En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
sskugur
Takipçi
13 değerlendirmeler
Takip Et!
1,0
23 Ocak 2008 tarihinde eklendi
sanırım bir filmi sevmek,onu her zaman izlemeyi istemek birazda yönetmene karşı duyduğunuz yakınlıkla alakalı birşey..bu yönetmenin izlediğim ilk filmiydi..yönetmenin hayata ve filmlerine karşı bakış açısını bilmiyorsanız daha doğrusu bir bilginiz yoksa filmleri sizi işkenceye davet eder..ama yönetmen hakkında bilginiz varsa ve ona yakınlık duyuyorsanız izlediğiniz film tam bir şölene dönüşür..film beklentilerinizin altında olsa bile şölende bir süs eksiktir sadece...yönetmen hakkında bilgim yok...ona karşı bir yakınlık hissetmiyorum...varın çektiğim eziyetin boyutunu siz düşünün..Filmi izledikten sonra yönetmen hakkında biraz fikrim oluştu..çektiğim tüm işkenceye rağmen yönetmenin diğer filmlerinide izleyeceğim...belki yakalayacağım bir ip,geçebileceğim bir köprü bulabilirim..Çünkü sıradışı yönetmenleri çok severim..ahhh lars von trier...!keşke sana ilk vurulduğum andaki gibi vurulsaydım davide....üzgünüm...!
yazacağım yorumda filmi açıklayan cümleler bulunacak.o yüzden filmi izlemeyenler devamını okumasın lütfen (spoiler:)
bu filmin çok karmaşık bulunmasını anlıyorum ama sırf sadece çok karmaşık diye başyapıt olarak adlandırılması çok saçma gelio bana.heleki bu filmini izledikten sonra david lynch in filmlerinde kullandığı tekniğin çok basite kaçmak olduğu fikri iyice oturdu bende.yani bu adamın yaptığı tek olay kurgu karmaşası yaratarak inanılmaz basit bir konuyu anlaşılmaz kılmak.bunuda çok basit bi şekilde yapıyor.kurguyu 2 ye hatta 3 e ayırıyor.gerçek zaman kurgusu,gerçek zamanda geriye dönüşlerin kullanıldığı kurgu ve gerçek zaman diliminde görülen olayların, kişilerin simgelerinin kullanıldığı rüyalar.
bu filmi ele alacak olursak aynı şekilde 3 kurgu var.filmin en başından mavi kutunun açıldığı kısma kadar olan kısım betty nin (Diane Selwyn) rüyası.mavi kutunun açıldıktan sonraki kısım ise gerçek zaman örgüsüne geçilen ksım.ama bununlada kalmıyor bu seferde geriye dönüşler başlıyor.olay şu aslında Diane Selwyn (betty) in rolünü çalan ve kendisini rolünü çaldığı filmin yönetmeni için terkeden lezbiyen sevgilisi camillayı (rita)kıskançlık sonucu kiralık katil turarak öldürtmesi.sonundada yaşadıı travma sonucu intihar etmesi.filmin başından mavi kutu açılıncaya kadar Diane Selwyn in rüyasını görüyoruz aslında. rüyasında kendisini restoranda gördüü garson kız betty yapıor.sevgilisi camillayıda güzellik sembbolü olan rita (hayword).restoranda o restoranla ilgili kabus gören adamda yine bir simge çünkü gerçek hayata dönünce anlıyoruzki kiralık katili yine o restorandda tutuyor.rüyada 2 kere karşımıza çıkan kovboyuda gerçek hayatta yönetmenin verdiği partide 2 saniyeliğine görüyor ve böylece rüyasına dahil oluor:)hatta o kovboy david lynch tarafından seyirciyede ipucu vermekle görevlenfiriliyor.yine rüyasında gördüğü filmin en başındaki trafik kazasıda gerçek hayatta camillanın limuzini durdurup içindeki Diane Selwyn i ormanın içinden sürpriz parti için malikhaneye götürdüğü yerde oluyor.mavi anahtarsa kiralık katil tarafından camilla öldürüldükten sonra Diane Selwyn e veriliyor bunuda rüyasında mavi kutuyu açan obje olarak görüyoruz.bide şu var tabii mavi kutu açılıp gerçek hayata dönülünce herşey bitmiş camilla ölmüştür.Diane Selwyn de perişan haldedir zaten.bundan sonra ise zamanda geriye dönüşler başlarki buda seyircinin kafasını hepten karıştırır. ama yazının başındada dediğim gibi çok basit bir yöntem bu bence.konu inanılmaz basit.senaryoda sadece kıskançlıkla işlenen bir cinayet var ortada.gerisi sadece kurgu çorbası.memento bence bu filmden çok daha iyi.
