Senaryosunu, bir Katolik rahibi olan Gabriele Amorth'un "An Exorcist Tells His Story" (1990) ve "An Exorcist: More Stories" (1992) isimli kitaplarından uyarlayarak Michael Petroni ile Evan Spiliotopoulos'un birlikte yazdıkları ve yönetmen koltuğunda da Julius Avery'nin oturmakta olduğu "The Pope's Exorcist"; gizemini uzunca bir süre koruyan, bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 28 milyon dolarlık bir bütçeyle, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; Brendan Condren, Fionn Condren, Jessica Grant, Emili Nagys, Giedrius Nagys ve Paul Thompson'ın üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilerek, brüt 61.6 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Film, 1986 - 2016 yılları arasındaki dönemde; Vatikan'ın Baş Şeytan Kovucusu, Peder Gabriel Amorth'un şu öz deyişiyle başlar:
"İblisle alay ettiğimiz ve kendi kendimize, iblisin var olmadığını söylediğimiz an; onun en mutlu olduğu andır..."
***
- 4 Haziran 1987, Tropea, İtalya -
Davet edildiği kasabaya kadar geldiği Scooter'ından inip, alet çantasını da yanına alan Peder Gabriel Amorth'u (Russell Crowe); merak içindeki ahalinin yanı sıra, şeytan çıkarma seansı esnasında kendisine yardım edecek olan bölgenin Rahibi Gianni (Alessandro Gruttadauria) karşılar...
Rahip Gianni'nin ifade ettiğine göre, evdeki Enzo (River Hawkins) isimli delikanlı; bedenin ele geçirilmesiyle ilgili, bilindik tüm işaretleri göstermektedir...
Üstelik de aile...
Doğrudan Peder Amorth'a başvurmadan önce, pek çok doktora da danışmıştır...
***
Derken...
Peder Amorth Rahip Gianni'ye, sözünü ettiği ele geçirilme belirtilerinin; neler olduğunu sorar...
Pederin alacağı yanıt, oldukça çarpıcıdır...
Zira...
Sıradan bir İtalyan köylüsü olan Enzo artık, İtalyanca değil de şakır şakır İngilizce konuşmaktadır...
***
Evin küçük kızına (Laila Barwick), ağabeyi Enzo'ya yardımcı olması adına; hiç duraksamaksızın "Babamız" duasını okumasını öğütleyen Peder Amorth, Rahip Gianni'ye de...
Kasabaya varıp da, motosikletini park ettiği vakit...
Kapının önünde, doğrudan şişesinden şarap içmekte olan çiftçinin (Andrea Dugoni) domuzunu alıp getirmesini söyleyerek; yatağa bağlanmış vaziyetteki Enzo'nun bulunduğu odaya geçer...
***
Ardından da...
Kafasını işleterek iblisi kandıran Peder Amorth, ilk olarak Enzo'nun bedeninden çıkıp domuzun bedenine girmesini sağlayacak; sonrasında da, domuzun sahibi olan çiftçi, pompalı tüfeğiyle domuzu vurarak öldürecek...
Ve...
Böylelikle de...
Enzo kurtulacaktır...
***
- 1 Temmuz 1987, Kastilya, İspanya -
Julia Vasquez (Alex Essoe), kızı Amy (Laurel Marsden) ve oğlu Henry (Peter DeSouza-Feighoney) ile beraber Amerika'dan ayrılarak; ailesinden, şu an hayatta olmayan kocası Roberto Vasquez IV'e (Santi Bayón) miras kalmış olan tadilat altındaki, muhteşem bir şato görünümündeki San Sebastiyan Manastırı'na yerleşmek amacıyla gelmişlerdir...
Ama sadece şimdilik...
Çünkü...
Kocası Roberto öldükten sonra hiçbir maddi geliri de kalmayan Julia, manastırı satıp yeniden Amerika'ya dönmeyi planlamaktadır...
***
Neyse...
