Hırsızlar Ordusu eleştirileri

Senaryosunu, Zack Snyder ile birlikte yazdıkları hikayeden uyarlayarak Shay Hatten'ın kaleme aldığı “Army of Thieves”, başrol karakteri Sebastian'ı da canlandıran Matthias Schweighöfer'in yönetmen koltuğunda oturduğu bir aksiyon komedi olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, daha önce yine bu mecrada yorumladığımız serinin ilk filmi "Army of the Dead"in (2021) öncesinde yaşanan olayların; yeşil perde ve görsel efekt teknolojileri ile zorlu sahnelerdeki dublör oyuncu performansı kullanımlarının dikkatlerden kaçmayacak bir şekilde, aynı renklilikte anlatıldığı bu Netflix filmine de biraz daha yakından bakalım...

Almanya Posdam'lı sıradan bir banka memuru olmasının yanı sıra bir youtuber olarak youtube da videolar paylaşan "Usta Çilingir" Ludwig Dieter lakaplı Sebastian Schlencht-Wöhnert; o günkü videosunda takipçilerine, Münih'li kasa ustası Hans Wagner'in (Christian Steyer) hikayesini anlatmaya başlar...

Efsane bu ya, Richard Wagner'in "Das Rheingold (The Rhinegold - Ren Altını)", "Die Walküre (The Valkyrie - Valküreler)", "Siegfried" ve "Götterdämmerung (Twilight of the Gods - Tanrıların Alacakaranlığı)" gibi epik dörtlü operasından oluşan "Der Ring des Nibelungen (The Ring of the Nibelung - Nibelung'un Yüzüğü)" adındaki muhteşem eserine ithafen puzzle şeklinde açılması imkansız kasalar tasarlayan bu Wagner'in kasaları, zorla açılmaya çalışılmaları halinde kendilerini sonsuza kadar kilitlemeye ve devamında da, içlerindekini yakmaya programlanmışlardır...

Aynı Wagner'in ürettiği en son kasa ise, kendini de içine kilitleyerek tabutuna dönüştürdüğü bir kasa olup, çalışanlarınca okyanusun derin sularına bırakılmıştır...

Oldukça başarılı bulduğu bu hikayeyi de youtube'a yükleyen Sebastian, günlük rutin alışkanlıklarını bozmadan çalıştığı bankaya doğru yola koyulur...

Ertesi sabah, bilgisayarını açarak kontrol ettiğinde Sebastian, "Kasa Ustası: Hans Wagner" isimli videosuna yapılan bir yorumda, akşam saat 8'de Leipziger Sokak Berlin'deki bir eve davet edildiğini görerek heyecanlanır...

Ve söz konusu adrese koşturarak gider...

Aslında Sebastian, sağlam bahislerin döndüğü yeraltı dünyasındaki bir kasa açma yarışmasına davet edilmiş olup, yarışmacılardan Fireball, Valiant ve Neo ile birlikte yarı finale kalmıştır...

Final de yarışmaya hak kazananlar da tabii ki, eski şampiyon Neo ile Sebastian olur...

Ki, tek kelime ile bu final, Sebastian'ın şovuna dönüşürken, 17 yaşından bu yana Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan ünlü hırsız Gwendoline "Gwen" Starr (Nathalie Emmanuel) ile tanışmasına daha doğrusu Gwen'in kendisine, yapacakları soygunlar da çilingir olarak kullanılmak üzere iş teklifinde bulunmasına da vesile olacaktır...

Ama aynı gece değil de, bankadaki işine giderken her sabah uğradığı kafe de, üstüne kahve dökülmesine yol açan bir ani çarpışma ile...

Elbette ilk anda Sebastian, sabah sabah Gwen ile yaşadıklarının bir kamera şakası olduğunu zannedecek ancak hedefin, ABD'deki "Zombi Kıyameti" isimli salgın nedeniyle Avrupa'ya gönderilen Wagner'in üç yüzük kasası olduğunu öğrendiğinde de şaşkınlığını gizleyemeyecektir...

Bir gecelik bir düşünme payının ardından Gwen'in verdiği adrese giden Sebastian orada, ekibin hacker lideri Korina Dominguez (Ruby O. Fee), kaçış şoförü Rolph (Guz Khan) ve nam-ı diğer Brad Cage olan Gwen'in "tutkulu sevgilisi" Alexis Broschini (Stuart Martin) ile tanıştırılır...

Sonrasında da hedefteki, Bly Tanaka (Hiroyuki Sanada) isimli bir milyardere ait olan "The Rheingold" - Fransa / Paris, "The Valkyrie" - Çekya / Prag ve "Siegfried" - İsviçre / St. Moritz isimli kasalara dair icraata geçilir...

Yani an itibarıyla ilk önce, "The Rheingold"un aşağıdaki kasa dairesinde bulunduğu Paris'teki küçük bir banka şubesindeyiz...

Bu soygun tamamlandığında ve geçmişinde Alexis'e ilişkin komik bir kuyruk acısı da bulunan Interpol'den Vincent Delacroix (Jonathan Cohen) peşlerine düştüğünde, dakikalar 45'i göstermektedir...

Geride, filmin yapımcılarından da olan Zack Snyder'ın karısı Deborah Snyder tarafından, zombileri dünyasındaki "The Italian Job" (1969 ve 2003) olarak tanımlanan filmin, 82 dakikalık heyecan dolu bir bölümü daha sizleri bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,

Klasik bir soygun filmi gibi bazı yerleri saçma olmuş ama filmin tamamı izlenebilir seviyede. Film tekrar tekrar izlettirecek bir film değil soygun filmi olarak bu işin nirvanaları var bu da eh işte izlenir bir film seviyesinde.

Ben bu filme BA YIL DIM . CİDDEN ÇOK GÜZELDİ YA ama filmi bitirmiş olmama rağmen merak ettiğim bir şey var. Ana karakterimiz olan Sebastian 2. Film de ölüp ölmediği!? Biri bana açıklık getirebilirim lütfen ahhh umarım ölmemiştir. Seyirci Dieter'i en son gördüğü zaman, alfa zombi Zeus kasanın kapısını kapatırken onu arkadan yakalar. Zeus'un sıradan bir akılsız zombi olmadığı göz önüne alındığında, Dieter'i hayatta tutma ihtimali var. Zeus diğerleriyle uğraşmakla meşgulken, Dieter nükleer bomba Las Vegas'ı yok etmeden önce kaçabilir ve daha sonra söz verdiği gibi Gwendoline ile tekrar bir araya gelebilir.

Ağağağ en azından bu cümle de "ihtimal" kelimesini duyguğum için rahatlıkla ölebilirim dostummmm. Bu aşırı iç rahatlatıcı bir durum bana göre :3
Sebastian'ın ölmüş olduğunu bize kesin olarak kesit'te göstermedikleri için mutluyum. Keşke (ölüler diyarı) gibi 3.bir film gelse bence mükemmel olurdu :)
En azından Sebastian ile Gwendoline in mutlu bir sona ulaştığını herkes görürdü ve inşallah ta öyle olmuştur. Gerçi halla çok belirsiz ve imkansız gibi ... Ama olsun biz yine de Sebastian'ın ölmüş olmamasını dileyelim. Onu izlemek çok eğlenceliydi mutlu olduğum nadir anlardı🥺 onu seviyorum 😔💓 spoiler:

Mükemmel film spoiler:
kasayı açma sahnesi savaş sahneleri ve duygusal sahneleri var çocuk tam ölcekken son anda kurtuluyor falan çok iyi% izleyin