Senaryosunu da yazan Axelle Carolyn'nin yönetmen koltuğunda oturduğu "The Manor / Konak", antolojik korku - gerilim hikayelerinden oluşan "Welcome to the Blumhouse / Blumhouse'a Hoş Geldiniz" serisinin sekizinci filmi olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz; yapımcılığını, "Blumhouse Television" logosu altında Jason Blum'ın, 8 Ekim 2021 tarihindeki Türkiye dahil tüm dünyadaki dağıtımını ise, Amazon Studios'ın üstlendiği, (Jason Blum'ın yıllardır aşina olduğumuz tarzı gereği) oldukça düşük bir bütçe ile çekildiğinden asla tereddüt duymadığımız, bir büyük anne ile torunu arasındaki ilişki bağlamında "ivmelenen" bu kapalı tek mekan filmine biraz daha yakından bakalım...
Yetmişinci doğum gününde beklenmedik bir felç geçiren Judith Albright (Barbara Hershey), o tarihten üç ay sonra Altın Güneş Konağı adındaki 1911 yılında kurulmuş olan bir yaşlı bakım evine, garip davranışlar sergileyen Annette'in (Nancy Linehan Charles) oda arkadaşı olarak yerleştirilir...
Ki, Judith'in kızı Barbara (Katie A. Keane) ve on yedi yaşındaki torunu Josh'ın (Nicholas Alexander) refakatinde gittiği, cep telefonu kullanımına izin verilmeyen o bakım evi, Bayan Benson (Stacey Travis) tarafından yönetilmektedir...
Ertesi gün sabah kahvaltının ardından, hemşire Liesel (Ciera Payton) ile bir yürüyüşe çıkan Judith, sürekli birlikte takılan bakım evi sakinlerinden Ruth (Fran Bennett), Trish (Jill Larson) ve Roland (Bruce Davison) ile tanışır...
Neyse...
Çevresine alışma süreci içinde olan Judith, gecenin bir yarısı, kabus dolu bir rüyadan uyanır uyanmaz odasında, kendisini izleyen bir erkeğin hayali ile karşılaştığını zannederek bayağı bir telaşlanır...
Ama hemşire Elisabeth (Shelley Robertson) tarafından sakinleştirilerek yatağına yeniden yatırılır...
Yatırılır yatırılmasına da, göklerin gürleyip şimşeklerin çaktığı ertesi gece de aynı kabus devam etmesin mi...
İşte bu olay, Judith açısından bardağı taşıran son damladır...
Hani aslında bakım evindeki herkesin; alzheimer nedeniyle aklını yitirdiğini düşündüğü, Judith'in oda arkadaşı Annette'in de, sürekli olarak gördüğünü söyleyerek karşısında tir tir titrediği aynı varlık değil midir?
Fakat Roland ve kankaları Ruth ile Trish'e göre sağda solda sürekli hayalet gördüğünü iddia etmek son derece tehlikelidir...
Zira bu durumda kendisine, anında demans teşhisi konularak ilaç tedavisine başlanacaktır...
Yani Judith daha dikkatli davranmalıdır...
İyi de, izleyen gecenin yarısında da, Roland'ın sürpriz ziyaretini takiben aynı görüntüler tekrarlanınca geriye yapılacak başka şey kalmaz ve Judith'in hastalığının, önce teşhis ardında da tedavisine başlanılmasının zamanının geldiğine karar verilir...
Dakika 35...
An itibarıyla, Dr. Geoghegan'a (Andrew Tinpo Lee) göre Judith artık, gerçekler ile hayalleri birbirinden ayırmasına engel olan demans hastalığının pençesine düşmüştür...
Peki, durum gerçekten de böyle midir?
Yoksa haklı olan ama kimsecikleri kendine inandıramayan Judith midir?
İşte bu sorular ile daha da fazlasının yanıtı, "sürpriz" finali ile geride kalan 46 dakikalık bölümün içinde mevcut...
Korku sinemasının yeni nesil ustalarından Mike Flanagan'ın "The Haunting of Bly Manor" (2020) isimli mini Netflix dizisinin bölümlerinden birinin yönetmenliğini de yapmış olan Axelle Carolyn'in bu filminin, türün hayranlarını fazlasıyla memnun edeceğine inanıyoruz...
Keyifli seyirler,