Chupa eleştirileri

Senaryosunu, Brendan Bellomo ile beraber yazdıkları hikayeden uyarlarak Sean Kennedy Moore, Joe Barnathan ile Marcus Rinehart'ın kaleme aldıkları...

Ve...

Unutulmaz nitelikteki, "Children of Men" (2006), "Gravity" (2013) ve "Rome" (2018) gibi filmlerden de tanıdığımız...

10 Academy, 12 BAFTA ve 3 Golden Globe Ödüllü usta Meksikalı sinemacı Alfonso Cuarón'un oğlu olup, babasının "Gravity"sine yazdığı senaryo ile BAFTA Ödülü de kazanmış olan Jonás Cuarón'un yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Chupa"; fantastik bir macera draması olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; C.J. Brown ile Arturo Dickey'in üstlendikleri, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

***

- San Javier, Meksika, 1996 -

Kısa yoldan zengin olma hayalleri kuran, Amerikalı bilim insanı Richard Quinn (Christian Slater); efsanevi bir yaratık olduğu varsayılan El Chupacabra'nın izini bulmak amacıyla, ekibiyle birlikte...

O bölgedeki bir mağaranın önünde kamp kurmuştur...

***

Zira...

Keçi kanıyla beslenen ve şifalı güçlere sahip olduğuna inanılan bu kanatlı yaratığın...

Tıpta, devrim yaratacağını düşünmektedir...

***

Derken...

Beklenen mucize gerçekleşir ve Quinn'in mağaranın içindeki adamları, Chupa'dan koparak düştüğünü varsaydıkları bir tüy parçasına rastlar rastlamaz...

Kendisini haberdar ederek, mağaranın içine çağırırlar...

***

Buldukları şey...

Gerçekten de bir Chupa'dır...

***

Yani o...

Artık bir masal kahramanı değil; Quinn'in en başından beri iddia ettiği gibi, kanlı canlı olarak önlerindedir...

Ama buldukları...

Sadece yavru bir Chupa'dır...

***

Ve..

O yüzden de...

Yavrusunu, insanlardan koruma refleksiyle...

Devasa boyutlardaki, anne Chupa; öncelikle Quinn ve adamlarının karşısına dikiliverir...

***

Ardından da...

Ağzıyla kavradığı yavrusunu kaptığı gibi uçarak kaçmaya ve o mağaradan uzaklaşmaya çalışır...

***

Ancak...

Yakaladıkları Chupa'yı elinden kaçırmak istemeyen Quinn; silahıyla arkasından ateş etmek suretiyle kendisini vurarak, kanadından yaralar...

***

Sanki bu da yetmezmiş gibi...

Telaşla kaçarlarken, kendilerine bir sivil otomobil de çarpar...

***

Böyle olunca da...

Peşlerinden gelmekte olan Quinn ve adamlarından kaçmakta iyice zorlanmaya başlayan anne Chupa; yavrusunu güvenli bir yere yerleştirir yerleştirmez, kendini avcılarının hedefine koyarak...

Kaçışını sürdürür...

***

Ertesi gün...

Kansas Şehri'ndeki Lakewood Ortaokulu'nun yemekhanesinde açık olan TV'deki Kanal 5'in ana haber programındaki spiker (Krystin Goodwin)...


"Latin Amerika'dan gelen bir haber, bütün dünyaya büyük bir hızla yayılıyor... Keçi kanıyla beslenen tuhaf bir hayvan olan El Chupacabra, günümüz efsanelerine konu olacak cinsten...

Küçük Meksika kasabası San Javier'deki çiftçiler, onu gördüklerini ileri sürerken; bölgedeki onlarca keçinin, gizemli ölümüne de hiçbir açıklama getirilemedi...

Bunu bir tür aldatmaca olarak gören şüphecilere göre bu hikaye..."


Diye devam eden, bir haberi sunmaktadır...

