Senaryosunu da yazmasının yanı sıra ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmekte olan Damian Mc Carthy'nin yönetmen ve kurgunun planlandığı post - prodüksiyon sürecinin patronluğunu üstlenen editör koltuğunda da oturmakta olduğu “Caveat”; gizemini son anına kadar koruyan, bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, kendi ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmi için kameranın arkasına geçen görüntü yönetmeni Kieran Fitzgerald'ın oldukça düşük bir bütçeyle çektiği her halinden belli olmasına rağmen; kapalı tek mekanda yaratılmış katastrofiye varan derecedeki "gotik" atmosferiyle, dikkatleri üzerinde toplayan bu bağımsız (indie) İrlanda filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Elindeki, insan benzeri camdan yapılma gözleri bulunan oyuncak trampetçi tavşanıyla burnundan kan gelmiş olan Olga (Leila Sykes); sanki bir şey arıyormuşçasına etrafına bakınarak, evin bodrumuna inmektedir...
İner inmez de...
Üzerinde duran bıçağı eline almak suretiyle, aradığı şeyin içinde yer alabileceğini düşündüğü; arkasındakini gizlemek amacıyla, şöminenin önüne yerleştirilmiş olan karton muhafazada, dairesel bir kesik açarak fal taşı gibi açılmış gözleriyle, şaşkın şaşkın içerisine bakar...
Aynı esnada filmin diğer ana karakterlerinden Isaac (Johnny French), bir kapıyı çalmaktadır...
***
Kendisine, "Geçirdiğin kazadan sonra seni hastanede ziyarete geldim fakat 'beni tanımadın'... Çıkınca seni aramaya gittim ama yoktun..." diyen ev sahibi Moe Barrett'a (Ben Caplan) Isaac; "Beni neden arıyordun?" diye sorduğunda aldığı yanıt ve filmin şifrelerini oluşturması sebebiyle en ince ayrıntılarına kadar alıntılayarak aktardığımız aralarındaki diğer konuşmalar:
"İlgini çekerse sana birkaç günlüğüne iş verebilirim... Beden gücü gerektiren bir şey değil tabii..."
I - "Ne yapacağım?"
MB - "Çocuk bakıcılığı...
Kardeşim Ed (Conor Dwane) geçen yıl öldü... Olga adında bir kızı var ve babasının öldüğü evde yaşamaya devam ediyor...
Ev ıssız bir yerde, orada tek başına yaşaması fikri hoşuma gitmiyor... Şu an orada... Oraya gidip, ona refakat edecek birini arıyordum... Tanıdığım birini göndermek istiyorum...
Ne dersin?
Sana günde 200 pound veririm... Orada beş günden fazla kalacağını sanmıyorum..."
I - "Kardeşin nasıl öldü?"
MB - "İntihar..."
I - "Annesi (Inma Pavon) nerede?"
MB - "Kayıp... Sekiz ay önce ortadan kayboldu..."
I - "O senin yeğenin... Neden kendin gitmiyorsun?"
MB - "Dürüst olmak gerekirse, onunla bir hafta bile yalnız kalamam... Bazı psikolojik sorunları var... Kafa karışıklığı durumları yaşar ama zararsızdır..."
I - "Yani günde 200 pound, sadece eve gidip ona refakat etmek için mi?"
MB - "Hapsi bu..."
I - "Bundan daha fazlası olsa gerek...
***
Isaac ile Moe, yalnızca bir tilki ailesinin de yaşamakta olduğu ıssız bir adanın ortasında bulunan Olga'nın ikamet ettiği eve; otomobille gidilecek yolun tükendiği yerden itibaren, Moe'nun kürek çekeceği bir sandalla devam ederek varırlar...
Cebinden çıkarttığı anahtarla evin kapısını açar açmaz Moe, Isaac ile beraber içeri girerek; duvardaki megafonla seslendiği Olga'yı, yanlarına çağırır...
Ardından da Isaac'e yeğeninin, insanların fiziksel olarak kendisine yaklaşmasından hoşlanmayacak kadar paranoyak birisi olduğunu belirtir...
Ayrıca aynı Olga...
Kimsenin odasına, özellikle de geceleri girmesini istememektedir...
Üstelik, uykusunda saldırıya uğrayacağına dair bir korkusu da mevcuttur Olga'nın...
***
Fakat...
Isaac'in duyacağı gariplikler, bunlarla da sınırlı kalmaz...
Zira Moe, Olga'nın uyurgezer büyükannesinin ormana gidip de kaybolmaması için geceleri giydiği zincirli bir koşum takımıyla çıkıp gelecek ve bunu kendisinin de giymesini isteyecektir...
Böylelikle de Isaac'in, başta Olga'nın odası olmak üzere; evdeki bazı odalara girmesinin engellenmesi, sürecin ilk aşamasında garanti altına alınmış olacaktır...
Önce bunu kabullenmeye yanaşmasa da Isaac; şizofreni benzeri "katatoni" den de mustarip olan ve yerde elleriyle gözlerini kapatmış vaziyette oturan Olga'yı gördüğünde, çok da sürdürmez inadını ve çıkartamaması için bir asma kilit ile de vücuduna sabitlenen koşum takımını giymeye rıza gösterir...
***
İşini tamamlayan Moe adadan ayrılır ayrılmaz, evde attığı turda Isaaac; kendisine giydirilen koşum takımının zincir boyunun, Olga'nın kullandığı tuvalete girmesine izin vermemesinin yanı sıra arka bahçedeki, aynen kendisi gibi bağlanmış bir köpeğin varlığını da tespit edecektir...
İçeride bulduğu mamanın bir miktarını köpeğe verdikten sonra bahçeye açılan kapının iç tarafına koyduğu sandalyeye, bir ayağını kapının pervazına dayayarak oturmuş olan Isaac; sırtı dönük olduğu için evin ışıklarının söndüğünü ardından da zincirinden çekilerek yere düşürülmeye çalışılacağını fark edemeyecektir...
Hem de olan biteni ilgiyle izleyen köpeğin, endişe dolu bakışları arasında...
***
Kimden geldiğini bilmediğimiz bu girişimi kazasız belasız atlatan Isaac, içeriye geri döndüğünde bu kez de; duvardaki megafondan hışırtı ve çığlıkların yükseldiğini işiterek, zincirinin izin verdiği oranda evin içinde dolanacaktır...
Dakika 20...
Vizyoner yanını açıkça ortaya koyarak, sinemaya sağlam bir başlangıç yapmayı becerebilen Damian Mc Carthy'nin, bir sonraki projesini de merakla beklememize de yol açan ve kategorinin hayranlarını fazlasıyla tatmin edeceğini tahmin ettiğimiz filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 68 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,