Kendilerini tadilatın sorumlusu Carlos (Jordi Collet) ile söz konusu şatonun, gerçekte tarihi San Sebastiyan Manastırı olması ve aslına uygun olarak restore edilmesinin sağlanması sebebiyle de; Peder Tomás Esquibel'de (Daniel Zovatto) karşılar...
***
- 2 Temmuz 1987, Roma, İtalya -
Peder Amorth, aralarında Piskopos Lumumba (Cornell John), Kardinal Abato (Matthew Sim), Piskopos Barbuto (Pablo Raybould) ve 21. yüzyılda iblisin varlığına inanmayı reddeden Kardinal Sullivan (Ryan O'Grady) bulunduğu bir kurul tarafından; 4 Haziran gecesi Tropea kasabasında, Reggio Calabria Piskoposluğundan izin almaksızın gerçekleştirdiği şeytan çıkartma ayini nedeniyle sorgulanmaktadır...
Fakat...
Doğrudan Papa'ya (Franco Nero) bağlı olarak çalışan Amorth, özellikle de kendisini hedef tahtasına koyarak saldırılarını sürdürmeye devam eden Kardinal Sullivan'ı takmayarak; ikram edilen espressosunu bitirir bitirmez, toplantı salonunu terk edecektir...
***
Aynı esnada İspanya'da...
İşittiği gürültü sonrasında, binanın içinde dolanmaya başlayan Julia; herhangi bir şeye rastlayamaz ve gece uykusuna dalmış olan oğlu Henry'i kontrol etmekle yetinir...
***
Ertesi sabah...
Manastırın restorasyon ekibindeki inşaat işçilerinden ikisi, daha önce Henry'nin de dikkatini çekmiş olan bir duvarın arkasındaki karanlık bölmede ne olup bittiğini anlamak gayesiyle; içeriye aydınlatıcı bir işaret fişeği attıklarında, bir gaz patlamasına yol açmak suretiyle aralarından birinin (Marc Velasco) ağır derecede yaralanmasına yol açacaklar...
Ve...
Bu olay...
Carlos'un da adamlarını toplayıp gitmesiyle sonuçlanacaktır...
***
Ama çok daha vahimi...
Babası öldüğünden bu yana, konuşmayı kesmiş olan Henry, tırnaklarıyla kendi suratını yolarak zarar verirken; annesi ile ablasına da, "Hepiniz öleceksiniz!" şeklinde seslenmektedir...
***
Derhal hastaneye kaldırılan Henry'nin, röntgenleri, kan testleri, hatta omuriliğinden alınan sıvı ve MRI sonuçları; iskemi yahut da hematoma olmadığını gösterirken, tüm beyin ve yaşamsal fonksiyonları da normaldir...
Yani...
Böyle söylemektedir İspanyol doktor (Victor Solé), bir tercüman (Paloma Bloyd) aracılığıyla...
***
Nihayetinde de, bu doktorun tavsiye edebileceği yegane çözüm de...
Bir psikolog adı verip, Henry'nin kendine zarar vermemesi için de; yatıştırıcı iğneler reçetelemekle sınırlı kalır...
***
Ancak mevcut durum, hiç de bu kadar basit değildir...
Henry'i ele geçirmiş olan bir iblis, Tropea'nın rövanşı için Peder Amorth'un manastıra getirtilmesini istemektedir...
Zaten kendisine, temkinli olmasını tembihleyecek olan Papa'da; Baş Şeytan Kovucusu Gabriel'i görevlendirecektir, Vatikan namı hesabına ciddi sırları da bünyesinde barındıran bu vaka da...
Dakika 30...
Gözlükleri, fötr şapkası ve scooterı ile renkli bir Katolik din insanı karakteri çizilen Peder Gabriel Amorth'u canlandıran Russell Crowe'un oyunculuk performansı dışında, pek de fazla bir şey ifade etmeyen filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; klasik "The Exorcist"in (1973) uzağından dahi geçemeyen, 73 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,