Senaryosunu da, Kurt McLeod ile beraber yazan Joe Carnahan'ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Copshop”, kapalı tek bir mekan olarak kullanılan bir polis merkezinde, gece başlayıp sabaha kadar süren oldukça kanlı bir "katliam festivali" olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, baş rollerdeki Frank Grillo ile Gerard Butler'ın da yapımcıları arasında yer aldığı, "John Wick" vari riskli aksiyon sahnelerinde, "görsel efekt" ve "yeşil perde" teknolojilerinin yanı sıra yaptığı işinin ustası olan "dublör oyuncuların", etkin bir şekilde kullanıldığı filmimize biraz daha yakından bakalım...
Çaldığı bir polis otomobili ile yaralı vaziyette, mafyanın kiralayarak peşinden koşturduğu acımasız tetikçi Bob Viddick'ten (Gerard Butler) kaçmakta olan dolandırıcı Teddy Murretto (Frank Grillo), sığınmak amacıyla yaptığı ters bir hamle ile kendini, Nevada, Gun Creek kasabasının çaylak polis memuru Valerie Young'a (Alexis Louder) tutuklattırır...
Ancak bu durum, Bob tarafından da görülerek tespit edilmiştir...
O yüzden de çok geçmez ve sarhoş numarası çekerek, gecenin karanlığında Teddy'nin yolda terk ettiği otomobili bularak inceleyen otoyol devriyesine çarpmak üzere olan Bob'da, kendini tutuklattırarak Teddy'nin tıkıldığı hücrenin karşısına attırır...
Hücreye sokulmadan önce Bob'ın polise teslim ettiği özel eşyalar arasında saat alarmlı bir duman düzeneği bulunduğundan, vakti zamanı geldiği anda da, polis merkezinde alarmlar ötecek ve büyükçe bir karmaşaya da neden olacaktır...
Elbette iş, bununla da bitmeyecektir...
Zira aynı esnada Bob, kendisi ile aynı hücreyi paylaşan bir başka tutukluyu çok fena halde döverek komaya sokacak ve ardından da nefessiz kalan o bahtsız tutuklu için polisten yardım isteyecek...
Ve...
Ne yazık ki, bu numarayı yutarak, yerde yatmakta olan yaralı tutukluya yardımcı olmak amacıyla içinde Bob'ın da bulunduğu hücreye giren karakol amiri Çavuş Duane Mitchell'da (Chad L. Coleman), Bob'ın saldırısı sonrasında kendini yerde bulacaktır...
Çavuşun silahı ile anahtarlarını alan Bob, tam Teddy'nin hücresinin kapısını açacakken, memur Young tarafından enselenerek yeniden tutuklanır...
Nihayetinde; Bob ile Teddy arasında, henüz pek anlamlandıramadığı bir ilişkinin bulunduğunu da fark eden aynı Young, flashback ile geriye dönerek olayların perde arkasını öğrenir ve işin ucunun nereye varacağını da düşünmeden, Teddy'nin "çarptığı" kumar mafyası ile bağlantılı olan Las Vegas polisini ararken, karakoldaki köstebek polis memurlardan Huber'da (Ryan O'Nan), tipik bir "manyak" olan yedekteki tetikçi Anthony Lamb'ı (Toby Huss) devreye sokacağı mafya ile temas kurar...
Anlatılan hikayenin; anlam, önem ve sonucuna ilişkin olarak "spoilersiz" ulaşmaya çalıştığımız dakika 45...
Geride, yorumumuzun en başında da belirttiğimiz gibi sizleri, 1970'li yılların atmosferinin set olarak kullanıldığı, 62 dakikalık oldukça kanlı bir "katliam festivali" bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,