Troll eleştirileri

Senaryosunu, "Tomb Raider"dan da (2018), kendisine aşina olduğumuz...

Norveçli sinemacı Roar Uthaug'ın, yönetmen koltuğunda oturuyor olmasına ilaveten yazmış olduğu hikayeden Espen Aukan'ın uyarlayarak kaleme aldığı "Troll"; aksiyon dozunun, türü sevenleri...

Yeterince tatmin edeceğini düşündüğümüz...


Doğa ve doğa olaylarıyla, mücadele etmek değil de...

Onlarla, uyum içinde yaşanılacak bir dünya düzeni oluşturmanın elzemliği fikrinin, dantela misali işlenildiği...

Bunu yaparken de, düzenin ürettiği politikacıların hedefe konulduğu...

Fantastik bir drama olarak geliyor karşımıza...


***

Gelin isterseniz, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüğünü...

Deni Jordan'ın üstlendiği, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak gerçekleştirilen; Norveç yapımı, bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

***

- Troll Tepeleri, Romsdalen -


Dağlara tırmanmakta olan, genç yaştaki Nora Tidemann (Ameli Olving Sælevik) ile babası Tobias Tidemann (Gard B. Eidsvold)...

Zirveye varıp da...

Troll Tepeleri'nin karşısında oturduklarında...

Tobias kızına, "Masalı hatırlıyor musun? şeklindeki soruyu yöneltir...

***

Elbette...

Söz konusu masalı, dinlediği günün üzerinden epey bir zaman geçmiş olan Nora'nın yanıtı...

"Baba, artık masallara inanmıyorum..." biçiminde olurken...

***

Halbuki Tobias...

Kızı Nora'nın...

"Evvel zaman içinde, bir troll düğünü yapılmış... On üç troll, sarhoş olup zamanı unutmuş... Güneş doğmuş ve ışınları, onları taşa dönüştürmüş... Falan filan..." diye uzayıp giden o masalı, çok sevmiş olduğu zannına kapılmıştır...

***

Her ne kadar Nora...

Oturdukları yerin karşısındaki Troll Tepelerini...

Sadece...

Sıradan dağ zirveleri olarak görse...

Ve manzaraya...

O bağlamda bakınsa da...

***

Ama yine de Tobias'a göre; masallarda, bir gerçek payı da bulunmaktadır...

Yeter ki insan buna kendisini, "kalpten inandırmış olsun..."

***

- 20 Yıl Sonra / Atlantik Okyanusu kıyısı, Kuzeybatı Norveç -


Elindeki telefonla, "Efendim..." diye hitap ettiği üniversitedeki yetkiliye...

Laf yetiştirmeye çalışarak, karavandan dışarıya fırlayan; ekip lideri paleantolog Secord (Espen Aukan)...

Kıyıda...

Fellik fellik, yeni bir kazıya başlamış olan paleantolog Profesör Nora Tidemann'ı (Ine Marie Wilmann) aramaktadır...

***

Çünkü...

Tam...


"Altı aydır dolanıp durdukları bu kıyıda, henüz hiçbir sonuca ulaşamamış..."


Olduklarını belirtip, toplanıp gitmeleri gerektiğini söyleyecekken...

Babasından edindiği, azmini kaybetmeme dürtüsünü; bir türlü yitirmeyen Nora...

Aradıkları fosil kanıtını nihayet bulmuştur...

***

- Hjerkinn Dovre Dağları / Dovre Demiryolu İnşaatı -


Ellerinde pankartlar bulunan yöre halkı, "Dağları rahat bırakın!" diye bağırmak suretiyle...

Dev iş makinaları ve kamyonlar ile başlanılmış olan demiryolu inşaatındaki, tünel açma çalışmasını...

Kıyasıya protesto etmektedirler...

***

Derken...

İş makinalarındaki delicilerin, kifayetsiz kaldığı bir anda...

Daha hızlı ilerleyebilmek amacıyla...

Tüneldeki personeli tahliye eden şantiye şefi, patlayıcı kullanmaya karar verir...

***

Dinamitleri patlatır patlatmaz da...

Mevcut vaziyeti kontrol gayesiyle, yeniden içeriye döndüklerinde...

Ortaya çıkacak, olağandışılık nedeniyle...

Gerisin geriye, kaçmak mecburiyetinde kalırlar...

***

- Silahlı Kuvvetler Harekat Merkezi, Akershus Kalesi, Oslo -


Dovre'deki olay, sismik hareketlilik olarak tespit edilmiş olup...