***

İşte bu yemekhanede, Jonás Cuarón bizleri...

Çevresine dair uyum sorunu yaşaması nedeniyle bir türlü arkadaş edinemediği için, tek başına oturduğu bir masada evden getirdiği Meksika yemeklerini yiyip...

Elindeki Game Boy ile oynayarak vakit geçiren, 13 yaşındaki Alex (Evan Whitten)...

***

Alex, okuldan çıkıp eve gittiğinde de...

Israrla...

Sürekli olarak Meksika yemekleri pişirmekle yetinmediği gibi kendisini, anavatanı Meksika'ya göndermekte de kararlı olan annesi Julia (Adriana Paz) ile tanıştırır...

***

Fakat...

Meksika seyahati ve oradaki akrabalar, zaten İspanyolca da bilmeyen Alex'in hiç de umurunda değildir...

***

Ancak...

Kendisine, Alejandro diye hitap etmekten hoşlanan annesi Alex'i...

Eğer kansere yenik düşerek ölmemiş olsaydı, babası Beto'nun da kendisine refakat etmek istemiş olduğu şeklindeki duygu sömürüsü vasıtasıyla ikna etmek de...

Çok da zorlanmayacak...

***

Meksika'ya ayak bastığı anda da...

Havalimanında kendisini, eskiden ünlü bir luchador güreşçisi olan büyükbabası Chava (Demián Bichir) karşılayacaktır...

***

Kısa bir otomobil yolculuğu sonrasında Alex ile Chava; ailenin, San Javier'deki çiftlik evine varacak...

Ve...

İngilizce bilmeyen sevimli kuzen Memo (Nickolas Verdugo) Alex'e, etrafı gezdirirken...

Gördükleri karşısında Alex'in ağzı, şaşkınlıktan açık kalacaktır...

***

Bu arada...

Memo'nun ablası olan Luna (Ashley Ciarra), en azından İngilizce bilmektedir...

Yoksa...

Alex açısından hayat, daha da çekilmez bir hal alacaktır San Javier'de...

***

Neyse...

Aynı gün içerisinde Alex...

Her ne kadar büyükbabaları, saçma ve masalsı olarak kabul ederek...

Öyle değerlendirse de...

Hastalanan...

Aslında ısırıldığı açıkça belli olan çiftliğin bahçesinde, uzanmış yatmakta olan zavallı bir keçi sayesinde; Cupha gerçeğiyle yüzleşecektir...

***

Ki...

Aynı esnada Quinn...

Takriben, 15 - 20 kilo ağırlığındaki yavru ve 250 - 300 kilo ağırlığındaki, ayılar gibi içeri çekilebilen pençeleri bulunan yetişkin Cupha'ya ilişkin bilgileri; ses kayıt cihazına kaydetmekte ve alandaki çalışmalarını da sürdürmektedir...

***

Böylelikle de biz...

Her iki Cupha'nın da, henüz yakayı ele vermemiş olduklarını anlamış oluyoruz...

***

İşte bu sebeple de...

Quinn'in, ele geçirilecek bir Cupha sayesinde ilaç sanayiinde...

Milyar dolarlar kazandıracak, devasa bir patlama yaratacağını söyleyerek devam ettirdiği projesini finanse eden iş insanları...

Onların temsilcisi Taylor'ın (Michael Kostroff) aracılığıyla...

Birkaç güne kadar bir sonuç elde edememesi halinde, desteklerini keserek kendisini bir başına bırakacakları bilgisini iletmişlerdir...

Dakika 25...

***

Çocuklarıyla beraber izleyebilecekleri film arayan ebeveynlere, gönül rahatlığı ile önerebileceğimiz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; bir aile filminde bulunması gerektiği kadar aksiyonu da içeren, sürprizlerle dolu 70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

Chupa filmi bence ortalamaydı film bazen konudan çıksa da film aile filmiydi izlenir filme puanım 10/6 ve 😄