“Corazón loco / So Much Love to Give”; senaryosunu da, Adrián Suar ile birlikte yazan Marcos Carnevale’nin yönetmen koltuğunda oturduğu hoş bir eğlencelik…
Öyle ki, diyelim tatsız bir gün geçirdiniz ve kafayı hiç yormadan izlenebilecek, hatta arada bir cep telefonunuza gelen (SMS, WhatsApp, Facebook vs. gibi) mesajları da kontrol ederek yanıtlayabileceğiniz çerez tarzında bir film arıyorsunuz kendinize…
İşte buldunuz…
Zira oldukça düşük bir bütçe ile çekildiği her halinden belli olan 108 dakikalık bu Netflix komedisi, işinizi fazlasıyla görecektir…
***
Filmimizin ana karakterlerinden, bir cerrahi uzmanı olan Dr. Fernando Ferro (Adrián Suar); Pazartesi – Perşembe arasındaki dört gün boyunca Arjantin Mar del Plata’daki, geri kalan üç günde de Buenos Aires’teki bir hastanede çalışarak yaşamını sürdürmektedir…
Ki, sıra dışı bu durum; dokuz yıldır devam etmekte olup, dört yüzü gidiş dört yüzü de dönüş olmak üzere yaklaşık sekiz yüz kilometre tutan bu yolu Fernando, hiç üşenmeden her hafta tepmektedir…
***
Elbette hikâyenin ilginç olan kısmı burası değil…
Asıl bomba haber:
Bizim Fernando’nun, Mar del Plata’da on dokuz yıldır evli olduğu karısı Paula (Gabriela Toscano) ve iki kızı; Buenos Aires’te de, Vera (Soledad Villamil) ve küçük oğlu ile dokuz yıldır beraber yaşıyor olmasıdır…
Yani karşımızda, tipik bir poligami ve aldatma vakası mevcut…
***
Kimsenin haberinin bulunmadığı bu ilişkiler zinciri boyunca Fernando, iki değişik otomobil ile tamamen farklı insanların numaralarını içeren iki cep telefonu kullanmaktadır…
Tabii ki, her bir kadının beğenisine uygun olarak seçilmiş “kılık kıyafetleriyle" kullandığı “parfümler” de işin cabası…
Üstelik Paula ile olan evliliği nedeniyle taktığı yüzük de, Buenos Aires girişindeki otoparkta çıkartılarak, araçta bırakılmaktadır…
***
Vera gibi yıllardır olan bitenden habersiz olan Paula’nın dert ettiği tek şey, evlenme yıl dönümlerinin, Fernando’nun Buenos Aires’te bulunduğu günlere rastlamasıdır…
İşte tam da, Fernando’nun rutin gidiş – dönüşleri ile devam ederken film, Paula’nın kocasına bir evlilik yıl dönümü sürprizi yapmak amacıyla Buenos Aires’e gelmesiyle hareketlenmeye başlar…
O gece için birlikte sabahlayabilecekleri butik bir otelde oda ayırtmış olan Paula, otelin karşısındaki bir restoranda da saat 21.30 için iki kişilik rezervasyon yaptırmıştır…
***
Şimdi, “Ne var bunda?” diyebilirsiniz…
Aynı akşam için Vera’da sinema bileti almıştır…
Gerçi bu da durdurmaz Fernando’yu ve Vera ile sinemada film izlerken arkadaşı Gonza’dan (Alan Sabbagh) gelecek “acil” kodlu bir telefon sayesinde, o gecenin kadınları arasındaki trafiğini de kafasında planlar…
Fakat evdeki hesap, çarşıya uymaz…
Vera’nın yanından ayrılarak sinema salonundan çıkan ve Paula ile buluşmak üzere restorana doğru yola koyulan Fernando, beklenmedik bir kaza geçirir…
***
Gözlerini hastanede açan Fernando için artık kâbus dolu günler başlamıştır…
Çünkü kaza sonrasında hastanede yaşanan bir detayı paylaştığı kız kardeşi Maru’nun (Betiana Blum) uyarısı üzerine bayağı bir “kıllanan” Paula, Fernando’nun peşine düşmeye karar verir…
Bize de burada, yoruma son noktayı koymak kalır…
Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 2.5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları kendimize ait olan filme dair bu yorum, ilk olarak 11 Eylül 2020 tarihinde yayınlanmıştır...