Senaryosunu da, Sami Berat Marçalı ile beraber yazan Ozan Açıktan'ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Geçen Yaz”; Polonyalı görüntü yönetmeni Maciek Sobieraj ve sade ama bir o kadar da ışıltılı performansı ile Deniz karakterini canlandırırken göz dolduran genç oyuncu Fatih Berk Şahin'in menajerlerince, gelecekteki projelerde referans olarak kullanabilecekleri, TV'ler de sıklıkla rastlanabilecek vasatlıkta ki, "yaz aşkı" konulu bir film olarak geliyor karşımıza...
Bodrum 1997...
Daha bir önceki yaz "abla" diye hitap ettiği, kendi ablası Ebru'nun (Aslıhan Malbora) yazlık siteden arkadaşı Aslı'ya (Ece Çesmioğlu) platonik bir aşkla yazılmaya çalışan on altı yaşındaki Deniz, ailesiyle birlikte yaz tatili için yeniden Bodrum'dadır...
Bu bir...
Deniz'in ruh halini derinden etkileyerek filmin hikayesine damgasını vuran iki olay daha mevcuttur...
Ki bunlardan ilki, aynı sitedeki komşularından Burak'ın da (Halit Özgür Sarı) Aslı'ya gösterdiği aşırı ilgi...
Bir diğeri de, ablasının sevgilisi Özgür (Eren Ören) ile olan karmaşık aşk hikayesidir...
Ozan Açıktan'dan tamamen umudumuzu kesmemize neden olan bu film, tam 101 dakika boyunca, bu üç konu etrafında dönüp dolanırken geriye de, Milli Piyangonun "amorti ikramiyesi" mahiyetindeki bir cep telefonu numarası dışında hiçbir şey bırakmıyor...
İşte o yüzden de; orta sınıf, muhtemelen de ağırlıklı olarak İstanbullu ailelerin ergen yaştaki çocuklarının, 90'lı yıllar atmosferli Bodrum gecelerine akarak yaşadıkları gönül ilişkilerinin anlatıldığı bu filmi, ne yazık ki gerçek sinemaseverler dostlara tavsiye edemiyoruz...
Bu da, bugüne kadar karaladığımız en kısa yorumumuza dair nihai "Nokta" olsun...
Son bir not:
Ozan Açıktan’a ilişkin değerlendirmemizin daha anlamlı bir biçimde anlaşılabilmesi açısından, her şeyi ile gerçekten de “sağlam bir başlangıç” olan “Silsile” (2014) ve piyasaya teslim olan Açıktan sineması adına son derece açık bir “tükenişin ilk işaret fişeği” olan “Yarına Tek Bilet” (2020) için yine bu mecrada özenle kaleme aldığımız yorumları da okumanızı öneririz...