Hesabım
    Bir Astronotun Sonsuz Yolculuğu
    Ortalama puan
    2,9
    3 Puanlama
    Bir Astronotun Sonsuz Yolculuğu hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    hatice tekin
    hatice tekin

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    15 Kasım 2024 tarihinde eklendi
    Emeğe saygı diye 1 puan verdim ama bilim kurgu degil. Duygusal falan filan olabilir ama asla bilim kurgu değil. Dram romantik vs sevenler izlesin ama bilim kurgu izlemek isteyenlere tavsiye etmem. Büyük hevesle başladım ama hayal kırıkligina ugradimm belki ilerde güzelleşir dedim ama hüsran
    TanerKocaova
    TanerKocaova

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,0
    2 Mart 2024 tarihinde eklendi
    Filmi seyretmeye yeni başladım. Bu tür filmleri sevdiğim için sonuna kadar seyredeceğim. Ancak daha filmin başında Jüpiter yörüngesindeki bir uzay aracı ile canlı bağlantı yapıldığını ve karşılıklı konuşulduğunu gördüm. Bu mümkün değil. Bırakın jüpiteri, marsın yörüngesindeki bir araçla bile canlı konuşamazsınız. Işığın, radyo ve TV dalgalarının hızı saniyede yaklaşık 300.000 km'dir. Yani aradaki mesafe o kadar uzakki, ışık hızı ile bile marsın yörüngesindeki bir araca ğönderilen sinyal, şanrtlar uygun olduğunda dahi ancak 20-30 dakika arasında iletilebilir. Kaldıki Jüpiter çok daha uzak. Yani filmde gösterildiği gibi canlı olarak karşılıklı sohbet etmek mümkün değil. Bunu görünce bir anda filmden soğudum. Ancak genede sonuna kadar seyredeceğim...

    Taner Kocaova
    Mak.Müh.
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.065 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, 1960-1990 yılları arasındaki Çekoslovak Sosyalist Cumhuriyeti'ne yönelik antikomünist bir eleştiriyi bünyesinde barındıran...

    Jaroslav Kalfař'ın "Spaceman of Bohemia" (2017) isimli romanından, "serbest bir biçimde" uyarlayarak Colby Day'in kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da İsveçli sinemacı Johan Renck'in oturmakta olduğu "Spaceman"; bilim kurgu tarzda kurgulanılmış ve esasen de...

    Komünist bir parti muhbirinin oğlu olan ve vakti zamanında babasının yaptığı ihbarlardan utanç duyan başrol karakteri Jakub Procházka'nın...

    Doğup büyüdüğü ülke ile sevdiği kadın Lenka'yı geride bırakabilecek kadar, kendi geçmişinden kaçarak uzaklaşmaya...

    Uzaklaşırken de, iç hesaplaşmaya giriştiği bir drama olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, yeşil perde ve görsel efekt uygulamalarının yanı sıra; Adam Sandler ile (kendisini hiç görmesek de) Paul Dano'nun, anlayanı tarifsiz bir huzura kavuşturan "aksansız" İngilizce sohbetlerinin damgalarını vurdukları bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Çekya'ya ait bir uzay aracıyla tek başına yolculuk yapmakta olan kozmonot Jakub Procházka (Adam Sandler)...

    Yeryüzündeki uzay istasyonundan kendisini arayan mihmandarı konumundaki Peter (Kunal Nayyar) tarafından, birazdan CzechConnect Quantum platformu üzerinden yapılacak telekonferans niteliğindeki canlı yayına katılmaya davet edilir...

    ***

    Ve...

    Komisyon Üyesi Tuma (Isabella Rossellini) kendisine...

    "Avrupa Uzay Programı ve Çek halkı adına; tek kişilik yolculuğunuzun 189. gününde, tekrar hoş geldiniz Komutan Procházka..." diyerek seslenirken...

    ***

    Jakub'da...

    Görüntülü olarak el sallayarak...

    "Komisyon Üyesi Tuma, Jupiter dolaylarından merhaba... Sizinle buradan konuşmak çok heyecan verici..." şeklinde karşılık verir...

    ***

    Ardından da...

    "Bu yolculuğun amacı karşımda duruyor...

    Eminim ki gönderdiğim görüntüler, aslının hakkını vermiyordur...

    Fakat Chopra Bulutu, hayal edemeyeceğiniz kadar nefes kesici... Keşke benim gözümden görebilseniz... Bir hafta içinde, bulutu oluşturan parçacıklardan örnekler toplayıp analiz edeceğim...

    Ne oldukları ve nereden geldikleri hala meçhul... Ancak Chopra Bulutu'na girdiğimde, belki de evrenin bazı gizemlerini çözebilirim..." diye devam etmek suretiyle de...

    Misyonuna açıklık getirirken...

    Kendisine yöneltilen soruları da yanıtlar...

