Senaryosunu da, aynı isimli Fransızca çektiği kendi orijinal filminden (2017) Laure Irrmann ile birlikte İngilizce olarak uyarlayarak kaleme alan Christian Carion'un yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "My Son"; gizemini finaline kadar koruyan, bir polisiye drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle İskoçya'nın; mevsimler boyunca bol yağış alan "yaylalarında (highlands)" çekildiği her halinden belli olan, İngiliz, Alman ve ABD ortak yapımı bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Aracındaki navigasyon cihazının sesli talimatlarıyla yoluna devam eden Edmond Murray (James McAvoy)...
Nihayetinde...
İki polis memurunun (Megan Daynes, Mark Barrett)...
Kendisi karşılayıp, kimliğini kontrol edip...
***
Nehrin kenarında çaresizce dikilmiş duran...
Ağlamaklı vaziyetteki...
Boşandığı karısı Joan Richmond'a (Claire Foy) yönlendirecekleri...
Noktaya ulaşıverir...
***
Ki...
Kendisini fark eder etmez...
Anında koşturarak yanına vardığında da...
Motorlu bir şişme sandala doluşmuş olan polislerin, nehirde arama yaptıklarını görerek...
Ne olduğunu soracak...
***
Ve polislerin...
Kamp tatilindeyken, birden kayıplara karışan oğulları Ethan Murray'i (Max Wilson) aramakta olduklarını öğrenecek...
***
Ardından da...
Müfettiş Roy'un (Gary Lewis) liderlik ettiği, polis ve gönüllülerden oluşan arama ekibinin...
Karada yürüteceği arama faaliyetine...
Joan ile birlikte katılırken...
***
Sonrasında da...
Bir petrol şirketinde çalışıp...
İşi gereği, sıklıkla yurtdışı seyahatlere çıkıp...
Suudi Arabistan, Irak ve Libya gibi...
Zorlu coğrafyalardaki, kimisi tekinsiz ülkelere giden Edmond...
Ofisine uğrayacağı Müfettiş Roy'un, sorularına muhatap olurken...
***
Mesleki ilişkilerinin mahremiyetini korumak bağlamında...
Her ne kadar kendisi istemese de...
Kontaklarının kontrol edilmesi adına...
Cep telefonunu da teslim etmek mecburiyetinde kalacaktır...
***
Derken...
Polis merkezindeki işlerini tamamlayarak beklemeye geçen Edmond...
Ethan'ın kaybolduğu bölgede ev kiralayan Joan'a...
Şöyle bir uğramaya karar verdiğinde...
Kendisine kapıyı...
Viski de ikram edecek olan...
Joan'un ikinci kocası olmaya hazırlanan, erkek arkadaşı Frank Gilchrist (Tom Cullen) açacak...
Ve...
Uyku ilacı verdiği Joan'un, mışıl mışıl uyumakta olduğunu söyleyecektir...
***
Ancak...
Edmond'ın asıl dikkatini çeken husus...
Bir inşaat şirketine sahip olan Frank'in...
Kendisiyle Joan için mimarlarına tasarlattığı yeni yaptıracağı evin planlarının bünyesinde...
Bir çocuk odası da bulunmasına rağmen...
Ethan'a hiç yer verilmemiş olmasıdır...
***
Bunun üzerine...
"Oğluma ne yaptın?" diyerek...
Suçlayacağı Frank'e saldıran ve onu bayıltıncaya kadar da döven...
Sonrasında da kendine...
Bir bardak viski daha alan Edmond...
Telefonuna sarılıp, gelmesini istediği Müfettiş Roy'u durumdan haberdar eder...
***
Çünkü...
Edmond'a göre suçlu Frank'tir...
Ve...
Polis bir an önce olaya el koymalıdır...
***
Fakat Edmond'un uyarısının aksine polis...
Kendisini göz altına alırken...
Kaburgasında iki kırık ve kalçasında çıkık olan Frank'i de hastaneye kaldıracaktır...
***
Zaten...
Frank'in şikayetçi olmaması nedeniyle Edmond serbest bırakılırken yapılan konuşmada...
Edmond'a hitaben...
"Şu anda bana bu soruşturmayı nasıl yürüteceğimi söyleyecek konumda değilsin..." diyecek olan İskoç Müfettiş Roy...
Küçük Ethan'ın maruz kaldığı durumun, organize bir kaçırılma vakasının sonucu olduğuna inanmaktadır...
Dakika 28...
***
Kimin haklı çıkacağının belli olacağı, filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; İngiliz basınına yaptığı açıklamalarda, tamamen senaryoya sadık kalmak yerine...
Kimi yerlerde...
Yeteneğini yansıtan "doğaçlama" tekniğini yeğlediğini de belirten James McAvoy'un, aksiyon ve sertlik de içeren performansının ön plana çıkacağı...
67 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,