Yüzbaşı Forsberg (Aliette Opheim) kendilerine; kuzeyden gelmekte olan düşmanın, I17, F28 ve K22 üslerini bombaladığını, birkaç güne kadar da sıranın bu üsse geleceği bilgisini verir...
Böyle olunca da tüm kıyı şeridi ve savaş kaybedilmiş olacaktır...
Ama Albay'a göre bu savaşı, rakibi büsbütün bertaraf ederek kendi ülkeleri adına tamamen bitirebilecek son bir şans daha mevcuttur...
Zira 37 yıldır ilk kez, her ne kadar araçla geçilemeyecek kadar ince ve tekneler için de fazlasıyla kalın olsa da; ayaklarına buz pateni geçirmiş bir askeri taşıyabilecek vaziyetteki tüm takımada, buzla kaplanmıştır...
İşte "Kara Yengeç Harekatı" kapsamında kendilerine, gelmeyen altıncı adayın yerine Üsteğmen Nylund'un da katılmasıyla altıya tamamlanacak olan bu askeri takımın görevi; Tessenöy'den alınarak Yüzbaşının sırt çantasına yerleştirilen iki kutuyu, buzu aşarak Ödö'deki araştırma üssüne götürmek olacaktır...
Üstelik Albay tarafından, aslında tipik bir "rüşvet" yahut da en azından itici bir "motivasyon" kaynağı oluşturmak üzere Caroline'e; kızı Vanja'nın da söz konusu Ödö'deki bir mülteci kampında olduğu müjdeli haberi de verilir...
Tek şart da, o kutuları; Amiral Nordh'a (Susan Taslimi) teslim etmesidir...
Ardından da kızına derhal kavuşturulacaktır...
Elbette Albay ile Caroline arasındaki bu at pazarlığından; diğer beş kişiden her hangi bir tanesinin, zinhar haberi bulunmamaktadır...
Neyse...
Yola çıkılır...
İlk zayiat, birdenbire kırılan buz nedeniyle; kimsenin yardımına teşebbüs etmemesi sebebiyle içine düştüğü denizde boğularak can veren Yüzbaşı Forsberg olur...
Ancak Caroline, Albay'ın kendisine vermiş olduğu gazla; anında denize atlayarak, Yüzbaşıyı değilse de bıçakla keserek içinde kutuları barındıran sırt çantasını alarak çıkartır yüzeye...
Yoksa görev o an bitecek ve Ödö'ye gitmeye çalışmak da anlamsızlaşacaktır...
Uzatmayalım...
Islanan Caroline'i kurutmak amacıyla buldukları metruk bir ev de geceyi geçiren ekibin yeri; sabah uyandıklarında, telsizle F28 üssündeki sevgilisini arayan Karimi sayesinde düşman tarafından tespit edilmiştir...
İlk önce helikopterden füze atışı ile evi imha eden düşman, şimdi de yere inerek gizlenen beş askeri aramaktadır...
Bunun üzerine, casus olmakla suçlayarak öldürmek yerine silahsızlandırdıkları Karimi'yi de yanlarına alarak yollarına devam ederler...
Dakika 45...
Geride sizleri, heyecanın son anına kadar devam edeceği; "ters köşe" sürprizlere da sahip 69 dakikalık, aksiyon dolu bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,