Bundan önce yazdığım yorumdan dolayı çok pişmanım. Sebebi ilk kez lynch filmi izlemem ve aceleci davranmam oldu. İzleyenlere tavsiyem sitedeki yorumları biraz araştırsınlar ve sonra tekrar izlesinler. Ben öyle yaptım ve çok şeyin değiştiğini farkettim. Üstelik Lynch'in belkide en anlaşılır filmi bu. Bir de ''Kayıp Otobanı'' deneyin bakalım neler hissedeceksiniz! David Lynch umarım ölmeden önce filmlerinde neler anlattığını yazan bir kitap çıkarır.
hiç abartmıyorum tam bi film manyagıyımdır yaklasık 1000 e yakın filmim vardır ama bu bu cok baska yaw. mulholland dr. tam olarak tam olarak, tam olarak... ne diyeceğimi bilmiyorum söylenecek bi kelime yok yane ben bulamıyorum.böyle bi film bi daha dünyaya gelmezz tam olarak 27 kere izledim ama bana sorsan filmi anlat die anlatamam.ya film bu kadar mı birbirine karıştırılarak yapılır yaaa insanın aklı almıyo yaa.sanırım BAŞyapı kelimesi bu filmi anlatabilecek en iyi kelime.aslında tam olarak yetmio bu film için ama en yakını bu diebilirz
David Lycnh 'in , sapıksal içgüdüsü ile yıkanmış, uyuşturucu kıwamındaki fiLmi. 2kere izlenmesi gerek... ama öncesinde lost highway , tween peaks (fiLmi we dizisini) mutLaka izLeyin.
Ben de ilk Lynch filmi izleyenlerdenim ve hayatımda böyle eşsiz bir film görmedim.Filmi anlayabilmek için 3 kez izledim ve buna rağmen hala çözemediğim şeyler oldu.İnsan psikolojisi,düşler,fanteziler,düş kırıklıkları bir filmde bu kadar yoğun ve etkili verilir.İzlerken 1 saniyesi bile kaçırılmamalı.Oyuncularsa harikaydı,Naomi Watts bravo dedirtiyor.
mulholland çıkmazı harika bir deneyimdi.. filmin yapısı modern-kent karakterlerini şizofrenik bir bilinçle dile getiriyor.karakterler inanılmaz çeşitlikte ve günümüz kent insanına ayna tutar özellikte, bu açıdan yazar paul auster'ın 'new york üçlemesi'ni hatırlattı bana..aslında lynch kara-film türünün son dönem başarılı örneklerini veren bir yönetmen, mulholland çıkmazında da bazı bağlantıları bu türden öğelerle birleştirmiş.hiçbir şey anlamadım diyen arkadaşların bir de bu gözle izlemesinde fayda var, bu aslında ne kadar derinlerde yüzdüğümüzü anlatacak bize..
çok karışık bir kurguya sahip ve nerdeyse ilk cd’yi anlam veremeden izliyorsunuz.ikinci yarıda taşlar sanki biraz daha yerine oturur gibi oluyor ama herşey yine karmakarışık!film bittikten sonra kafamda kendi kendime senaryolar oluşturdum,her ne kadar bazı yerleri anlamasanız da filmden çok hoş bir tat alıyorsunuz.ben bu kadar beğeneceğimi ummuyordum.özellikle naomi watts’ın sergilediği performans göz kamaştırıcıydı...
Bu dilmede filmi yapan benle resmen dalga geçti..Tam film oturtuyorum "hıı demek ki böyle" diyorum..sonra bişey çıkıyo.."sen benle dalga mı geçiyosun yaa"dedim abartısız..FiLmden hiçbişey anlamadım..ayrıntılara dikkat etmediğim içindir belki de..Başarılı bi film olduğunu söylüyorlar
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.