    ***

    Böylelikle biz de...

    Yeryüzüne 500 milyon kilometre uzaklıktaki Jakub'un, "kendisini terk etmeye hazırlanan" karısı Lenka (Carey Mulligan) ile...

    Bant kayıtlı mesajlaşma aracılığıyla her gün görüştüğünü de öğreniriz...

    ***

    Ki...

    Üzerindeki yoğun baskı nedeniyle, uykusuzluk problemi de yaşayan Jakub'un...

    Yürüme bandındaki günlük spor programlarını ihmal etmediğini de görürken....

    ***

    Başlangıçta kocasına...


    "Sen nereye ben oraya...

    Ben nereye sen oraya... Anlaştık mı?" teklifinde bulunan...


    Ama bu anlaşmadan, ilk kendisinin caydığı anlaşılan Lenka'nın...

    Jakub'u terk edeceğini belirttiği mesajı önceden izleyen Gregor (John Flanders)...

    ***

    Ziyadesiyle kritik bulduğu bu duruma el koyar...

    Ve kaydı kaptığı gibi koşuşturarak da...

    Uzay istasyonundaki toplantıda, bir araya geldiği Komisyon Üyesi Tuma ve Peter'dan Tuma'nın...

    Lenka'nın söz konusu mesajının...

    Karısından haber alamadığı için zaten endişelenmekte olan Jakub'a iletilmemesi talimatını vermesine yol açacaktır...

    ***

    Yalnız...

    Kullandığı uyku ilacına rağmen...

    Uykusuzluktan bitap düşmüş olan Jakub...

    Karabasanı andıran rüyalarından birinde...

    Kafasının içine gizlenmiş ve şimdide dışarı çıkmaya hazırlanmak da olan bir örümceğe dair hayaller de görmeye başlamıştır...

    ***

    Derken...

    Uyanır uyanmaz...

    O gün gerçekte, günlük sporunu tamamlayıp...

    Chopra Örnek Toplama Simülasyonu ile ilgilenmesi gereken Jakub...

    Uzunca bir süredir kendisinden haber alamadığı hamile karısıyla iletişime geçme telaşı içine girmişken...

    Tanımadığı ve o an için sıradan bir parazit olarak değerlendirdiği bir ses...

    Hem de CzechConnect Quantum platformu vasıtasıyla...

    Kendisiyle konuşmaya çalışmasın mı...

    ***

    Neyse...

    Peter'dan Lenka'nın, birkaç günlüğüne annesini ziyarete gittiğini öğrenen Jakob biraz rahatlasa...

    Ve Peter'a...

    Lenka'nın kendisini aratmasını tembihlese de...

    ***

    Ertesi gün uyanıp...

    Geminin tuvalet bölümünün kapısını açtığında...

    Karşısına...

    Kendisiyle konuşup, korkmamasını ifade eden devasa boyutlardaki bir örümcek (seslendiren Paul Dano) çıkmasın mı...

    ***

    Anında Peter'ı arayan Jakub ondan...

    Hemen gizli kamerayla tuvalete bağlanmasını istese de...

    Ne yazık ki...

    Diğer pek çok kamera gibi...

    Tuvaletteki de bozulanlar arasındadır...

    ***

    Yani...

    Yakub'un göz göze geldiği örümceğin gerçek de var olup olmadığını...

    Ne Jakub'un kendisi ne de biz...

    Tespit edemeyeceğiz...

    ***

    Böyle olunca da...

    Birden panikleyerek kendini, güvenlikli hava kilidi bölmesinin içine kapatan Jakub...

    Hava geçirmez başlıklı uzay kıyafetlerini de giyiniverir...

    ***

    Zira amacı...

    Geminin içini, dezenfektan ile ilaçlatıp örümceği öldürmektir...

    ***

    Ama...

    Aldığı bu önlem hiçbir işe yaramayacak...

    Ve...

    Jakub'a, kendisinden korkmaması hususundaki ısrarından vazgeçmeyen örümcek...

    Yaşamayı sürdürecektir...

    ***

    Baktı...

    Başka çaresi de yok...

    Kendisine Hanuš adını da vereceği...

    Örümceğin sözüne güvenme kararı alan Jakub yeniden...

    Normal rutinine dönme kararını alır...

    Dakika 27...

    ***

    Jakub ile artık dost olduğu Hanuš arasındaki karşılıklı söyleşiler esnasında, özellikle de Jakub'un kişilik yapısına ve onun karısıyla olan ilişkilerine dair pek çok ekstra bilgiye de ulaşacağımız filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; bırakın bir sinema klasiği olan "2001: A Space Odyssey"i (1968), "Gravity"nin (2013) bile uzağından dahi geçemeyen...

    Jakub'un kendisi ve mazisi ile yaptığı yüzleşmesini devam ettireceği, 80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top