Harekat Merkezi'nde de...

O genel çerçeve içerisindeki, gerekli teknik kontroller yapılmakta...

***

Ardından da...

Bir istihbarat yüzbaşısı, bölgeye savaş uçağı gönderilmesini sağlamaktadır...

***

- Ørland Hava Üssü, Trøndelag -


İki devriye uçağı, keşif için bölgeye doğru havalanırken...

Harekat Merkezi'ndeki komutayı, Savunma Şefi General Sverre Lunde'nin (Dennis Storhøi) bizzat kendisi devralırken...

Başbakan'ın, haberdar edilmesi talimatını da verir...

***

- Başbakan'ın İkametgahı, Oslo -


Ofisine gitmek üzere, ikametgahından ayrılarak makam otomobiline binecek olan Başbakan Berit Moberg'i (Anneke von der Lippe); danışmanı Andreas Isaksen (Kim Falck) karşılarken...

Dovre hususunda da...

Kendisini yolda, Savunma Bakanı Frederick Markussen (Fridtjov Såheim) bilgilendirecektir...

***

Ki zaten...

Elde de yalnızca, Silahlı Kuvvetler'in keşif uçaklarınca çekilen ve ancak; gökten düşen bir meteorun oluşturabileceği derinlikteki çukurun, görüntülerine ilaveten ayak izini andıran şekillerin kayıtları bulunmakta olup...

Basına da, herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır...

***

Böyle olunca da sıra...

Gerek Başbakan'ın gerekse de danışmanı Andreas'ın, ziyadesiyle ilgisini çekmiş olan bu çukur ile ayak izi şekillerinin incelenmesinin; hangi meslek dalının, uzmanlık alanına girdiği mevzusuna gelir...

***

Elbette bu isim...

Bir paleantolog olan Profesör Nora Tidemann'dan başkası değildir...

Ve kendisi...

Atlantik Okyanusu kıyısındaki görev yerinden, bir askeri helikopterle alınarak...

Doğrudan Oslo'ya...

Silahlı Kuvvetler Harekat Merkezi'ne götürülecek...

***

Aç bilaç bir durumda...

Oraya, apar topar niçin getirildiğini bilmeyen Nora'yı; Andreas kapıda karşılayarak...

Doğrudan...

Başbakan, Savunma Bakanı ve Savunma Şefi ile diğer yetkililerin hazır bulundukları, toplantıya katılmasını sağlayacaktır...

***

Tabii ki de bu toplantıya, istihbarat subayı Sigrid Hodne'nin (Karoline Viktoria Sletteng Garvang); yerel protestocuların cep telefonlarını hackleyerek elde ettiği görüntüler vururken...

Sabah kahvaltılarını yapmakta olan Oddrun (Ingrid Vollan) ve Lars Gundersen (Trond Magnum) çifti de, bölgedeki kulübelerinde...

Kulübenin, yerle bir oluşuyla sonuçlanan...

Beklenmedik, bir saldırıya maruz kalacaklardır...

***

Çok geçmez...

Toplantıdaki, herkesi şaşırtan tavırları ve kendine olan güveniyle; bilimsel danışman statüsüne tayin edilen Nora ile ona göz kulak olması istenen Andreas...

Birlikte, olay mahalli olan Lesja'ya doğru yola koyulurlarken...

***

Vardıklarında kendilerine...

Özel harekat yüzbaşısı Kristoffer "Kris" Holm'de (Mads Sjøgård Pettersen) iştirak edecek ve beraberce...

Bu yaşananların sorumlusunun, peşine düşeceklerken...

***

Nora'nın, oldukça sıra dışı fikirlere sahip olmasının yanı sıra...

Sırf bu yüzden, işinden kovulup...

Bir süre de, akıl hastanesinde yatmış olan babası Tobias'ın...

Bilgisine de başvuracaklardır...

Dakika 21...

***

Gördüğü ilgi ve finalinde verilen...

Oldukça net bir mesaj neticesinde, bir devam filminin çekilmesinin de neredeyse kesinleşmiş olduğu filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; doğaya duyarlı ebeveynlerin, çocuklarını da yanlarına alıp beraberce seyredebilecekleri...

80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

Eh işte demekten daha öteye gidemeyecek bi film yani gerçekten başka film bulamadıysanız izleyin. Çok ahım şahım bişey yok ciddiyeti yok komedi gibi bişeydi

çok iyi film olmuş doğa üstü çok beyendiğim gibi giti hayran kaldım 2 ci seri filmi beklemekteyiz teşekkür ederim