"Occupation"ın (2018) ardından serinin ikinci filmi olarak çekilen “Occupation: Rainfall”, senaryosunu yazmanın yanı sıra editörlüğünü de üstelenen Luke Sparke'ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir bilim - kurgu aksiyon olarak geliyor karşımıza...
Yaklaşık 18 - 19 milyon dolarlık bir bütçeyle kotarılan bu filmin baş rollerine, görsel efekt ve yeşil perde teknolojilerini beyaz perdeye başarıyla uyarlayan teknisyenler ile uzaylıların maske ve kostümlerini tasarlayanların yerleşmiş olduklarını söyleyecek olursak, umarız yanılmaz ve hiçbir sinemaseveri de yanlış yönlendirmiş olmayız diye düşünüyoruz...
Haklısınız...
Bu listeye, görüntü yönetmeni Wade Muller ile animasyon ve prodüksiyon tasarımı ekiplerini eklemekte de büyük fayda var...
Gelin isterseniz biraz da filmin hikayesine değinelim...
Uzaylıların amiral gemisinin dünyaya gelişinin üzerinden iki yıl geçmiş ve yeryüzünün her tarafına gönderdikleri binlerce silahlı dron ile milyarlarca insanın ölümüne sebep olmuşlardır...
Şimdi ise sıra, insanlıktan geriye kalanların tamamen ortadan kaldırılmasın dadır...
Ki, bir avuç cesur insan olmasa, onu da rahatlıkla başarabilecekler di...
Fakat insanlık uzaylıları durdurunca, onların çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan ve artık mülteci olarak kabul edilen aklı başındaki bir kısmı, insanlarla birlikte bu savaşı bitirmeye karar verirler...
Verirler vermesine de, dünyayı istila da halen ısrarlı olan büyük bir uzaylı grubunun karşısında insanların kayıpları da artarak sürmektedir...
72 saat öncesine gittiğimizde:
Yoğun çatışmalara rağmen Matt Simmons ile (Dan Ewing) birliği, Batı Sydney'deki Uzaylı Kolonisine ulaşmış ve Üs Komutanı Albay Charles Hayes'i de (Daniel Gillies) durumdan haberdar etmiştir...
Ardından, Takım Lideri Robin Sigiro'nun (Dena Kaplan) yönetimindeki hava desteğinin de yardımıyla uzaylıların elindeki mahkumlar kurtarılmış ve Hayes'in talimatıyla içinde çocuklarında bulunduğu aynı uzaylı kolonisi havaya uçurulmuştur...
An itibarıyla, Avustralya'nın istilasının üzerinden 834 gün geçmiş olduğunu öğreniyoruz...
Yer altındaki direniş karargahında, Amelia Chambers'tan (Jet Tranter) kardeşi Marcus Chambers'a (Trystan Go), Uzaylı Garry'den (Lawrence Makoare) Amelia'nın sevgilisi Yüzbaşı Wessex'e (Mark Coles Smith) ve Suarez'den (Katrina Risteska) emekli asker Abraham'a (David Roberts) kadar bir sürü direnişçi daha mevcuttur...
Aralarında müzakere ettikleri temel konular da, karargahın tahliyesi ile kendilerine ulaştırılan "güvenilir" bir istihbarata göre şifreli bir isim olan ve o an için ne olduğunu bilemedikleri "Rainfall / Yağış" a ulaşmaktır...
Tam da bu noktada, Hayes ile Abraham anlaşmazlığa düşseler de:
1. Hem hızlıca tahliyeyi başlatmak,
2. Hem de Matt ve Garry'den oluşan gönüllü bir ekip aracılığı ile Yağış işine odaklanmak hususunda bir mutabakata varılır...
Ve yoğun uzaylı ateşi altında, bu iki farklı hedefe doğru sığınaktan çıkılarak ilerlemeye çalışılır...
Zaten uzaylılar da çok geçmeden geride kalanların yer aldığı karargahı basmışlardır...
"Pine Gap" Amerikan üssünde olduğu iddia edilen Yağış'a doğru ilerleyen aracın içinde bir de "sürpriz yumurta" bulunmaktadır...
Kim mi?
Gizlice araca binmiş olan Amelia'nın kardeşi Marcus...
Neyse...
Bu arada sivillerin ağırlıkta oldukları diğer konvoy, Mavi Dağlardaki askeri üsse ulaşmıştır...
Ancak uzaylıların her tarafı kontol altında tuttukları bir ortamda, Matt, Garry ve Marcus'un işi o kadar da kolay olmayacaktır...
Dakika 50...
Filmin sürprizlerle dolu olan geri kalanında, ilk filmi izlemiş olanların hemen tanıyacakları baba kız Peter (Temuera Morrison) ve Isabella Bartlett'lere (Izzy Stevens) ek olarak Amerikalı Bud Miller (Ken Jeong) ile Uzaylı Steve'de (Jason Isaacs) mevzuya dahil olacaklardır...
Bitti mi?
Elbette değil...
Fakat biz özellikle "iki" şeyi pek anlayamadık ve anlamlandıramadık...
Neler mi bunlar?
Her şeyden önce, "İnsanlara işkence edercesine, bu film neden bu kadar uzun tutuldu?"
Hadi buna "bir" diyelim...
Üstelik finalde bir devam filminin geleceğinin müjdesinin verilerek bardağın tamamen taşırılması faslı var ki...
Bu da "iki" olsun...
Tüm uyarılarımıza rağmen izleyeceklere sabır ve keyifli seyirler,